Hacı Sabancı’nın ihtiyacı olan nasihat

Bir fotoğraf paylaşmış sosyal medyada Hacı Sabancı.

Haberin Devamı

Fotoğrafa baktığımızda...

Denizin kenarında tuhaf, janjanlı, alengirli bir aletin üstünde spor yaparken görüyoruz Hacı Bey’i...

*

Bir takipçisi “Sokağa çıkmasan iyi yapardın” deyince...

Hacı Sabancı’nın ihtiyacı olan nasihat

Hacı Sabancı’nın cevabı şu olmuş:

“Evdeyim. Sakin ol champ...”

“Sakin ol şampiyon” diyor yani Hacı Bey.

*

Kocaman bahçesi olan bir evde yaşıyor Hacı Sabancı... Evinin bahçesi, sanki Üsküdar sahili gibi... Hemen denizin kenarında... E normaldir. Ülkenin en zengin ailelerinden birinin çocuğu... Şatafatlı yaşayacak tabii ki...

*

Şatafatlı yaşayacak yaşamasına da...

Ülke insanlarının büyük çoğunluğunun 40 metrekare, 60 metrekare evlere doluşmak durumunda kaldıklarını göz önünde bulundurması ve azıcık özen göstermesi daha iyi olmaz mıydı?

Haberin Devamı

Yani “Yahu şimdi bu yanlış anlaşılır, yahu şimdi bu gösterişe girer” falan demesi?

*

Bırakın Sabancı gibi zengin olmayı...

Aynı mahallede yaşayıp da bir tık varlıklı olan ailelerde bile çocuklara “Evladım olan var olmayan var, gösterişçilik yapma, özen göster” falan diye nasihat edilir.

*

Hacı Sabancı’nın bu türden nasihatlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.



CHP KURULTAYI ŞU SIRA YAPILSA İNCE KESİN SEÇİLİR

ÖNÜMÜZDEKİ birkaç hafta içinde...

CHP kurultayı toplansa...

Hacı Sabancı’nın ihtiyacı olan nasihat

Kemal Kılıçdaroğlu, yaş durumundan kurultaya katılamaz.

Ve Muharrem İnce kesin seçilir.

*

O kadar umutsuz ki Muharrem İnce’nin durumu...

Kendisini anca böyle bir şey kurtarır.


ZÜLFÜ LİVANELİ’YE HİÇ YAKIŞMADI

BAZILARI nedense mübalağalı biçimde sevmez Zülfü Livaneli’yi.

Ama ben severim.

Şarkıları, türküleri enfestir.

Hacı Sabancı’nın ihtiyacı olan nasihat

Güneş toplatır, karlı kayın ormanında yürütür, “Böyledir bizim sevdamız” dedirtir, okulda sıramıza “Ey özgürlük” yazdırtır falan.

Süper önyargısızım yani kendisine karşı.

*

Sosyal medyada vahim bir hata yaptı Zülfü Livaneli.

Haberin Devamı

“Koronaya iyi gelen ilaç” diye bir ilacın adını verdi.

*

Doktorlar büyük tepki gösterdiler kendisine.

“Leblebi çekirdek gibi ilaç tavsiye edilmez” dediler.

*

Zülfü Livaneli de bunun üzerine özür diledi.

Ama öyle bir özür diledi ki...

Keşke dilemeseydi dedirtti.

*

Özür dilerken...

- “Aslında ben haklıyım” demeye getirdi.

- “Beni anlayamadınız” demeye getirdi.

- “Size Cübbeli gibi adamlar çok bile” demeye getirdi.

- “Benim dediğime geleceksiniz” demeye getirdi.

Yani bir afra, bir tafra ki...

Sormayın gitsin.

*

İlaç tavsiye ederek çok vahim bir hataya imza attı Zülfü Livaneli...

Bu özür dileme biçimiyle ise...

Ne denli kibirli, ne denli burnundan kıl aldırmayan, ne denli hatasını kabul etmeyen bir kişilik olduğunu gösterdi.

*

Ruh halimi yazıyorum:

Haberin Devamı

O güzelim “Karlı kayın ormanında/Yürüyorum geceleyin” şarkısını dinlerken tüm bunlar aklıma gelecek diye...

Moralim bozuk.


HÜKÜMRANLIKLARI SONA ERMİŞ DURUMDA

Hacı Sabancı’nın ihtiyacı olan nasihat


- Erol Mütercimler tarzı sallamacıların...

*

Oytun Erbaş tarzı boş atıp dolu tutturmaya çalışanların...

*

Canan Karatay tarzı her durumda aynı şeyleri söyleyenlerin...



BİR GÖZLEMİMİ AKTARMAK İSTİYORUM

KORONADAN önce...

İktidar övgüsü ya da iktidar eleştirisi dışında cümle kurmamaya alışmış olanlar...

Her konuyu bir biçimde Tayyip Erdoğan’a getirmeye kendilerini kaptırmış olanlar...

Siyasi kutuplaşmanın parçası haline gelmiş olanlar...

Kendilerini politik mücadelenin savaşçısı olarak konumlandıranlar...

Haberin Devamı

Korona çıkınca...

Birden frene basamamanın... Aniden konuyu değiştirememenin... Yeni duruma uyum sağlayamamanın...

Sancılarını çekiyorlar.


KESEBİLİR MİYİZ LÜTFEN

- Yaşlıları aşağılamayı...

Bebek’e çıkmayı...

“Aman ne olacak” demeyi...

Resmi bilgilere güvensizliği...

Yalan yanlış bilgiler yaymayı...

“Gençlere bir şey olmaz” anlayışını...

Sürekli açık aramayı...

Dayanışma duygusunu bozmayı...

İnsanları paniğe sevk etmeyi...

Duyarsızlığı...

Kesebilir miyiz lütfen?


MARKETE KADAR GİDİP GELDİM

DÜN... Öğleden sonra...

Evin yakınındaki markete gittim...

Bu süreç içinde sosyal mesafeyi koruyarak kurduğum üç temasın öyküsü:

*

TEMAS BİR: Bir taksici, “Abi ne olacak bizim halimiz, iş yok” dedi. Kendisine “Yahu dünya yanıyor dünya” diye cevap verdim.

*

Haberin Devamı

TEMAS İKİ: Bir çift gördüm sokakta. Bana “Bu virüs organik mi, home made mi” diye sordu erkek olan... “Organik, organik” diyerek kestirip attım.

*

TEMAS ÜÇ: Bir hanımefendi çevirdi yolumu... “Ne zaman bitecek bu Ahmet Bey” dedi kaygıyla... “Biraz sabır, bir aya biter inşallah” dedim.

Yazarın Tüm Yazıları