Kimse kızmasın ama bu afişi sevmedim

YARINDAN itibaren iki gün boyunca, bu sayfada yazılarımın başına Cumhurbaşkanlığınca hazırlanan bir logo koyacağım. Ama bu yandaki afiş olmayacak.

Haberin Devamı

15 Temmuz 2017 gecesi darbenin birinci yılında, elbette ülkesini seven her Türk vatandaşı gibi ben de o gün hayatını kaybeden insanları rahmetle anacağım.

*

Ama şunu da yapacağım.

PKK’ya karşı savaşırken hayatını kaybeden, El Bab’da hayatını kaybeden şehitlerimizi de aynı duygu ile rahmetle anacağım.

*

Bunu yaparken 15 Temmuz’la ilgili bir itirazımı da dile getireceğim. Cumhurbaşkanlığı, yanda fotoğrafını gördüğünüz bir afişi de hazırlatmış.

Lafı hiç dolaştırmadan hissiyatımı söyleyeyim.

Bu afişi hiç sevmedim.

*

Neden biliyor musunuz?

Kimse kızmasın ama bu afişi sevmedim

Darbeye katılan aşağılık subaylar ordunun yüzde 10’unu bile geçmiyor.

Haberin Devamı

Bu kahraman ordunun kahraman subayları, siz bu yazıyı okurken ülkenin sınırları içinde PKK’ya, sınırları dışında IŞİD ve YPG’ye karşı hâlâ savaşıyor.

Her gün şehit veriyor, şehit arkadaş cenazesi kaldırıyor.

*

Bir düşünün...

Türk subayını böyle pespaye bir halde gösteren şu afiş karşısında o insan ne hisseder?

*

Ben kendimi iyi hissetmedim.

15 Temmuz’da oluşan muazzam birlik ruhunun böyle iptidai bir afişe ihtiyacı yok...

*

“Canım ne var, orada kastedilen darbeci subay” deyip geçiştirmeyin...

Neticede o afişin üzerinde Türk ordusunun üniformasını taşıyan bir subay görüyoruz.

*

Unutmayın ki aynı üniformayı taşıyan kahraman subaylarımız dağlarda teröristle savaşıyor. Katar’daki üste o üniformayı taşıyor.

*

Derim ki...

O afişi bir kere daha düşünün...

ESKİ TÜRKİYE’NİN SON GÜNÜ 2001 RÜŞVET TARİFESİ NEYDİ

Kimse kızmasın ama bu afişi sevmedim

MİRGÜN Cabas’a göre 2001 “eski Türkiye’nin son yılıydı”...

*

Hafta sonu onun yeni çıkan bu kitabını okudum.

Kitabın 103’üncü sayfasında o günün Türkiye’sindeki geçerli rüşvet tarifesi verilmiş.

*

Bundan 16 yıl önce ülkemizde ‘Rüşvet tarifesi”şöyleşmiş:

- 168 MİLYON: Gümrüğe işi düşenlerin ödediği rüşvet.

- 156 MİLYON: Mahkemede iş gördürmenin bedeli.

Haberin Devamı

- 68 MİLYON: Belediyede 59 milyon, tapuda 30 milyon ilk ve ortaöğretimde iş yaptırmanın bedeli.

Tabii bunlardan 3 sıfırı atacaksınız.

*

Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) yaptırdığı araştırmaya göre Şubat 2001’de rüşvet tarifesi böyleymiş.

O günlerde trafik polisine yakalananlar 15 milyon vererek kurtuluyormuş.

*

Aynı yıl İstanbul Defterdarlığı’na göre naylon fatura işine karışan şirket sayısı 23 binmiş.

*

Ama “eski Türkiye’nin son yılında” en ilginç rüşvet tarifesi Ankara Ticaret Odası’nın verdiği şu bilgi:

“İhale kazanan firmalar, ihale tutarının yüzde 15’ine varan bölümünü siyasi partilere “katkı” olarak vermek zorundaymış...

*

Tabii “eski Türkiye’nin” bir de adalet tablosu var.

O da iç açıcı değil.

*

Peki bugün durum ne?

Haberin Devamı

TESEV gibi kuruluşlar bugün böyle bir araştırma yapmaya cesaret edebilir mi bilemem.

Demek ki eski Türkiye’de yapılabiliyormuş.

Bu kitabı dikkatle okuyorum.

Şunu anlamaya çalışıyorum:

Acaba 2001 sadece “eski Türkiye’nin son yılı mı”?...

Yoksa çok hızla eskiyen “yeni Türkiye’nin de ilk yılı mı”?

Ve yolsuzluk ve adalet paradigmaları açısından baktığımızda, hızla eskiyen “yeni Türkiye’nin son yılında” durum nedir?

*

- NOT: Mirgün Cabas: “2001, Eski Türkiye’nin Son Yılı”, Can Yayınları, Haziran 2017

YOLSUZLUK SIRALAMASI ESKİ VE YENİ TÜRKİYE

ÜLKELERİN iş ve siyaset dünyasındaki yolsuzlukları gözlemleyen sivil toplum örgütü “Transparency International” (Uluslararası Şeffaflık Örgütü), dünya yolsuzluk sıralamasını yayımlıyor.

Haberin Devamı

Onun rakamlarına baktığımda çok ilginç bir tabloyla karşılaştım.

Eski Türkiye’nin son yılı olan 2001 yılında bu felaket yolsuzluk tablosu ile Türkiye dünya sıralamasında 54’üncü sıradaymış.

Yani en fazla yolsuzluk olan 54’üncü ülke... Bundan tam 10 yıl sonra yani 2012 yılında da Türkiye aynı sırada duruyor.

Oysa AKP’nin ilk yıllarında, mesela 2005’te 77’nci sıraya kadar inmiş. Yani biraz düzelme olmuş.

Ancak 2012’de eski Türkiye’nin son yılına dönmüşüz.

Daha sonraki 4 yıla baktığımızda ise, yeniden 61’inci sıraya inmiş.

Ama neticede, yeni Türkiye de eski Türkiye de maalesef yolsuzluk sıralamasında 50 ile 60 arasındaki sıralarda inip çıkıyor.

YOLSUZLUĞUN BUKALEMUN OLARAK KISA TARİHÇESİ

Haberin Devamı

YILLAR önce Fransa’da yayınlanan bir kitapta okumuştum.

‘Rüşvet, bukalemun bir insan davranışıdır” diyordu...

Yani ülkeye, döneme, ülkelerin karakterine göre, renk ve şekil değiştiren ahlaki bir sorun. Bazı gelişmekte olan ülkelerde şirketlerin aldıkları ihalelerden iktidar partisine pay verme eğilimi şekil değiştirebiliyor.

Bir zamanlar bu, sadece parti bağışı şeklinde olurken, son 10 yılda bazı Latin Amerika ülkelerinde iktidar medyasına verilen akıl almaz destekler, devletten alınan ihalelerden gelen parayla iktidar adına medya satın almalar şekline dönüşüyor.

O ülkelerde iktidarlar da el koyduğu şirketlerden, kamusal kuruluşlardan, kendisini destekleyen medyaya inanılmaz reklam ve promosyon destekleri vermeye başladı.

Yani yolsuzluk dokuz değil on dokuz canlı bir ejder.

Öyle eski-yeni tanımıyor...

GÜNÜN ŞARKISI

 

- No Method: “Let Me Go”

Her yerde o çalıyor... Arkadaki Doğu çizgilerini taşıyan enstrüman başladığı zaman yerinde oturmanız mümkün değil... Kesin bu yazın banko şarkılarından biri...

Tabii Katy Perry, Nicki Minaj’la söylediği “Swish Swish”i de
unutmayın.


 

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

 

Yazarın Tüm Yazıları