Sözde kalmasın

Başbakan Ahmet Davutoğlu, taksi, minibüs ve özel halk otobüslerine takılacak kamera ve GPS sistemlerinin bedelini vergiden düşeceklerini açıkladı. Yıllardır Ankara Hürriyet’in üzerinde durduğu bir konu.

Haberin Devamı

Hem taksiciler hem de toplu taşıma araçlarının meslek odası başkanları kamera ve GPS sistemlerinin araçlara takılmasıyla ilgili defalarca söz verdi.
Ama bugüne kadar somut hiç bir adım atılmadı.
Davutoğlu, ötelenmiş bu hayati tedbirlerle ilgili biraz geç de olsa gerekli pası attı. Şimdi top ilgili oda başkanlarında.
Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odası Başkanı Zafer Şener, Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarından mutlu:
* UKOME kararına göre hem GPS sistemi hem de kameraların eylül ayına kadar takılması mecburiydi.
* Bu açıklamadan sonra hızla çalışmayı yapacağız ve eylüle kadar Ankara’daki 7701 taksinin tamamında bu sistem olacak.
* Ankara’daki taksi sayısı fazla. Taksi sayısının 5 bine indirilmesi gerekiyor.
* C plakada(minibüs dolmuş hattı) eksiklik var biz Başkan Melih Gökçek’e bunu aktardık. Taksilerin bir kısmını C plakaya kaydırabilirsek trafik de esnaf da rahatlar.
*
Şener’e, özellikle kent merkezindeki taksi sayısının fazlalığını ve bazı şoförlerle müşteriler arasında yaşanan münakaşalar konusunda ne düşündüğünü de sordum:
* Kızılay’a şöyle bir bakın gözünüzün alabildiği yer taksi. Söylediğim gibi sayı kesinlikle azaltılmalı.
* Kızılay merkezde ceplere giren bin 900 taksi var.
* Bizden önce eşofmanla sakalla çalışanlar vardı. Kıyafetlerin temiz olması ve tıraşlı araç kullanılması konusunda net tavır koyduk.
* Ankara şoförü temizdir namusludur. GPS ve kamera takılınca istisnai olayların da önüne geçeceğiz.
*
Başkent’teki toplu taşıma araçlarıyla ilgili sözler bugüne kadar tutulmuş olsaydı belki yaşanan olayların bir kısmının önüne geçilebilirdi.
Bu zamana kadar vaatlerin yerine getirilmemesi belki ekonomi belki beceriksizlik tabanlıydı. Bu kez ekonomik altyapısı var, vergiden düşülecek.
Özel halk otobüsü, minibüs, taksilere kısa süre içerisinde GPS ve kamera takılamazsa oda başkanları istifa etmeli.

Haberin Devamı

Seyirciyi maça getirmek lazım

Ankara'nın en başarılı futbol takımı olan Gençlerbirliği’nin boş tribünlere oynamasını eleştirmiş ve özellikle kentin yöneticileri tarafından yalnız bırakılmasını ‘haksızlık’ olarak nitelendirmiştim.
İlhan Cavcav’ın 19. kez başkan seçildiği kongreye(Kulübü 38 yıldır yönetmesi bir hayli ilginç istatistik) kent yöneticileri arasında sadece Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar katıldı. Başkent’in tek Süper Lig temsilcisinin bu yıl ortalama 3 bin seyirciye karşı oynaması, ilgisizliği net bir şekilde ortaya koyuyor.
Burada sorunu sadece kentin önde gelenlerine ve futbol seyircisine de yüklememek lazım.
Okuyucumuz İzzet Fakılı’nın tespitlerine bir bakalım:
“Ben Gençlerbirliği maçlarına yıllardır giderim. Sürekli de kombine bilet alırım. Sayın İlhan Cavcav, hiç taraftarın oturduğu tribünde maç seyretti mi, merak ediyorum.
Seyrettiyse:
* Tribüne çıkan merdivenlere bile oturak koymuşlar, üst taraflara çıkıp inmek son derece sıkıntılı.
* Tuvaletlerde lamba yok, özellikle akşam maçlarında tabi gündüzleri de tuvaletlere girebilmek büyük sorun.
* Seyircinin yaş ortalaması 40-50 arası, dolayısıyla sahaya termosu mu atacağız ki termosla çay almıyorlar, pet su almıyorlar. İçeride sallama çay 1 Tl, bardak su 1 Tl.
* Sahaya bozuk para ile giremiyorsunuz, şemsiye, çakmak almıyorlar. Hatta bir keresinde kalem ve tesbihi bile bırakmalısınız dediler.
* Saha dışındaki özellikle bilet gişelerinin olduğu yerler son derece karanlık ve karmakarışık.
Yani kısacası maça gelmeyin diyorlar. Seyirciyi maça çekebilmek için bazı özendirici tedbirler alınması gerektiğini düşünüyorum.”
Sizce de haklı değil mi?

*******

Haberin Devamı

Aman Gökçek Görmesin

20 gün önce aşil tendonum koptuğu için ameliyat oldum. Önceki gün alçının yerine ‘aşil botu’ olarak adlandırılan koruyucu bir ayakkabı giydim.
Koruyucu ayakkabının görüntüsü robot bacağına benzeyince bir de Ankara’da yaşayınca pek çok kişi aynı espriyi yaptı:
“Çiftlik kavşağında robotla başlayıp dinozorla devam eden fantastik heykel serisine eklenme. Aman Melih Gökçek seni görmesin, bir kavşağa konduruverir.”

******

Eymir açıklama

Eymir Gölü’ne hafta sonları araç alınmamasına rağmen bazı kişilere ayrıcalık sağlanarak girişlerine izin verilmesi ve gölün bakımsızlığıyla ilgili yazımın üzerine ODTÜ’den açıklama geldi:
“ODTÜ Eymir Gölü’nde hafta sonları yaşanan trafik sorununu çözmek, doğal çevreyi korumak, mensup ve misafirlerin yoğun araç trafiğinden etkilenmeden göl ortamından yararlanmalarını sağlamak amacıyla, 2012 yılından bu yana hafta sonu ve resmi tatil günlerinde, 11:00 – 19:00 saatlerinde göl yerleşkesine araçla girilememektedir. Uygulama saatlerinde, ücretsiz otoparkların yer aldığı giriş kapılarından yerleşke içine düzenli ve ücretsiz ring seferleri yapılmaktadır. Uygulama; Nisan ayı başından Kasım ayı sonuna kadar sürmektedir. Yaya olarak Göl yerleşkesine giriş her zaman serbesttir. ODTÜ mensup, mezun ve öğrencilerinin de dahil olduğu bu kısıtlama dışında; mazeret sahibi (yaşlı, hasta, hamile ve engelli) kişilerin araçla girişi sağlanmakta; ayrıca bazı kamu görevlileri ve diplomatlar için de standart devlet protokolü kuralları uygulanmaktadır.”
*
Açıklamada istisnanın ‘yaşlı, hasta, hamile ve engelliler’ için olduğu söylenmiş. Her ne kadar gözlemim pek öyle olmasa da bundan sonra eminim daha da dikkat edilecektir.
Göl çevresinin bakımsızlığıyla ise herhangi bir açıklama gelmedi. Önceki yazımda belirttiğim gibi, Eymir ODTÜ’de kalmalı ama hakettiği özen de gösterilmeli.

Yazarın Tüm Yazıları