Atılması gereken en öncelikli adımlar

*

Haberin Devamı

- CANLAR: Şu anda en önemli konu: Enkaz altındaki canlarımız. Umudu hiç kesmeden arama kurtarma çalışmalarına devam edilmeli. Yaşanan mucizeler, umudun kaybedilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor.

*

- EKİP: Yıkılan bina sayısı o kadar çok ki... Arama kurtarma ekiplerimiz yetersiz kalıyor. Başka ülkelerden daha fazla arama kurtarma ekibi talep edilebilir. Bu konuda dünyaya çağrı yapılmalı.

*

- ADIYAMAN: Adıyaman biraz öksüz kaldı. Adıyaman biraz geri planda kaldı. Aman Adıyaman’a büyük ilgi. Aman aman.

*

- LİSTE: “Deprem bölgesinde ihtiyaç duyulan şeyler” listesi çok önemli. Bu listenin inatla ve ısrarla her gün güncellenerek tüm vatandaşlarımıza duyurulmasının faydası büyük. Bu listenin her türden mecrada yer alması sağlanmalı.

*

- BRİFİNG: AFAD, her gün düzenli basın brifingleri yapmalı. Buna zaman ayırmalı. AFAD’ın yürütmekte olduğu devasa organizasyonun aksamaması için toplumun bilgilendirilmesinde sayısız yarar var.

*

Haberin Devamı

- VALİLER: Felaketi yaşayan, felaketin etkisinde kalan bölgedeki valilerin görev yerleri acilen değiştirilmeli. Başka felaketlerde bu uygulama yapılmıştı. Bu yola yine başvurulmalı. Bölge valiliklerine özellikle kriz yönetimini bilen deneyimli isimler atanmalı.

*

- OTELLER: Deprem bölgesinden Antalya’daki otellere vatandaşların taşınması iyi bir girişim. Bazı depremzede vatandaşlarımız gittiler otellere. Ancak bu sayının artmasını sağlamak gerekir.

*

- PLANLAMA: Yardımların dağıtımı, büyük bir planlama istiyor. İhtiyaçların saptanması için de planlamaya ihtiyaç var. Bir planlama yapılmış olabilir, bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: Bu durum sahaya tam olarak yansımıyor.

*

- ŞİKÂYET: Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız, devlete seslerini doğrudan duyurabilmeli. Sırf bunun için iletişim kanalları oluşturulmalı. Her türlü şikâyet, mutlaka ilgililere ulaşmalı. Bürokrasiyi aradan çıkararak vatandaşın sorunlarını doğrudan yetkililere ulaştırabileceği bir düzen kurulmalı.

*

- İLETİŞİM: En önemli konu iletişim. Bölgede iletişimde yaşanan sorunların giderilmesi, devletin birinci hedefi olmalı. Telefon, internet... Hiçbir aksama yaşanmamalı.

*

Haberin Devamı

- PSİKOLOJİ: Bölge halkı, büyük bir şok yaşıyor. Biliyorum: Çok büyük eksikler var. Farkındayım: Çok daha yaşamsal konular var. Ama psikolojik destek de hafife alınacak bir konu değil. Bununla ilgili özel bir çalışma yapılmalı.

*

- KARAVAN: Deprem bölgesinde hava çok soğuk. Yetkililer, konteyner kentler kurulacağını söylüyorlar. Bunun için zamana ihtiyaç olabilir. Daha hızlı bir çözüm olarak Ahmet Özal’ın bölgeye karavan takviyesi önerisi var. Nasıl yapılır bilmiyorum ama fena fikir değil gibi.

*

- ELEKTRİK: Bölgenin bir an önce elektriğe kavuşması gerekiyor. Jeneratörler yetersiz kalmış durumda. Bölgeye elektrik verilmesinin önünde bazı teknik engellerin olduğu söyleniyor. Ama yine de en öncelikli konulardan birinin elektrik olduğu unutulmamalı.

Haberin Devamı

FELAKETİN DOĞURDUĞU DÖRT FELAKET TİP

- TİP BİR: Adam, enkaz altındaki cansız bedenleri bırakıp “Acaba seçim ne olacak, seçim?” diye düşünüyor. Böylelerine söylenecek tek şey var: Elinin körü olacak.

*

- TİP İKİ: Bir başka tipin bütün derdi şu: “Bu felaket bizim siyasi çizgimize ne kadar zarar verir?” Bu tipe de “Siyasi çizgini al da başına çal” demek lazım.

*

- TİP ÜÇ: “Bu felaketten bizim taraf nasıl kazançlı çıkar?” diye yırtınıp duran tipi de atlamayalım. Allah bunlara milim siyasi kazanç göstermez inşallah.

*

- TİP DÖRT: Bölgenin acısı tazeyken onu bir taraf bırakıp sadece “Acaba İstanbul’da da deprem olur mu?” konusuna odaklanan tip var bir de. ABV deyip geçelim.

Haberin Devamı

BU KADAR BÜYÜK ACININ YANINDA ÖNEMSİZ BİR ŞEY

GEÇEN gece CNN Türk’ün canlı yayınındaydım.

Telefonuma mesajlar yağıyordu.

Büyük dayanışmaya katkı verenlerin mesajları.

Çok etkilendim.

*

Ekranda şu cümleleri kurdum:

*

“Mesajlar geliyor. Mesela Sorgun’da Ticaret Odası, dört jeneratör almış, bölgeye göndermiş. Bir başka yerde esnaf, bir tanker akaryakıt göndermiş deprem bölgesine. Helal olsun diyorum. Bunlar beni çok duygulandırıyor. Bizim insanlarımız, gerçekten güzel insanlar. Hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun, hangi çevreden olursa olsun hepsi böyle. Şişli’de gördüm. Yardım toplama merkezinde gencecik üniversiteliler yardımları paketliyorlardı. Olumsuzluklar çok az aslında, ama onlar tabii çok can sıkıcı oldukları için bize fazla geliyor. Aslında olumlu taraflarımız daha fazla. Yani bizim toplumumuzun esas estirdiği rüzgâr, dayanışma rüzgârı. Bunu unutmayalım. Biz esas dayanışmayı büyütüyoruz. Diğerleri hava cıva. Çok önemli değil yani. Onlara fazla aldırış etmeyelim.”

*

Haberin Devamı

İnternetin kalleş alçakları, benim bu sözlerimi bilerek, isteyerek, kasten çarpıttılar.

*

Benim bu sözlerimi şöyle yansıttılar:

*

“Ahmet Hakan’dan skandal yorum. Olumsuzluklar çok az. Can sıkıcı olduğu için bize fazla geliyor.”

*

Gazetelerin internet siteleri bunu yaptı.

Hepsinde aynı cümleler, hepsinde aynı çarpıtma, hepsinde aynı kalleşlik.

Sonra bunların sosyal medyadaki uzantıları harekete geçti.

Sosyal medyada “Ahmet Hakan olumsuzluklar çok az dedi” diye paylaşım yaptılar.

Bu paylaşımların altında gece boyunca küfürler, tehditler, hakaretler, hedef göstermeler.

*

Hâlâ devam ediyor. Hedef göstermeye doyamıyorlar. Küfürleri bitmiyor.

*

Benim yaşadığım bu olay, büyük acımızın yanında sözünü etmeye bile değmeyecek bir şey.

Tabii ki yaşadığımız büyük acının yanında mesele bile olmayacak bir saçmalıktır bu.

Ama yine de yazdım.

*

Yazmamın iki nedeni var

*

- BİR: Karaktersizliğin, trollüğün, şerefsizliğin, alçaklığın, kötücül olmanın tarafı yok. Bu bir kez daha fark edilsin istedim.

*

- İKİ: Laftan anlamazlar, zıvanadan çıkmışlar dışında, işin doğrusunu bilmesi gerekenler var. Onlar gerçeği bilsin istedim.

CUMHURİYET ÖZÜR DİLEDİ

BU arada iki mecranın takındığı olumlu tavra değinmem gerek. OdaTV, benim uyarım üzerine yayınladığı haberi düzeltti. “Ahmet Hakan aslında ne dedi” diye bir haber yaptı.

*

Cumhuriyet gazetesi ise “AHMET HAKAN’DAN ÖZÜR DİLİYORUZ” başlıklı bir haber yayınladı. Lafı hiç eğip bükmeden dilediler özrü. Hatalarını kabul ettiler. Çok soylu, çok düzgün bir davranıştır bu. Kendilerine teşekkür ediyorum. Eleştirilerimde kullandığım sözler, bu özürden sonra Cumhuriyet gazetesini kapsamamaktadır. Bunu da duyuruyorum.

Yazarın Tüm Yazıları