Çevreyle barışık olmayanın işi zor

GEÇMİŞTE olumsuz çok örnek var biliyorum.

Haberin Devamı

O yüzden çevreye duyarlı insanlar bir proje masanın üzerine geldiğinde hemen bir rezerv koyuyorlar.
Ama teknoloji çok değişti, Türkiye de bu değişime ayak uydurdu.
Çevreyle, doğayla barışık sanayinin olabileceğini kanıtlayan çok sayıda örnek var artık...
Ben doğru projelere her zaman destek verdim.
Gazeteci olarak dünyadaki iyi örnekleri gidip gördüm.
Örneğin, Almanya’da nehir kenarı, şehrin neredeyse içinde termik santraller gördüm.
Örneğin, kentin arıtmasını yapan tesislerin şehrin ortasında, deniz kenarında olduğunu gördüm.
Teknolojiyi kullandığınızda, çevreye saygı duyduğunuzda hiçbir sorun kalmıyor.
Geçen gün bütçe görüşmelerinde de fark ettim.
Türkiye’nin 2022 yılı bütçe kanun teklifinde yeşil dönüşümle ilgili birçok detay vardı.
Finansal sektörün sanayinin yeşil dönüşümünü kolaylaştıracak şekilde dönüştürüleceği, çevreye duyarlı yatırımların teşvik edileceği açıklandı.
Sıfır atık uygulamasının evlere yaygınlaştırılması da planlanıyor.
Bu konuları konuşmakta geç kaldığımızı biliyorum.
Keşke çok daha önce bütçeye de, siyasetin gündemine de gelseydi.
Ama gelişmiş birçok ülke için bile bu konular yeni ele alınıyor.
İklim değişikliği sanki yüz yıllar sonra gündeme gelebilecek bir konu gibi bizlere geldi.
Sanki bir film senaryosu, bilim kurgu filmi gibi...
Oysa son birkaç yıldır yaşananlar bile gerçeğin çok da vahim olduğunu bizlere gösterdi.
Ve önlem almaz, eksi alışkanlıklara devam edersek işin sonunun kötüye gideceğini de anladık.
O yüzden üretim yapan herkesin kendine şöyle bir gelmesi gerekir.
Yeşil OSB, yeşil endüstri bölgeleri olacak.
Sertifikasyonu olmayan sisteme dahil olamayacak.
Çevreye duyarlı olmayan, sürdürülebilir sanayi kavramını benimsememiş hiç kimse ürettiğine pazar bulamayacak.
İşte öyle bir döneme giriyoruz.

Haberin Devamı


Sorumlu ürün konseptini
daha çok raflarda görürüz

YAZMIŞTIM...
Hugo Boss AG Operasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Heiko Schafer ile sohbetimizde bu konulara da girmiştik.
Özellikle gençler, genç kalanlar ve elbette çevreye duyarlı insanlar giyiminden yemeğine, evinden işYerine kadar birçok alanda ve konuda farklı bir hassasiyet içinde...
Ve önemli markalar bu yeni trendi çok iyi takip ediyorlar.
Çünkü biliyorlar ki, bu dönüşüme ayak uyduramazlarsa kaybedebilirler.
Schafer, sürdürülebilirlikle ilgili bir sorumuza şöyle yanıt vermişti:

Haberin Devamı

Çevreyle barışık olmayanın işi zor

“Sürdürülebilirlik bizim için çok önemli. 3 senedir Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeyiz. Geçtiğimiz yıl da bu endekste kendi endüstrimizde en iyi üçüncü şirket olduk. Sadece ürünlerde değil, karbon emisyonu, enerji verimliliği, atık yönetim konusunda da duyarlıyız. Çevreye etkiye bütünsel bir yaklaşımla bakıyoruz. Tüm bu başlıklarda bizim çok net tanımlanmış rakamsal hedeflerimiz var. Ürün tarafına gelince bizim sorumlu ürün dediğimiz bir ürün çeşidimiz var. Orada da Hugo Boss’un tanımladığı kriterler var. Yüzde 60 sürdürülebilir materyallerden üretilmesini istiyoruz. Havayoluyla taşınmaması gibi özel kriterleri bu ürünlerde uyguluyoruz. Şu an da portföyümüzün yüzde 40’I bu tarz ürünlerden meydana geliyor.”
Yani markalar “sorumlu ürün” gibi çok farklı konseptlerle müşterilerinin karşısına çıkıyor.
Ve müşteriler de bu konuda markalara baskı yapıyor ve talepte bulunuyor.
Dediğim gibi bu dönüşümü kendi içinde gösteremeyen kaybedecek.

Haberin Devamı


Sokağa taşmayan müzik istiyoruz

BU yaz biraz da pandemi etkisiyle müzik yasağı gece 12’de başladı.
Genel olarak uyulduğunu söyleyebilirim.
En azından Çeşme’de olduğum günlerde 12’den sonra daha rahat uyuduğumu söyleyebilirim.
Tabii denetimlerin de sıkı yapılması bunda etkili oldu.
Pandeminin etkisinin aşılarla azalacağını düşünüyorum.
Yani bu yazı daha rahat geçiririz.
Turizmde iddialı bir ülke için müzik yasağının bu yıl daha gevşetileceğini düşünüyorum.
Ama hükümetten şöyle de bir beklentim var.
Eğlence mekanlarında müzik kriteri belirli esaslara bağlanmalı.
Örneğin, Avrupa’daki birçok ülkedeki gibi...
İşletmelerin ruhsat alımı teknik bazı yatırımlara bağlanmalı.
Ses perdeleri yapmayan, müzikle ilgili teknik yatırımları yapmayan, çevreye duyarsız, o bölgenin ahengini bozan, yasak tanımayan işletmelere izin verilmemeli.
Sokağa taşmayan müzik istiyoruz.

Haberin Devamı


Bodrum’un trafiği
İstanbul’la yarışır

YAZIN Bodrum Turgutreis’ten Milas-Bodrum Havalimanı’na 2 saatte gidemedim.
Oysa yakın bir tarihe kadar 2 saatte İzmir’e gidiyordum.
Bodrum’un içinden bir türlü geçemedim.
Bodrumlu arkadaşlarımla konuşuyorum, onlar bulundukları bölgede yaşamaya başlamışlar.
Yani Gümüşlük’e gelen arkadaşlarım Bodrum merkeze inmemeyi tercih ediyorlar.
Gümüşlük onlara yetiyor.
Çünkü trafiğin İstanbul’u aratmadığını söylüyorlar.
Birkaç kere yazdım, “Bodrum’a çevre yolu lazım” diye...
Her seferinde, “Aman, yazma” dediler.
Haklı oldukları detaylar var.
Ama Bodrum gibi herkesin geldiği, tatilde tercih ettiği yerlerin de trafiği böyle olamaz.
Ya bazı rötuşlarla trafik rahatlatılacak ya da daha yapısal değişimlere gidilecek.
Elbette şehir plancıları, uzmanlar, siyasetçiler bilecek ancak bir vatandaş olarak şikayetçi olduğumu söylemeliyim.

Yazarın Tüm Yazıları