Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’a dair bir izlenim

*

Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın Lefkoşa/Bakü gezisinde Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’ı gözlemleme fırsatım oldu.

*

Bir izlenim olarak şunları söyleyebilirim:

*

Hakan Fidan, MİT Başkanlığı görevinin gereği olarak yıllardır basına konuşmadı, demeç vermedi, fazla temas kurmadı, hep gizemli olarak kaldı.

*

Aynı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı olarak ise bunların tam tersini yapacak: Temas kuracak, basına konuşacak, demeç verecek.

Gözlemlediğim kadarıyla Hakan Fidan, bu büyük değişime kişisel olarak alışmaya çalışıyor.

*

İbrahim Kalın’a gelince...

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olarak o da yıllarca hep şeffaf, hep ulaşılabilir oldu. Televizyon programlarına çıkıp sorulara yanıt verdi. Her zaman diyaloğa açık durdu. Mütevazı kişiliğiyle öne çıktı. Saz çalıp türkü söylemekten kaçınmadı.

*

Haberin Devamı

Aynı İbrahim Kalın, MİT Başkanı olarak görevi gereği...

İçe kapanacak, lüzumsuz temaslardan kaçınacak, televizyon programlarına çıkmayacak, demeç vermeyecek.

Gözlemlediğim kadarıyla İbrahim Kalın da bu büyük değişime kişisel olarak alışmaya çalışıyor.

*

Benim gördüğüm, hissettiğim ve anladığım şudur:

*

Her iki isim de henüz yeni durumlarına adaptasyon sürecinde.

Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’a dair bir izlenim

ANTİ-ERDOĞANİZM

ERDOĞAN, Kılıçdaroğlu’na sert girse... Hemen başlıyor şu tür yorumlar:

*

“Sert girdi. Demek ki Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başında kalmasını istiyor. Hedef alarak onun etrafında bir kenetlenme olsun istiyor.”

*

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu es geçse... Hemen başlıyor şu tür yorumlar:

*

“Normalde sert girerdi. Bir şey demiyor. Es geçiyor. Demek ki halinden memnun. Kılıçdaroğlu yerinde kalsın istiyor.”

*

Ne demiş ünlü düşünür?

Şöyle demiş:

*

“Anti-Erdoğanizm bir bataklıktır. Sineklerle uğraşmak yerine kendi kendinize oluşturduğunuz bu bataklığı kurutunuz.”

DEĞMEZMİŞ 

TEPKİ çeken konuşmasının ardından Eda Ece’nin çektiği kendini izah videolarının tamamını izledim.

*

Gördüklerim şunlardır:

*

Sıfırın epey altında seyreden bir politik bilinç. Sırılsıklam ve kapkara bir cehalet. Muazzam bir kavrayış eksikliği. Korkunç bir empati yoksunluğu. Müthiş bir ağzından çıkanı kulağının duymama sorunu. Gerekçe oluşturmaya hiç ihtiyaç duymadan kendi kendine yaşattığı özgüven patlamaları. Meramını ifade etme hususunda sergilediği süper beceriksizlik. Ve bunların hiçbirinin zerre kadar farkında olamama hali.

*

Haberin Devamı

“Ben bunun için mi çeyrek sayfa yazı döktürdüm” diye hayıflandıkça hayıflandım. Vallahi değmezmiş billahi değmezmiş.

Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’a dair bir izlenim

TINISI ‘BABA’ FİLMİNDEKİ MEŞHUR REPLİĞİ ÇAĞRIŞTIRDI

“BABA” filminde Marlon Brando, oğlunu canlandıran Al Pacino’ya şöyle der:

*

“Şimdi dinle. Sana Barzini ile buluşma teklifini kim getirirse hain odur. Bunu unutma.”

*

Hürriyet’in deneyimli siyaset muhabiri Turan Yılmaz, bir süredir CHP kulislerini haberleştiriyor. Neler olup bittiğini onun kaleminden okuyoruz.

Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’a dair bir izlenimTuran Yılmaz

*

Turan Yılmaz, dünkü haberinde “İmamoğlu/Kılıçdaroğlu görüşmesini kim istedi, teklif kimden geldi?” sorusuna yanıt aramış.

İmamoğlu’na yakın kaynaklar, bu soruya şöyle yanıt vermişler:

*

Haberin Devamı

“Görüşme yerini kim ayarladıysa görüşme teklifi ondan gelmiştir.”

Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’a dair bir izlenim

*

Biliyorum, “Baba” filmindeki replikle uzaktan yakından bir bağlantısı yok bu cümlenin. Sadece tını olarak bana o repliği çağrıştırdı.

Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’a dair bir izlenim

BİRAZ DA BEN SİYASET MÜHENDİSLİĞİ YAPAYIM

CHP, ana muhalefet olma yükünü taşıyamıyor.

Yapısal olarak. Mimari olarak. Örgütsel olarak.

*

CHP varlığını sürdürsün. Ama küçük bir parti olarak.

Seküler endişenin, Kadıköy/Beşiktaş duygusunun, Erdoğan karşıtlığının, Atatürkçü vurgunun partisi olarak...

*

Ana muhalefet ise...

Popüler, kitlesel, bagajsız, milliyetçi, sağcı, muhafazakâr çizgideki karizmatik bir lider partisi olsun.

*

Benim bu yaptığıma ne denir?

Tabii ki siyaset mühendisliği denir.

*

Haberin Devamı

Siyaset mühendisliği, masa üstünde yapılan acayip boş beleş bir iştir.

Ama ne yalan söyleyeyim, yapması bayağı tatlı geldi bana.

Yazarın Tüm Yazıları