Bir ağrı kesicinin karanlık odası

DENNİS McGuire adını muhtemelen hiç duymadınız.

Haberin Devamı

Zaten niye duyacaktınız ki...
Muhtemelen onunla ilgili bazı haberleri okudunuz ama olayı hatırlasanız da adamın adını hatırlamamanız çok doğal.
Neyse...

RAHİP ‘ADAM BALIK GİBİ ÇIRPINIYORDU’ DEYİNCE

Dennis McGuire bir kadının ırzına geçmek ve öldürmekten dolayı Amerika’nın Ohio eyaletinde idama mahkûm edilmiş bir suçlu.
Biliyorsunuz Amerika’nın 31 eyaletinde hâlâ idam cezası uygulanıyor.
McGuire’in cezası geçen ocak ayında, damarına özel bir ilaç kokteyli şırınga edilerek infaz edildi.
İdam cezasına karşı olmayan bir Amerikalı için buraya kadar her şey normaldi.
Ancak, infaz sırasında mahkûma dini destek veren rahibin yaptığı açıklama, en fanatik idam yanlılarının bile kanını donduracak nitelikteydi.
Rahibe göre, adam, damarına ilaç verildikten sonra 11 dakika can çekişmişti.
“Kıyıya vurduktan sonra çırpınan bir balık gibiydi” diyordu.
Asıl felaket mahkûmun kesin ölüm raporu açıklandıktan sonra ortaya çıktı.
Kesin ölüm ilaç verildikten 26 dakika sonra gerçekleşmişti.
Dünya ayağa kalktı.
En çok da idam cezası yanlıları...

Haberin Devamı

CEZAEVİNİN AĞRI KESİCİ STOKU TÜKENİNCE OLAY ANLAŞILDI

Olayın üzerine gidildi.
Gidildikçe idam hücrelerinin arkasındaki karanlık gerçekler ortaya çıkmaya başladı.
Ohio’nun çok önemli bir sorunu vardı.
Eyalet idam cezalarında kullandığı zehirli kokteylin içine “Sodium thiopental” isimli bir ilaç koyuyordu.
İlaç idam edilecek mahkûmun acısını azaltacak analjezik bir maddeydi.
Sorun şuydu:
Bu ilacı sağlayan şirket 3 yıl önce üretimi durdurmuştu.
Eyaletin elindeki stok da geçen yıl tükenmişti.

SONUNDA ARANAN İLAÇ AVRUPA’DA BULUNDU AMA

Sonunda ilaç başka yerde bulundu.
Avrupa’da bu ilacı üreten birkaç şirket vardı.
Ancak ilacın bulunması sorunu çözmüyordu.
Çünkü Avrupa Birliği idam cezalarını kaldırmıştı. Ayrıca bu tür ilaçların, idam infazlarında kullanılmak amacıyla başka ülkelere satışına da izin vermiyordu.
Aynı günlerde bir başka eyalette de ilginç bir olay meydana gelmişti.
Missouri eyaleti bir Alman şirketinin Amerika’daki dağıtımcısına “Propofol” adlı bir ağrı kesici siparişi vermişti.
Ancak siparişi verirken bunun infazlarda kullanılacağını bildirmemişti.

Haberin Devamı

İŞ ANLAŞILINCA ALMAN ŞİRKET FENA PANİKLİYOR

Oysa dağıtıcı şirketin Alman üretici ile yaptığı anlaşmada bunların infazlarda kullanılamayacağına dair bir madde bulunuyordu.
Olay ortaya çıkınca Alman şirkette panik başladı.
Çünkü Avrupa Birliği bu konuda çok hassastı ve şirketin Amerika’ya bütün Propofol satışını yasaklayabilirdi.
Amerika’da sadece kolonoskopi, açık kalp ameliyatları ve sezaryen doğumlar için 50 milyon kasa Propofol kullanılıyor.
Bu da Alman şirket için en büyük pazarın kaybedilmesi demekti.
Şirketin bir başkan yardımcısı Amerikalı dağıtıcıya mektup yazarak, “Lütfen, lütfen, lütfen gönderilen malları iade edin” demişti.

STOĞU TÜKENEN CEZEVİ BAŞKA İLAÇ KULLANDI

Haberin Devamı

Ohio’daki infaz işte bu şartlarda gerçekleşmişti.
Elindeki stok tükenen cezaevi, daha önce hiç denenmemiş yeni bir ilaç kullanmış ve bu da insanlık açısından tam bir felaketle sonuçlanmıştı.
Peki cezaevi neden hiç denenmemiş bir ilacı kullanmıştı?
Aslında manasız bir soru.
İlaç kimin üzerinde denenecekti?
Bir ilaç insanı kaç saniyede öldürür diye bir deney mümkün olabilir miydi?
Bunu düşünmek dahi tıp doktorlarının meslek ruhuna ve pratiklerine aykırıydı.
İdam “tıbbi bir prosedür” kabul edilmiyordu.
Dolayısıyla idam için bilimsel protokol yapmak mümkün değildi.

BİLİMSEL PROTOKOL OLMAYINCA HAYVAN DA KULLANILAMIYOR

Bilimsel protokol kabul edilmediği için hayvanları da deney amacıyla öldürmek kabul edilemezdi.
Ohio’daki olay şunu gösterdi:
Ölüm cezası giderek daha arızalı bir hale geliyor.
Bugüne kadar hiçbir bilimsel araştırma, ölüm cezasının caydırıcılığı konusunda herkesin hemfikir olduğu bir sonuç ortaya koyamadı. Buna kimsenin itiraz edemeyeceği bir gerçek var. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1973 yılından bu yana infaz edilen kişilerden 144’ünün o suçu işleyen kişi olmadığı ortaya çıktı.
Ama onlar için adalet çok gecikmişti.
Ölümü geri çevirmek mümkün değildi.
İlaç sıkıntısı Amerika’daki bazı eyaletleri tekrar elektrikli sandalyeye döndürüyormuş...
Bunun yerine Avrupa gibi yapıp idam cezasını kaldırmayı düşünmek daha insani olmaz mı?

Haberin Devamı

-------------------------------------------------------------------

NOT: Bu yazıyı “Scientific American” dergisinin mayıs sayısından derledim.
Derginin kapak konusu da çok ilginç.
Fizik bilimi kainatı açıklamada bir krizle karşı karşıyaymış. Bu krizi aşamadığı takdirde kainatın oluşumunu açıklamada yeni bir yol aramak zorunda kalabilir diyor.
Tam “Tanrı parçacığını bulduk” derken acaba yeniden Tevrat, İncil ve Kuran’a mı döneceğiz acaba?

Yazarın Tüm Yazıları