Toronto’nun ardından

Merhaba sevgili Kelebek okurları... Artık 15 günde bir sizinle bu köşede buluşacağım. Neler mi yazacağım? Hollywood’da neler oluyor, röportajlarımın perde arkası, film prömiyerleri, davetler, gittiğim festivaller, izlediğim filmler, diziler, tavsiyeler ve tavsiye edilmeyenler... İlk yazımız ise önceki gün sona eren Toronto Film Festivali’nden gelsin...

Haberin Devamı

Toronto’nun ardından
43’üncü Toronto Uluslararası Film Festivali’nin sonuna geldik. Toronto kültürel yapısı, düzeni ve özellikle son 5 yıldır Çin bankalarının finansörlüğünde şehir merkezinde yükselen gökdelenleriyle minik bir New York haline gelmiş...

Ödül sezonundan hemen önce Oscar umutlarının yeşertildiği en etkili film festivali Toronto’da, izleyici ödülünü kazanmak “En iyi film” ödülünü garanti etmese de o kategoride adaylığı garanti ediyor diyebiliriz.

Bu sene Toronto’nun kazananı Peter Farrelly’nin “Green Book”u oldu

Toronto’nun ardından

Haberin Devamı

Geçen salı prömiyeri yapıldığı andan itibaren seyircinin favorisi olduğunu dakikalarca ayakta alkışlanmasından anlamıştım zaten. Başrollerinde Viggo Mortensen ve Mahershala Ali’nin rol aldığı gerçek hikâyede, siyahi piyanist Don Shirley ile beyaz şoförü, aynı zamanda koruması Tony Lip arasındaki arkadaşlık anlatılıyor.

NICOLE KIDMAN’IN BODRUM HAYALİ

Festivalde bana göre diğer öne çıkan filmler, Damien Chazelle’in “First Man”i, Barry Jenkins’in “If Beale Street Could Talk”ı, Alfonso Cuaron’ın “Roma”sı, Bradley Cooper’ın “A Star Is Born”u ve Joel Edgerton’un “Boy Erased”i oldu. Bu arada “Boy Erased”in başrol oyuncusu Nicole Kidman ile uzun uzun Bodrum muhabbeti yaptım.

Çok çalıştığını, tatile çok ihtiyacı olduğunu belirten oyuncu “Ailem ile Bodrum’a gelme hayalim var, kısacık seyahatimin tadı damağımda kaldı” dedi...Toronto’nun ardındanTÜRK SİNEMASININ FESTİVALDEKİ TANITIMI

Toronto Film Festivali’nde ziyaret ettiğim bir diğer kısım da dünya sinemasının stantlarının yer aldığı “market” bölümüydü. Ülkemizin de festivalin market kısmında güzel bir standı vardı. Gelen ziyaretçileri lokum, simit ve çay ile karşılamaları güzel düşünülmüş bir detaydı.

Sinemamızın yanı sıra Türk misafirperverliğini de tanıttıkları için Sinema Televizyon Genel Müdürlüğü’nü kutlamadan geçemeyeceğim... Bu sene festivalde üç film gösterildi. Yönetmenliğini Çağla Zencirci & Guillaume Giovanetti’nin yaptığı “Sibel”, Ali Vatansever’in filmi “Saf” ve ülkemizin Oscar aday adayı Nuri Bilge Ceylan’ın yönettiği “Ahlat Ağacı”.Toronto’nun ardındanNURİ BİLGE CEYLAN YOKTU

Haberin Devamı

Cannes’da kazandığı büyük başarılardan sonra Avrupa sinemasında bir marka haline gelen Nuri Bilge Ceylan’ı Toronto’da göremedim. Açıkçası ödül sezonundan önceki son durak olan bu önemli festivale katılmamasına anlam da veremedim. Meslektaşları her gün panellere katılıp filmlerini tanıtırken Nuri Bilge Ceylan’ı orada olmaması büyük bir kayıptı... Umarım bu açığı, “Ahlat Ağacı”nın Hollywood tanıtımlarında kapatabilir...

HİBE YASASI

Festivalde gözüme çarpan bir konu da ülkelerin Hollywood prodüksiyonlarının kendi ülkelerinde çekilmesi için yaptıkları tanıtımlar ve teşvik yasaları oldu.

Bir ülkenin coğrafi ve kültürel zenginliği yapım şirketlerinin, stüdyoların ülkenize gelip film yapması için maalesef yeterli değil. Bu konuda diğer birçok ülkenin yaptığı gibi teşvik yasaları çıkmak zorunda...

Haberin Devamı

Örneğin Penelope Cruz ve Javier Bardem’in başrol oynadığı “Loving Pablo”nun yapımcısı Andres Calderon ile konuştum. Calderon filmi çektikleri Kolombiya’da teşvik kanunu olduğunu harcamalarının yüzde 40’ını geri aldıklarını söyledi...

Kolombiya’da bile var olan bu yasa, neden bizim ülkemizde yok?

Dünyadaki örneklerinden çok daha iyi şekilde hazırlanmış hibe yasamızın bir an önce kanunlaşması şart...

Kanun çıkar çıkmaz büyük yapımların ülkemizde çekilmesi için engel kalmayacak. Türkiyemizin tanıtımı için dünya sinemasına kapılarımızı açalım... Sahip olduğumuz güzellikleri büyük yapımlarla tüm dünyaya göstermenin zamanı gelmedi mi artık?

Penelope’nin Versace ile dostluğu

Haberin Devamı

Javier Bardem ve Penelope Cruz, “Loving Pablo” için özel bir öğle yemeği düzenledi. Ben, eşim Elif, Begüm Şen ve Şen’in babası Süha Tanık’la gittik. Penelope Cruz’la uzun uzun filmi konuştuk. Begüm, ünlü yıldıza “American Crime Story: The Assassination of Gianni Versace”daki performansını çok beğendiğini söyledi. Penelope, Donatella Versace ile arkadaşlığını anlattı. Çok sıcak bir ortam vardı.
Toronto’nun ardından

Türk kahvaltısını seven oyuncu kim

Akşamında da birlikte Showtime’ın Emmy partisine geçtik.
Kevin Bacon, Ben Stiller, Mandy Patinkin, Benedict Cumberbatch ve bir sürü dizi oyuncusu oradaydı.
Ayaküstü sohbet ettiğimiz Mandy Patinkin, “Homeland”te oynayan Numan Acar’ın tavsiyesiyle Türkiye’ye geldiğini ve en çok Türk kahvaltısını sevdiğini söyledi.Toronto’nun ardından

Haberin Devamı

Festivalden notlar

◊ Festivalin gösterim takvimi oldukça zengindi. Çeşitlilik çok olduğu halde tüm gösterimlerin tıklım tıklım olması, Toronto şehrinin festivale sahip çıkması çok hoşuma gitti...
◊ Festivalde gündüzlerimi gösterim ve röportajlarla doldurdum. Geceleri ise stüdyoların, oyuncuların, yapımcıların verdiği özel davetlere gittim. Katıldığım en şaşaalı davet In Style dergisinin düzenlediği davetti... Sektörden kimi görmek isterseniz o partideydi. Jonah Hill de In Style’nin partisindeydi. Yazıp yönettiği ilk filmi “Mid 90’s”in heyecanını yaşıyordu. Hill, Mid 90’s prömiyerine özel olarak davet ettiği için ertesi gün gitmezlik yapamadım, iyi ki de gitmişim. Filmde komedi ile drama öyle güzel harmanlanmış ki izlerken çok zevk aldım...
◊ Festivalin dördüncü gününde Venedik Film Festival’inde Golden Lion ödülünü alan Oscar’lı yönetmen Alfonso Cuaron’ın filmi “Roma”nın davetine gittim. Cuaron’ın bana ilk sorduğu soru, Nuri Bilge Ceylan’ın Toronto’da olup olmadığıydı... İstemeyerek Ceylan’ın festivale katılmadığını söyledim. Cuaron, Ceylan’ın filmlerini beğeniyle izlediğini Türk sinemasının Avrupa’daki başarılarını heyecanla takip ettiğini söyledi...
◊ Alfonso Cuaron ile Türk sineması üzerine sohbetimizi tamamlar tamamlamaz Ryan Gosling ve Claire Foy’un başrolünü paylaştığı “First Man”in davetine geçtim.
Partinin sürprizi filmin oyuncularından bile daha çok ilgi çeken Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nın orada olmasıydı.
Hollywood aktörlerine taş çıkartan karizmasıyla partide davetlilerle sosyalleşen başkan ile ben de tanışıp birkaç dakika sohbet etme şansı yakaladım.
Kadın zirvesi için Toronto’da bulunan Trudeau, Me Too hareketini desteklediğini söyledi.
Partiden ayrılırken neredeyse herkesle tokalaşan Justin Trudeau bir kez daha gönülleri fethetti...Toronto’nun ardından
Süha Tanık  -  Javier Bardem - Begüm Şen

Toronto’nun ardından
Barbaros Tapan - Süha Tanık  - Penelope Cruz - Begüm Şen - Elif Tapan

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

 

 

Yazarın Tüm Yazıları