Devlet yetkilileri El Kaide eylemine neden sessiz?

Cumhurbaşkanı’ndan Başbakanı’na...
Bakanlardan milletvekillerine...
Devlet, Cumhuriyet gazetesine topyekûn tepki gösterdi.

*

Dediler ki:
“Kutsala hakaret kabul edilemez”.

*

Tam bu sırada...
Türkiye’nin bazı camilerinde resmen
“El Kaide eylemi” yapıldı.
Eylemde...
- Karikatürist öldüren katiller övüldü.
- Tehditler savruldu.
- Paris’teki saldırının aynısının burada da yapılacağı söylendi.

*

Fakat o da ne?
Cumhurbaşkanı’ndan Başbakanı’na...
Bakanlardan milletvekillerine...
Devlet, topyekûn suspus oldu.

*

Tek bir devlet yetkilisi çıkıp da şöyle demedi:
“Kutsala hakaret kabul edilemez ama suçu ve suçluyu övmek de kabul edilemez”.

*

Bir ülkede devleti yönetenler, kutsala hakaret edilmesine tepki gösterip katillerin övülmesine sessiz kalırlarsa...
O ülkede katillere özenen katil adayları, sırtlarının devlet tarafından sıvazlandığını düşünürler ve kutsala saygısızlık yaptıklarını düşündükleri kişileri öldürmekten zerre kadar çekinmezler.

Onların gıyabi cenaze namazını kim kılacak?

FRANSA’da karikatürist katleden katillerin, İstanbul’da gıyabi cenaze namazı kılındı.
Karikatürist katillerinin gıyabi cenaze namazını kılanlara soruyorum:

*

- Boko Haram adlı örgütün, bir günde Nijerya’da katlettiği iki bin Müslüman için neden gıyabi cenaze namazı kılmıyorsunuz?
- Şiiler Sünnileri, Sünniler Şiileri öldürüyor Irak’ta... Öldürülen Şiiler için, öldürülen Sünniler için neden gıyabi cenaze namazı kılmıyorsunuz?
- IŞİD’in öldürdüğü Müslüman sayısı, İsrail’in öldürdüğü Müslüman sayısından bile daha fazla... Hani nerede IŞİD’in öldürdüğü Müslümanlar için gıyabi namaz?

*

Kısacası...
Müslümanların gıyabi cenaze namazını kılmanız için, o Müslümanların ille de Batılılar tarafından öldürülmesi mi gerekiyor?
Ne yani?
Müslümanlar tarafından öldürülen Müslümanlar, bu ümmetin yetimleri midir, öksüzleri midir?

Erdoğan ile Davutoğlu’nun araları neden açılmaz?

- Açılmaz, çünkü... Denk değiller ve Erdoğan çok güçlü.

*

- Açılmaz, çünkü... Davutoğlu, Erdoğan söz konusu olduğunda alttan almayı bir gelenek haline getirmek üzere.

*

- Açılmaz, çünkü... İktidar medyasını Davutoğlu kontrol etmiyor.

*

- Açılmaz, çünkü... Milletvekillerini “Beştepe” belirleyecek.

*

- Açılmaz, çünkü... Davutoğlu, Erdoğan’ın “temel belirleyici” olduğu konusunu içselleştirmiş durumda.

*

- Açılmaz, çünkü... Güç korunduğu ve işler iyi gittiği müddetçe statüko sarsılmaz.

*

- Açılmaz, çünkü... Dost, düşman herkesin gözü Erdoğan’da... Davutoğlu’nun gözü de öyle.

*

- Açılmaz, çünkü... Davutoğlu verilen ayar üzerine derhal kendine çekidüzen verebilme konusunda hayli yetenekli.

Batı’nın bariz riyakârlığı

NE zaman “Müslümanların kutsalına saygı” gündeme gelse...
Batı’dan gelen cevap hep aynı:
“Fikir özgürlüğü... İfade özgürlüğü... Düşünce özgürlüğü...”

*

Fakat aynı Batı, “başka kutsallar” söz konusu olduğunda...
“Fikir özgürlüğü... İfade özgürlüğü... Düşünce özgürlüğü...” falan demeden basıyor cezayı.

*

Örnek mi? İşte örnekler:

*

- Diyelim ki “Ermeni soykırımı yoktur” diye bir tez attın ortaya... Anında alıyorsun cezayı... “Ama fikir özgürlüğü” falan diyen yok.
- Diyelim ki Yahudi düşmanı bir tweet attın... Anında yargılanıyorsun... Kaçarın yok.
- Diyelim ki komedyensin... Anti-semitik laflar edip mavra yapıyorsun... Yaptığın gösterilerin mahkeme kararıyla yasaklanması işten bile değildir.
- Diyelim ki tarihçisin... Papa’yı eleştiriyorsun ve “Katolik öğreti Yahudi soykırımını tahrik etmiştir” diyorsun. Hop geliyor ceza...
- Diyelim ki reklamcısın... Hazırladığın bir reklamda Hazreti İsa’nın kullandığı bir giyim eşyasını kullandın... Mahkeme, insanların en derin inançlarına karşı saldırıda bulunduğun gerekçesiyle reklamı yasaklayıveriyor.
- Diyelim ki sosyal sorumluluk projesi hazırlayan bir kurumun temsilcisisin... AIDS hastalığına karşı bir kampanya yürütüyorsun... Kampanyada “rahibe” ve “prezervatif” sembollerine yer vererek matrak bir mesaj vermeye kalkıştın... “Dini inançlara hakaret” gerekçesiyle mahkûm olman kaçınılmazdır.
- Diyelim ki Yahudi soykırımı hakkındaki bazı bilgileri tartışmaya açtın... Gelir derhal 60 bin Euro para cezası.

(NOT: Şahin Alpay’ın dünkü Zaman’da yayınlanan yazısına bir bakın. Yukarıda sözü edilen mahkeme kararlarının tüm detaylarını o yazıda bulabilirsiniz).