Yaşananlar

Haberin Devamı

Uzay Çağı dedikleri

Bugün yılın son günü...

YENİ bir yıla gireceğiz... Hem de, bol sıfırlı bir yıla; 2000'e...

Eskiyle yeninin tek farkı, paradan atmayı düşündüğümüz üç sıfırı, yeni yıla ekleyecek olmamız. Yoksa, pazartesi günü işyerlerimize gittiğimizde hayatımızda değişen bir şey olmayacak...

İşyerine uzay araçlarıyla değil, yine dolmuşla gideceğiz. Dönerken evimize ışınlanmayacağız. Hastanede muayene, bankamatikte para kuyrukları yine olacak. Telefon, elektrik, su faturaları yine gelecek. Ev sahibi kira parasını tabii ki isteyecek.

FOTOSELLİ KAPILAR

Zamanında bilim kurgu filmlerini çok izlediğimden mi nedir, 2000 yılı denildiğinde aklıma hep uzay çağı gelirdi. İşte, kafamıza, ‘‘Uzay Çağı’’ olarak işlenen o tarih geldi çattı. Ve, uzay filmlerindeki 2000 yılı ile bugün yaşadığımız 2000 yılı arasında doğrusu pek benzerlikler göremedim. Kendiliğinden açılıp kapanan fotoselli kapılar ve birkaç alet edavat dışında...

Tempo'dan Birol Bayram, bu haftaki karikatüründe, benim bu duygularımı ne güzel resmetmiş. Onun çizgilerine bakarken, aklıma bir soru geldi. Ama sorudan önce 30 yıl geriye 1970'li yıllara doğru bir uzanın... TRT daha emekleme devresinde. En sevilen dizi Uzay Yolu... Kaptan Kirk, uzun kulaklı Mr. Spock'u hatırlamayanınız yoktur herhalde... Demirel ve Ecevit ise siyasi arenanın vazgeçilmez ikilisi... Demirel'in, ‘‘Yollar yürümekle aşınmaz’’ dediği dönemler...

NE OLUR NE OLMAZ

O tarihlerde, bir arkadaşınız çıkıp siz siyah-beyaz TRT ekranından Uzay Yolu filmini izlerken, şu soruyu yöneltseydi acaba cevabınız aşağıdaki şıklardan hangisi olurdu;

Soru Şu;

2000 yılında aşağıdakilerden hangisi gerçekleşecek?

a-) Arabalar gökyüzünde uçuşacak.

b-) Ay üssü Alfa kurulacak

c-) İnsanoğlu fezada koloniler halinde yaşayacak

d-) Parlak kıyafetlerle dolaşıp lazer silahları ile donatılacağız

e-) Demirel ve Ecevit emekliye ayrılacak, artık kuduzdan ölüp, soba kömüründen zehirlenmeyeceğiz.

Hadi bakalım...

1969'lu, 70'li yıllarda yaşadığınızı düşünerek cevap verin.

Peki, tarihi 2010 olarak değiştirip aynı soruyu ve aynı şıkları tekrarlasam... Evet, cevabınız o zaman ne olur?..

Sizi bilmem ama benim cevabım hazır;

‘‘Ne olur, ne olmaz’’...

Darılmak yok

Bu gece, sevdiklerimizle, dostlarımızla birlikte olacağımız için önemli. Onlarla birlikte karşılayacağız yeni yılı... Onun için, bu köşede bugün, ne dostları, ne de dost saydıklarımızı üzecek bir şey yazmayacağız.

Biraz gırgır, biraz şaka yollu takılma o kadar... Hatırlar mısınız bilmem... Tempo Dergisi geçtiğimiz haftaların birinde, milenyum çocukları için Türk isimleri sözlüğü vermişti. Bizim, Özlem Avcı üşenmemiş bir araştırma yapmış. Acaba, bu sözlükte Antalya takımından kimin adı var, kimin yok diye... Bazı anlı şanlı isimler milenyum adları arasında yer almamış...

Demek ki, Türkiye'de herkes bu sözlüğe bakarak isim koysa, inanın bazı ad ve soyadlar tarihin karanlıklarına gömülüp gidecek... Misal; Tunca Toskay... Kendisi Antalya mebusu olurlar... Ama, bu sözlükte ne adı var, ne soyadı... Ya, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen... Adı var ama, soyadı milenyumluk değil...

SÖZLÜKTE OLMAYANLAR

Sadece o mu bu durumda olan?.. İşte, milenyum çocukları için önerilmeyen siyasi soyadları;

Bekir'in KUMBUL'u, Muhittin'in BÖCEK'i, Mustafa'nın VURAL'ı, Osman'ın MÜDERRİSOĞLU'su, Mehmet'in BAYSARI'sı...

Özlem, bir de sözlükte olan soyadların ne anlama geldiğine bakmış. Mehmet'in AKAY'ı; Kuzey Türkleri'nden erkeklerin en büyüğüne verilen admış. Salih'in ÇELEN'i ise bir çeşit kuş...

En ilginci ise belediye başkan vekili Fahrettin'in KÖKEN'i... İşte milenyum sözlüğüne göre KÖKEN'in Türkçe meali; kavun, karpuz gibi yerde yatan bitkilerin teki veya dalı...

Birde Deniz'in BAYKAL'ı var... Sözlük, BAYKAL için bakın ne diyor; Yaban kısrağı... Kızmak yok... Ben elçiyim... Elçiye de zeval olmaz derler...

İnanın, beni en çok şaşırtan isim OSMAN oldu... Osman denildi mi, şöyle bıyıklı, iri kıyım biri gelirdi aklıma... Bir de, ‘‘Osman abim evde mi, üç odalı yerde mi?’’ türküsü... Fakat, sözlük OSMAN için abiyi çağrıştıran pek içaçıcı bir karşılık vermiyor. Peki ne diyor?.. İşte OSMAN'ın karşıtı; ‘‘Toy denilen kazdan daha büyük kuşun yavrusu’’...

Gördünüz mü ey Osman abiler...

Tüm imaj gitti değil mi?..

Ünlü sözler

‘‘Hiçbir şey hayal gücü kadar hür değildir.’’

David Hume

Milenyum bebeleri

Hamile misiniz?..

Neee, hem de, şu an sancınız mı var?.. Lütfen, sıkın dişinizi ve biraz daha bekleyin.

Veya, doktorunuz doğumun birkaç gün içinde olacağını mı söyledi?.. Hemen telefon edip, kendisinden mutlaka bu gece doğurtturmasını isteyin.

Bir de sıkı sıkı tembih edip; ‘‘Ben yılbaşı gecesi 00.00-01.00 saatleri arasında doğurmak istiyorum’’ deyin. Yoksa, bebeği rahminizde rehin tutmadaki kararlığınızın altını çizin. Çünkü, bu saatler çok önemli. Doktorunuzun yüzüne telefonu kapatmadan önce, ‘‘Ya, bu gece o saatlerde doğacak, ya da hiç doğmayacak’’ diye haykırın.

Unutmadan, sakın bu işi sezaryenle yaptırmayın ve asla evde doğurmayın. Kural, kuraldır...

Şimdi diyeceksiniz ki; ‘‘Bu söylediklerinizi yapmak için aklımdan zorum mu var kardeşim... Bunları durup dururken neden yapayım?..’’

Haklısınız.

Eğer, bebeğiniz için verilecek yıllık 1 milyar 800 milyon değerinde hediyeye talipseniz, hatırlatayım demiştim o kadar... Yani, yılın son iyiliğini size yapayım istedim.

Çünkü, 1999'u 2000'e bağlayan bugün, adı bende saklı bir çamaşır suyu firmasının sizlere doğum için verdiği son gün... Söylediklerim şaka değil, gerçek...

Bebeğinizi bugün yukarıdaki şartlarda doğurursanız parayı kaptınız demektir. Tabii, iş yukarıdaki şartları yerine getirmekle de bitmiyor. Noter huzurunda yapılacak çekilişini de kazanmanız şart.

Ey Allahım sen aklımı koru...

Daha doğmamış bebeleri, hamile kadınları bile yarışa soktuğumuz için...

Düşünsenize, kadın doğum odasında, doktoru başında, saatler 00.59 gösteriyor ve bebek dışarı çıkmamakta ısrarlı...

Sevgili anne adayları sorarım şimdi; giden paraya mı yanarsınız, dışarıda saatine bakıp bakıp sinirden küplere binen kocanızdan yiyeceğiniz dayağa mı?..

Benden hatırlatması...

Tercih sizin...

dgundogdu@hurriyet.com.tr

TELEFON: (0242) 340 38 38

Yazarın Tüm Yazıları