TOGG yalnızca bir otomobil değildir

Okuyucu soruyor:

Haberin Devamı

“TOGG’la ilgili ne düşünüyorsunuz?”

Madde madde anlatayım.

- TOGG’a yalnızca bir otomobil olarak bakarsak yanılırız.

Türkiye bu atılımla yıllardır süren bir hayalin gerçek rotasını başlatmıştır.

Bu rotanın iki boyutu vardır.

VİZYON BOYUTU

TOGG’un üretimi Türkiye’nin ufuklarını kuşatan zincirdeki üç halkanın kırılmasıdır.

Birinci halka: “Biz yapamayız” korkusu... Yıllarca peşinden koştuğumuz İHA’ları düşünürseniz... İşte en iyisini yaptık. TOGG bu cesaretin milletçe kazanılmasıdır.

İkinci halka: “Nerede bizde onu yapacak teknoloji?” İşte Türk mühendislerinin dünya çapındaki köprülerden barajlara kadar kendi emeğiyle ulaştığı başarı. İşte TOGG...

Üçüncü halka: “Abi adamlar yapıyor yaaa...”

Ve TOGG’la gelen cevap: “Olur mu abi. Bak biz de yapıyoruz artık...”

Haberin Devamı

Sonuç olarak TOGG’un rotası, bu üç halkayı da millet nezdinde kırmıştır.

Ve işte yalnızca bu nedenlerle bile TOGG, bir otomobilin çok ötesindedir.

Siyaset üstüdür.

MARKA BOYUTU

TOGG üretime geçince ne olacak?

Sonuçta bu bir kamu yatırımı olmaktan, bir devlet arabası olmaktan çıkmalıdır. Çıkacaktır. O zaman üç faktör devreye girer...

Fiyat... Pazarlama/Tasarım... Rekabet...

TOGG yalnızca iç pazara yönelmeyecek elbette. Dünya rekabetine açılacak. Bunun için de marka, fiyat, pazarlama ve rekabet gündeme gelecek. Ve işte bunu başardığı zaman, çok sevineceğiz. Gururlanacağız.

Hatta benim beklentim... Bu teknoloji ve yan sanayinin artmasıyla Türkiye’de başka markalar üretilebilecektir...

Çok mu zor? Elbette çok zor. Çok çalışmak ister. İnat ister. Meşakkat ister.

Peki olur mu? Olur olur.

TOGG yürüdü bir kere.

Bal gibi olur...

Vizyon budur. Marka olmaktır...

GIDA KRİZİNİN ORTASINDAKİ GEMİDEN GELEN O MESAJ

ÖNCEKİ gün Karadeniz’de bekletilen gıda yüklü bir geminin durumuyla ilgili önemli bir ayrıntıyı öğreniyorum.

Uzun süredir bekletilen gemiden gelen mesaj şu: “... gemide her türlü evrak tamam.... Konşimento tamam... Phytosanitary (Bitki sağlık sertifikası) ıslak imzalı tamam... Çıkış limanının verdiği Fumigasyon sertifikası tarihiyle belli... Geminin GPS’i açık, saat saat nerede olduğu görülüyor... Ama izin verilmiyor...”

Peki neden izin verilmiyor?

Haberin Devamı

Çünkü BM’nin oluşturduğu izin komisyonunda her uzman onay veriyor. Bir tek Rus görevli karşı çıkıyor. Rus görevli, konşimentoyu istediği gibi, yükleme limanının ıslak imzalı mührünü de istiyor. Oysa bu gemi ve diğer gemilerden 30 senedir böyle bir çıkış limanı onayı istenmemiş.

Belli ki Rus görevliye Moskova’dan bir mesaj gelmiş: “Engelle... Zorlaştır...”

O zamana kadar istenmeyen bir şey neden yalnızca Rus görevli tarafından istenir?

Başka bir açıklaması olabilir mi?

Zaten bu olayın ardından...

Rusya, İngiliz ordusu ve Ukrayna ordusunun saldırılarını bahane ederek geçiş iznini askıya alıyor. Böylece dünya ikinci kez “gıda kriziyle” karşı karşıya kalıyor.

Haberin Devamı

Yalnızca bu olay bile gösteriyor ki...

Rusya ile Batı arasında bir bilek güreşi haline gelen bu savaş kolay kolay bitmeyecek.

Dünya yeni krizlere uyanacak...

SAYIN VEKİLLER‘ MİYAAAAAAVVV’

TORBA yasayla birlikte mamadaki KDV’nin inmesini bekliyorduk.

Ama olmadı.

Ciddi şekilde zam gören mamaları almak mümkün değil.

Birçok insan mecburen kedisini, köpeğini sokağa bırakıyor... Kış geliyor. Belediye barınakları mamasız...

İşte bir daha soruyorum:

Bakliyatta yüzde 1, gıdada yüzde 8 olan KDV, neden mamalarda yüzde 18?

Neden inmiyor?

Sayın Tarım Bakanlığı... Sayın Ticaret Bakanlığı... Sayın Hazine Bakanlığı... Sayın Vekiller...

Yasaya bir madde eklemek sizin elinizde.

Haberin Devamı

Madem bizim dilimizi dinlemiyorsunuz...

Bir de böyle seslenelim:

“Miyaaaaavvvvv” yahu...

“Hev... Hev... Hev...”

Yazarın Tüm Yazıları