Hayata tutunmak

“Modern hayatın çökmesini ve her yeri yabani otların kaplamasını sabırsızlıkla bekliyorum…” (Hayao Miyazaki)

Haberin Devamı

Hayata tutunabiliyor muyuz? Sizi bilmiyorum ancak ben kendi adıma tam anlamıyla tutunabildiğimi söyleyemem… Hatta tutunamıyorum desem daha doğru… Hayata tutunmanın koşullarını merak ettiniz şimdi… Hayır, güçlü kollara gerek yok! Aslında herkesin çok iyi bildiği ama anlamını yozlaştırdığı çok basit ve hatta klişe diyebileceğimiz birkaç şey var. Öncelikle “Sevgi” demeliyim… Sevgi konusunda yaradılışımız gereği cömert olsak da son yıllarda alışverişi konusunda hem kendimizin hem de karşıdakilerin samimiyeti ile ilgili nedense şüphe ya da çelişkiye düşüyoruz. “Saygı” dediğimde zihninizde yarattığı çağrışımı merak ettim.  Hiyerarşik düzen, otorite yani güç odağı, devasa yapılar, lüks arabalar, pahalı giyimliler mi geldi aklınıza? Bunlar değil elbette… Doğaya ve canlılarına ki; bunun içinde insan da var, yaşadığınız topluma, kurallarına ve akışına… “Güven” çok önemli mesela.  Birbirimize yani insan insana, inanç sistemine ve tabii ki adalete. Şaşırdınız mı? Gördüğünüz gibi hayata tutunmak için güçlü kollara ihtiyaç yokmuş. Hayatın temelini oluşturan ancak modern hayatın yozlaştırdığı “Sevgi, Saygı ve Güven” yetiyor. Bu üç temel değeri yaşamınızın içinden çıkarın ve bakın bakalım geriye ne kalıyor.  Aynaya baktığınızda göreceğiniz şeyden ürkmeyin sakın. Kocaman bir boşluk ve anlamsız bir canlı türü göreceksiniz.  Bir de şöyle bakın derim… Hem maddi hem de manevi olarak dayatılmış bir sistemle hayata tutunmaya çalışan bir insanın; doğadan çekilip alıkonulan bir maymunun kafeste geçirdiği içler acısı yaşamından farklı bir tarafı var mı?

Haberin Devamı

ROMANTİK ŞEF “ADAM HANDLING”

Hayata tutunmak

Ankara HiltonSA ve İngiltere Büyükelçiliği iş birliğiyle Ankara’ya gelen Birleşik Krallık onur madalyası sahibi, 2023 yılında dünyanın en iyi şefi seçilen, Michelin Yıldızlı “The Frog” restoranın hem sahibi hem de aşçı başısı İskoç Şef “Adam Handling”i tanımak ilginç bir deneyim oldu benim için. Adam konuşurken sıkılmadım mesela. Ne söylediğini bilen ve farkındalığı yüksek kişiliğiyle benim gibi dinleyen herkesi etkilemeyi başardı. Doğaya, doğallığa ve mutfağa aşık olduğunu her halinden belli ettiği konuşmasında değindiği “Sürdürülebilirlik, geri dönüşüm, sıfır atık ve Karbon nötr” gibi doğayı ve haliyle dünyanın geleceğini ilgilendiren yaklaşımları restoranlarında harfiyen uyguluyor olması hayranlık uyandıran en önemli tarafıydı.

Haberin Devamı

Hayata tutunmak

20 yıllık mutfak deneyimi ile 35 yaşının neredeyse üçte ikisini mutfakta geçiren bu genç şef’in yaydığı olumlu enerjiyi duyumsayınca pişirdiklerinin olağanüstü, leziz ve beğeniliyor olmasının sırrını anlıyorsunuz. “Smile or Get Out of the Kitchen” Türkçesi “Gülümse ya da mutfağı terk et” ismiyle yayınladığı yemek kitabından anlıyoruz ki, mutfağında çalışanları ve aynı zamanda mutfağa girmek isteyen herkesi önce gülümsemeye ve sonra da romantik olmaya davet ediyor. Yürekten katılıyorum…

KEKİK KOKULU KADIN “MERYEM DOĞAN”

Hayata tutunmak

Birkaç ay evvel tadıma gitmek için niyetlenmiştim ancak geçen hafta gidebildim. Bu kadar geç gittiğim için kendime ayrıca kızdım. Çünkü Gaziosmanpaşa Rabat sokaktaki “Origano” restoranın kurucu şefi Meryem Doğan’ın hem pişirdiği nefis İtalyan yemeklerinden hem de yaydığı şahane enerjisinden mahrum kalmıştım. İsveç’te yaşayan kimya mühendisi kızı Ecem ile Uzay mühendisi oğlu Berkay’ın da uzaktan destek verdiği, en sevdiğim tarzda butik bir aile işletmesi, Türkçe’de “Kekik” anlamındaki “Origano”ya girdiğinizde kekik ve aile kokusunu birlikte iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Bunun yanına Meryem Hanım ve birlikte çalıştığı ağabeyi Demir Bey'in güler yüzlü ilgileri de eklenince mest oluyorsunuz. İstanbul’daki “Eataly”de başta pizza olmak üzere, İtalyan yemek ve atıştırmalıklarının eğitimini alan Meryem Hanım; aldığı eğitime paralel olarak kurduğu butik restoranda en az aşçılık eğitimi aldığı “Eataly” kadar leziz İtalyan yemekleri pişiriyor. Üç mantarlı Ravioli denedim. İçinde Porçini, Morel ve İstiridye mantarı ile ricotta peyniri, sarımsak ve memleketi Bingöl’den gelen sade tereyağı var. Ağzınız sulandı değil mi? Bir de Ayaş domates soslu klasik “Margarita” ile “Carnamosa” isimli manda kaymaklı beyaz renkli pizzasını deneseniz ba-yı-la-cak-sınız… Benim gibi vakit kaybetmeyin, hemen gidin derim.

Haberin Devamı

Hayata tutunmak

Yazarın Tüm Yazıları