New York değil sanki bizim büyükşehirler

NEW York Times’te Mihir Zaveri’nin yazısını okurken bir anda Amerika değil de sanki Türkiye’yi anlatıyor zannettim.

Haberin Devamı

 

Zaveri; nüfusu giderek artan New York’ta yaşanan zorlukları, artan ev kiralarını, şehirdeki beton yoğunluğunun giderek arttığını yazıyordu.
Ve diyordu ki; “Yarım yüzyıl önce, şehir plancıları New York’un 55 milyonluk bir canavar şehre dönüşme potansiyeline sahip olduğu konusunda uyardılar. Bu kaderden kaçınmak için şehir 1961’de binaların büyüklüğünü ve içinde kaç kişinin yaşayabileceğini sınırlayan büyük bir imar kuralları dizisi yayınladı. Bu eski kısıtlamaların da neden olduğu, uzun süredir devam eden bir konut kıtlığı ve fiyatları bir krize dönüşüyor. Amerika’nın en büyük şehrinin konut sıkıntısı çekmesi mantıksız gelebilir. Vinçler ve inşaat ekipleri sürekli hareket halinde, yeni konut binalarını, apartmanları ve yüksek gökdelenleri yapıyor. Ancak sorunlar ulusal bir fenomeni yansıtıyor ve New York şehrinin popülaritesi daha da körükleniyor. Şehrin barındırabileceğinden daha fazla insan burada yaşamak istiyor, bu da mevcut konut fiyatlarını artırıyor.”
Okurken; İstanbul, Ankara veya İzmir gibi algılamadınız mı?
Büyük şehirlerin ortak sorunları var.
Bazı kurallar getirseniz de yıllar içinde bunları yenilemeniz veya gelişmelere göre değiştirmeniz gerekebilir.
Zaveri’nin makalesini New York Times’e girerek okuyabilirsiniz.
Ama özet olarak şunu söylüyor.
Merkezdeki konut fiyatları artıyor; bu da ülkeye ek maliyet getiriyor.
Bitmeyen konut ihtiyacı, bitmeyen alt yapı yatırımları bir süre sonra yönetilemez şehirler yaratacak.
Ve inanın bizim büyükşehirlerimiz de farklı değil.
Hayat da, nefes almak da, insanların kendine vakit ayıracak zamanı bulması da zorlaşıyor.

Haberin Devamı

 
New York sorguluyor
biz de yapalım

ELBETTE hiçbir konutta kısıtlamaya, engellemeye, yasağa karşı değilim.
Ancak net kuralların da olmasından yanayım.
Özellikle imar konusunda Türkiye’nin artık kesinlikle hiçbir taviz vermemesi gerekir.
Yapmamız gereken kentsel dönüşümde doğru modeli hayata geçirmemiz.
Yeni alanlar açıp konut üretmek yerine önceliğimiz şehirlerin bu değişimini sağlamak olmalı.
New York Times’taki yazıda 1960’ların başında kentte uygulanan imar kısıtlamalarından bahsediliyor.
Örneğin binaların büyüklüğünü sınırlamalar getirilmiş; mahallelerin genişlemesini engelleyen imar kısıtlamaları getirilmiş.
Özellikle uygun fiyatlı evleri sübvanse etme ve destekleme kararı alınmış.
Yine devlet ve yerel politikacılar anlamlı çözümler üzerinde anlaşamamış.
Kolay değil biliyorum.
Ama sadece Türkiye’de sandığımız bazı olaylar Amerika’da da yaşanıyor.
Siyaset uzlaşamayınca da çözümler gecikiyor.
Yine de gelişmelerin farkında olalım.
New York yıllar sonra yaptığı hataları sorguluyor ve dersler çıkarıyor.
Biz de çıkaralım.

Haberin Devamı

 
İmar aflarına karşıyım

DEVLETİN vatandaşıyla barışmasına, uzlaşmasına itirazım yok.
Elbette vatandaşın yaptığı yanlışa devlet faturasını kesecektir.
Gerektiğinde de uzlaşmasını bilecektir.
Yine de ben imar aflarına en başından bu yana karşıyım.
Kentlerimizi korumak istiyorsak kurallarımız da katı olmalı.
İmardaki yanlışlar maalesef telafi edilmiyor.
Ve bir sonuç da alınmıyor.
Maalesef Türkiye şehirleşme konusunda iyi bir sınav veremedi.
Ama inanın bunda geçmişten gelen imar aflarının da büyük payı vardır.

 
Ege Koop doğru model

EGE Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Tunç Soyer’i ziyaret etmiş.
Ziyarette Soyer; “Türkiye’ye örnek bir çalışma yürüttünüz ve bu kadar sene de isminizin temizliğini koruyabildiniz. Ege Koop’un ülkede kooperatifçiliği lekelenmeden sürdürmesi büyük başarıdır” demiş.
Hatırlayın geçmişte çok batan ya da sözünü yerine getiremeyen kooperatif haberi yaptık.
Ege Koop 30 binden fazla insanı ev sahibi yaptı.
200 bine yakın kalabalık bir aile demek...
Her fırsatta yazıyorum.
Ege Koop örnek, başarılı bir modeldir.
Keşke sayıları daha fazla olsaydı.
Gayrimenkul sektörünün büyüdüğü bir dönemde Ege Koop biraz dinlendi.
Bence artık bu modelin uygulanacağı döneme giriyoruz.
Hüseyin Aslan kentsel dönüşümü her fırsatta dile getirir.
Ben de yazıyorum.
Belki de bu örnek modellerle İzmir fark yaratır.
Yaratmalıdır da...

Yazarın Tüm Yazıları