Şeyhin sahtesi olur mu?

Niye olmasın?

*

- Hakikate erişmeyi hedeflememiş...

- Kişisel ahlakını en yüce mertebeye çıkaramamış...

- Dünyevi hırslarından arınamamış...

- Tarikatını tam bir holdinge dönüştürmüş...

- Sevmemiş ve sevdirmemiş...

- Lüks ve konfora düşkünlükten sıyrılamamış...

- Nefret etmiş ve nefret ettirmiş...

- Yunus’un felsefesinden fersah fersah uzak düşmüş...

- Liyakatsiz müritlerini devlet katlarına yerleştirmeye baş koymuş...

- İç dünyasını zenginleştirmek yerine gösterişçiliğe savrulmuş...

- Güzel ahlak sahibi olmayı başaramamış...

- Kendisini politik pazarlıkların objesi haline getirmiş...

Her şeyh... SAHTE ŞEYHTİR.

*

Anlamak niye zor?

VAKA-İ HAYRİYE: YENİ ŞAFAK’IN SAPIĞA DALMASI

OH be!

Nihayet!

Dini hassasiyeti yüksek bir yayın organı, beklenen adımı attı.

*

Olan şu:

*

Yeni Şafak gazetesi, “sapık şeyh” olayına bodoslama daldı.

İki gündür manşetlerinde sapık şeyhin rezaletlerini işliyor.

Hem de yepyeni bilgilerle.

*

İşte budur!

Başına sarık sarıp yeşil giysiler giyen sapıklar, ancak dini hassasiyeti olan kesimlerden aldıkları okkalı tepkilerle gerileyeceklerdir.

*

Çünkü bu tür tepkiler karşısında, “Dindar olduğumuz için kâfirler bizimle uğraşıyor” falan diyemezler.

Gerekçesiz kalırlar yani.

Yalnızlaşırlar.

Cümle üretemez hale gelirler.

*

Devam Yeni Şafak...

Sapıkları, hak ettikleri çukura gömme aşkına!


KAHVE İÇERİM

SABAH kalkınca... İyi bir haber alınca... Önemli bir işi bitirince... Yemek yiyince... Kafamın tası atınca... Ayağımı uzatarak oturunca... Bir şeye odaklanınca... Telefonda uzun konuşunca...

KAHVE İÇERİM.

*

“Taşikardi olacaksın” diyeceklere not: Her kahveyi sonuna kadar bitirmem. Birkaç yudumcuk... O kadar! Ben daha çok tüten dumanını, seremonisini, kokusunu seviyorum.

BU NE TATLI BİR ÇİFT BÖYLE

HÜRRİYET’in “Aile Meclisi”nde dün AK Parti Balıkesir Milletvekili Adil Çelik ve eşi Hülya Çelik vardı. Baştan sona büyük bir ilgiyle okudum. Okurken güldüm, eğlendim. Gıpta ettim bu aileye...

*

Bu aileden yükselen hakiki bir mutluluktu. Ancak bizim şarkılarımızda yaşanacak türden bir sevgi vardı aralarında. Ayrıca kendileriyle dalga geçebiliyorlardı ki bu şahane bir özgüven işaretidir.

*

Hülya Hanım ile Adil Bey öyle insani bir sıcaklık yayıyorlardı ki etrafa... Neredeyse Sekter’i evlerine gönderip, “Müsaitseniz Ahmet Abim bu akşam size misafirliğe gelecek” dedirtecektim.

GERÇEKÇİ OLALIM

SELAHATTİN Demirtaş’ın ayrı bir parti kurması...

- Kürt siyasi hareketinin temel yapısı açısından mümkün değil.

- Öcalan’ın hareket üzerindeki mutlak rolü bakımından imkânsız.

- Demirtaş’ın inisiyatif sahibi olmaması nedeniyle çok zor.

- Kandil/İmralı/HDP denkleminde boşluk olmaması nedeniyle hayal.

*

Yani demem o ki...

Demirtaş’ın ayrı parti kurması, eşyanın tabiatına aykırı.

MERAL HANIM HİÇ CEVAP VERMESE DAHA İYİYDİ

SELAHATTİN Demirtaş, “Eğer dışarıda olsaydım, yanıma Başak’ı alır, Meral Akşener’in evine bir sabah kahvaltıya giderdim” dedi.

*

Meral Akşener’in buna cevabı şöyle oldu:

*

“Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var: Kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız. Evin en yaşlısı tarafından karşılanır. Sonra kapıdan çıkıp gittikten sonra davanız devam eder. Güneydoğu’nun böyle bir özelliği var.”

*

Bu cevabı iktidara yakın olanlar, “Bu ne sıkı fıkı bir hal böyle” diye yorumladılar. HDP çevreleri ise “Dilinde kan kelimesini eksik etmiyor” diye yorumladılar.

Pek bir işe yaramadı yani.

HİÇ UNUTMUYORUZ

BÜROKRASİDE: Recep Yazıcıoğlu’nu... Gaffar Okkan’ı... SİYASETTE: Adnan Kahveci’yi... Muhsin Yazıcıoğlu’nu... SİNEMADA: Tarık Akan’ı... Yılmaz Güney’i... Ayhan Işık’ı... Belgin Doruk’u... TİYATRODA: Gazanfer Özcan’ı... Müşfik Kenter’i... Yıldız Kenter’i... MÜZİKTE: Onno Tunç’u... Uzay Heparı’yı... Ahmet Kaya’yı...





SON GÜNLERDE BİRAZ FAZLA İŞİTTİĞİM CÜMLELER

- Korona bu sefer, geçen seferkinden daha fena geliyor galiba. Etrafımda ne çok kişi korona oldu!

*

- Didim Belediye Başkanı ile ilgili iddiaları duydun mu abi? Valla gramı doğruysa bile büyük rezalet.

*

- Ali Babacan o kadar pasif çıktı ki... Ahmet Davutoğlu bile kendisini geçmeyi başardı.

*

- “Temel İçgüdü” filmini bir kez daha izlemenin tam sırası...

*

- “San Sebastian” diye bir tatlı var. Cheesecake’e benziyor ama ondan daha güzel. Bir kere denersen tiryakisi oluyorsun.

*

- Koronada en güvenilir yer: Sinema... Kimse gitmiyor. Sanki sana özel film gösterimi yapılıyor.