‘Nasıl olsa affedilmem artık’

Daha önce ‘Nasıl olsa Allah affeder’ başlığı ile, şeytanın insanı kandırma yollarından birinin Allah’ın rahmeti ile aldatmak olduğuna dikkat çekmiştik.

Haberin Devamı

Ancak şeytan, insanı bunun tam aksi ile de kandırmaya çalışır. İnsanların bir kısmı işledikleri günahları sebebiyle çok kötü bir insan olduklarına ve artık geçmişte yaşamış oldukları hayattan pişmanlık duysalar da affedilmelerinin mümkün olmadığına inanırlar.

 

Bu yanılgıları ise hayatlarına aynı hatalar ile devam etmelerine sebep olur.

 

- Sebep olur, çünkü “Zaten ahiretimizi kaybettik bari bu dünyamızı yaşamaya devam edelim” yanılgısına düşer çoğu insan.

 

ALLAH İLE BAĞINI KOPARMA

 

- Yani bir manada şeytan insana, Allah’ın rahmetinden ümit kestirir şeytan insana.

 

Haberin Devamı

Oysa Kuran ayetleri bu konuda uyarılarda bulunur:

 

- “Ey benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak gafur, mutlak rahimdir. (Zümer suresi 53)

 

Bazı insanların hatalarından dönmek ve Allah’a yaklaşmak istediklerini görürüz.

 

Bu aşamada da şeytan insanı tuzağa düşürmeye çalışır.

 

- ‘Allah’a karşı hatam çok olduğundan dua ve ibadet etmeye yüzüm yok’,

 

- ‘İrademe yenildiğim için hatalarımdan vazgeçemiyorum’ şeklinde söylemler ile farkında olmadan kişi kendini Rabbinden daha da uzaklaştırır.

 

Bu da çok büyük bir yanılgıdır. Hata yapıyor olmak kulluk vazifelerini yerine getirmeye engel olmamalıdır.

 

Kişi hatalarını tekrar etse de ne yapıp edip üzerine vazife olan kulluk görevlerini yerine getirebildiği oranda gerçekleştirmeye azmetmeli ve bu sayede

 

Haberin Devamı

Allah ile olan bağını sıkı tutmalıdır.

 

- Aksi halde kişi Allah’tan uzaklaştıkça daha da fazla gömülecektir hatalara.

 

GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK

 

Şeytanın bir diğer tuzağına düşerek, çevresindekiler tarafından,

 

- ‘Sen de mi namaza niyaza başladın’,

 

- ‘Aklın yeni mi başına geldi’,

 

- ‘Senin geçmişini de biliyoruz biz’, şeklinde sözlere muhatap olacağı kaygısıyla bazen dine yönelmekten çekinir kimi insanlar.

 

Çünkü geçmişteki hatalarını kabullenmek herkesin harcı değildir. Bazen insanın en fazla zoruna giden şey ardında bıraktığı yıllarını boş yere yaşadığı gerçeği ile yüzleşmesidir. Oysa hesap günü geri dönüşü mümkün olmayan yüzleşme ve pişmanlıktansa hemen şimdi pişman olup gerçeklerle yüzleşmek ve şeytanın bu tuzağına düşmeden içtenlik ile Allah’a yönelmek gerekir.

 

Haberin Devamı

Ayetlerden de görüldüğü gibi her ne hataya düşmüşse düşsün insan, şayet gerçekten pişman olmuş bir içtenlik ile yönelmişse Rabbine, affedilmek için ümitli olmalıdır.

 

İnsanın bu ikisi arasındaki dengeyi kurması, Allah’ın hiçbir emrine uymadan ‘Allah nasıl olsa affeder’ hatasına da, artık nasıl olsa affedilmem yanılgısına da düşmemesi gerekir.

 

- Yeter ki kişi kendini kandırmadan hatalarından vazgeçerek temiz bir kalp ile Rabbine yönelmek istesin.

 

- İnsan için af ve tövbe kapısı sonuna kadar açıktır. “Rabbinizden af dileyin! O, bağışlamayı çok sevendir.” (Nuh suresi 10)

 

GIYBET ETMEYİN

 

Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! (Hucurat suresi 12)

 

*

 

Haberin Devamı

Ayetten de anlaşıldığı gibi, Allah her konuda gerçek bilgiye sahip olunmasını istemektedir. Zan ile (kesin bilgiye dayanmadan) hatalı bir şekilde haksız yere insanlara çeşitli yakıştırmalarda bulunmak ve insanların ayıplarını ortaya çıkarmak için çalışmak yasaklanmıştır.

 

- Yine insanların arkasından olur olmaz şekilde konuşmak, inananların arasını bozacak türlü söz ve fiillerde bulunmak da yasaklanmıştır. Zanda bulunduğunuz bir kişiye yaptığınız yakıştırmada yanılıyor ve bu yüzden günaha giriyor olabilirsiniz.

 

ÖLMÜŞ KARDEŞİNİN ETİNİ YEME!

 

Ayetlerde: “Zan, gerçek adına hiçbir şey ifade etmez” (Yunus suresi 36) buyrulmakta ve inanan birinin açık delil üzerine hareket etmesi gerektiği söylenmektedir.

 

Haberin Devamı

- İnsanlar hakkında gıybet etmeyi; “Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi?” (Hucurat suresi 12) şeklinde oldukça çarpıcı bir benzetme ile kınayan ayetler, inananları gıybet etmekten ve zanda bulunmaktan men etmektedir. Samimi bir inanan, inanan kardeşinin kusurlarını örten, ona hayırlı tavsiye ve öğütlerde bulunan kişidir.

 

ALLAH’IN İSİMLERİ

 

Muhît

 

Her şeyi kuşatan. İlmi, kudreti ve sıfatlarının tüm tecellileri ile varlığı kuşatan.  

 

Basîr:

 

Her şeyi en iyi şekilde ve her durumda gören. Görme gücünün kaynağı.

 

 

KURAN’DAKİ MÜSLÜMAN NASIL BİR İNSANDIR

 

Müslüman, Allah’ın sınırlarına tüm içtenliği ile riayet edendir. Sınırlarını aşmaktan, nefsine ve şeytana uymaktan Allah’a sığınandır. Nefsine hâkim olandır.

 

- Nefsin yani benliğin kendisi doğrudan kötü bir şey değildir. Kötü olan nefsin kontrol edilememesidir.

 

*

 

Ayetler bu gerçeğe dikkat çeker:

 

“(Yemin olsun) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene. Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, benliği temizleyip arındıran, gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır.” (Şems suresi 7-10).

 

- Nefsin kontrol edilmesi ve kötü hislerden arındırılması kişinin kendi çabasına bağlıdır.

 

- Nefsini kötülüklerden arındırmamak ise nefsin ilahlaştırılması şeklinde sonuçlanır: “Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü?” (Furkan suresi 43).

 

*

 

Allah bizden nefsimizi öldürmemizi değil güçlü bir irade ile kontrol altında tutmamızı yani ona hâkim olmamızı ister.

 

- Helal dairesi içinde bir şeyleri istemek gayet doğaldır.

 

Şayet Allah vermek istemeseydi isteme duygusunu bize vermezdi. Önemli olan istediğimiz ve önemsediğimiz şeylerde aşırılıklardan uzak bir şekilde ölçülü olmayı bilmek ve kişisel isteklerimizi Allah’ın isteklerinin önüne geçirmemektir.

 

MEKANİK MÜHENDİSLİĞİN ÖNCÜSÜ: AHMED BİN MUSA (803-878)

 

Mekanİk mühendisliğin öncüleri arasında gösterilen ve astronomi konusunda da derin bilgiye sahip olan Ahmed bin Musa, kardeşleri ile birlikte yıldızların doğuşu, batışı aynı zamanda onların resimlerini gösteren ve su kuvveti ile çalışan otomatik bir cihaz yaptı.

 

- Bunun dışında, otomatik su kapları, ışık miktarını ayarlayabilen kandiller, izafi ağırlık ölçen aletler gibi yüzlerce mekanik aleti tasarladılar.

 

- Geometri alanında da çok ciddi çalışmalar yapan kardeşler, hacim ve alanı antik Yunanlılar gibi oranlarla vermek yerine, günümüzde yaptığımız gibi sayılarla ifade ettiler.

 

- Düz ve küresel cisimlerin ölçülmesi üstüne yazdıkları kitap, Avrupa’da çok etkili olmuş, Fibonaçi, Francis Bacon, Jordanos de Nemore gibi birçok Batılı bilim adamı tarafından detaylı bir biçimde çalışılmış, atıf yapılmıştır.

 

- Kardeşler ayrıca Dünya’nın çevresini de ölçmüş, Sabit İbn Kurra’nın bulduğu değeri doğrulamıştır.

 

- Ahmed bin Musa gerek mekanik alanında gerek astronomi alanındaki mükemmel çalışmalarıyla devrinin en büyük bilim adamlarından biri olduğunu göstermiş ve mekanikte çok değerli eserler vererek kendisinden sonra gelecek olan Cezeri gibi âlimlere öncülük etmiştir.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları