Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Enerji ve gıdalarımız

Çeşitli duygusal değişimler yaşarken değişen enerjimizin kimi zaman farkına varırız, kimi zaman ise kendimizi öylesine kaptırmış oluruz ki, hiçbir şeyin farkına varamayız.

Sahip olduğumuz enerjiyle ne yapmak istersek her şeyi yapabiliriz. Tabii potansiyelimiz nispetinde...

Hem zihinsel hem de bedensel bütün hareketlerimizin temel kaynağı olan bu enerjinin farkında mıyız? Bunun cevabı tek kelimeyle ‘‘evet’’. Üstelik şuurlu olarak bilmesek bile farkında olmadan anlıyoruz.

Mesela, bir işe başlarken kendimizi nasıl hissettiğimize bağlı olarak enerjimizin yüksek ya da düşük olduğu sonucunu kolayca çıkartabiliyoruz. Kendimizi halsiz ve yorgun hissettiğimizde kan şekerimizin düştüğüne hükmediyor, isteksizliğimizi bedensel zayıflığımıza bağlayabiliyoruz.

Aslında aldığımız gıdaların enerjimiz üzerindeki etkisi hiç de yabana atılmayacak boyutlarda.

Doğru beslenme, enerjimizi dengelemek ve yükseltmek açısından çok önemli. Yüksek titreşime sahip besinler aldığımız zaman enerjimizin kalitesi hemen değişiyor. Örneğin, aldığınız bitkisel gıdaların tazelik derecesi, o bitkinin titreşimlerinin zayıf ya da güçlü olmasına neden oluyor. Bu durumda çok taze bir sebze yediğiniz zaman almış olduğunuz enerji ile birkaç gün manavda durmuş ya da pişirdikten sonra fazla beklemiş bir sebzenin enerji kalitesi arasında büyük bir fark meydana geliyor.

Elbette ki, taze alınmış sebzeyi hiç bekletmeden pişirip yiyecek olursanız, elde edeceğiniz enerji çok daha yüksek olacak. Bunun dışında sebzeler de kendi aralarında farklı titreşimlere sahipler.

Örneğin, kırmızı bitkilerden kırmızı rengi açığa çıkaran titreşimler çok daha yoğun bir biçimde yayılmakta. Yeşil sebzeler ise, yeşil titreşimler açısısından zengin.

Sizin hangi tür enerjiye daha fazla ihtiyacınız varsa, daha çok o tip bir beslenme uygulamanız, enerjinizi dengelemenize yardımcı olacaktır. Şimdi diyeceksiniz ki, iyi güzel de ben bunu nereden bileceğim? Aslında bilirsiniz. Yani bedeniniz neye ihtiyacı olduğunu bilir ve sizi uyarır. Ancak, insan kendisini dış dünyanın hengamesine tamamen kaptırmış olduğu için bedeninin sesine kulak vermiyor. Hissetmiyor. Bunun için biraz kendinize zaman ayırmalı, arada sırada iç sesinize kulak vermelisiniz. Canınızın çektiği, içinizden gelen arzular aynı zamanda bedeninizin ilettiği mesajlardır.

Tabii bu arada et, süt, yumurta ve benzeri hayvansal gıdalar almanın da sizin ihtiyaçlarınızla bağlantısı oldukça büyük. Örneğin, karamsar, yaşama sevinci azalmış, içine kapanık bir tutum içinde bulunuyorsanız, mutlaka kırmızı ete ve hayvani gıdalara ihtiyacınız var demektir. Çünkü, hayvani gıdalar ve özellikle kırmızı et, pozitif elektrik yüklüdür.

Pozitif elektrikle yüklendiğiniz zaman maddeyle ilişkileriniz daha güçlü ve yoğun olur. Böylece karamsar duygulardan sıyrılıp mücadeleci bir tutum içine girebilecek enerjiyi kazanabilirsiniz.

Şayet agresif, kolay sinirlenen, yerinde duramayan, saldırgan bir tavır içinde bulunan biriyseniz, o zaman hayvani gıdaları ve özellikle kırmızı eti azaltıp bitkisel gıdalarla, yeşil sebzeyle beslenmeniz gerekir. Çünkü, böyle bir durumda kırmızı et ve hayvani gıdalar sizin enerjinizi fazlalaştırıp daha da saldırgan bir tavır içine girmenize neden olacaktır.

Sadece düşüncelerinizi dengelemenizin yeterli değildir. Aynı zamanda aldığınız gıdalarla enerjinizin kalitesini ve derecesini ayarlayabilirsiniz, diyorum, Yasemin'ce...



Yazarın Tüm Yazıları