Yargı, THY’yi sıkıştırıyor

THY’de 56. gününe giren grevle ilgili mahkemeler iki önemli karar verdi.

Haberin Devamı

İstanbul 1. İş Mahkemesi, Hava-İş’in başvurusu üzerine THY yönetiminin ‘grev kırıcılığı’ yaptığının tespitini istedi. Bilirkişi, grev kırıcılığını tespit etti; mahkeme de lehte karar verdi. Hava-İş de bu tespiti önemli bir delil olarak sunduğu 5. İş Mahkemesi’nde dava açarak grev kırıcılığının durdurulmasını istedi. Mahkeme grev kırıcılığına diğer mahkemenin tespit kararını gerekçe gösterip ihtiyatı tedbir kararı verdi.
Yani grev kırıcılığını durdurdu.
Yani, yargı THY’yi sıkıştırıyor.
İLO kararıyla da zaten ‘sicili bozuk’ olan THY yönetiminin kararı uygulamaktan başka bir seçeneği görülmüyor. Bir adım sonrası THY’nin uzlaşmak için masaya oturmasıdır.
... Derken bir grup grevci işçi ile konuştuk, onlara bazı sorular yönelttik, yanıtlarını aldık:
-THY’deki toplu sözleşmenin engelleyici tarafları kimdir?
-En başta Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu... Çünkü isteklerimiz en temel tüketici hakkı olan uçuş emniyetidir. THY yönetiminin yansıtmak istediği gibi çalışanlarının ücretle ilgili THY’nin verdiğinden çok da farklı bir ücret talebi artışı yoktur.
-Başbakan’ın toplu sözleşmeye müdahillik durumu var mı?
-Elbette, zaten talimatı Hamdi Topçu’ya veriyor, o da sektirmeden işçilerin üzerine gider; onları ezmek ister. Zaten grevde olan bizlere daha Gezi olayları başlamadan ‘marjinal küçük bir grup’ dediler.
-Temel Kotil’in fonksiyonu var mıdır?
-THY’de iki aydan beri Kotil’i etkisiz ‘eleman’ yaptılar. Onun bir ağırlığı kalmadı; o olsaydı daha insaflı davranırdı; uzlaşmaya daha yatkın bir genel müdürümüzdür.
-Grev öncesinde Kotil’in görevden alınmasına ilişkin söylentiler ağırlık kazanmıştı. Daha sonra yıllık izinde diye yalanlandı, bu nedir?
- Bizi ‘ideolojik’ sayarken o siyasidir, esas olarak ‘yandaş’tır. Kotil, THY’yi derinden daha iyi bilir, teknik adamdır.
-15 Mayıs gecesi grev başladığı anda özel getirilen polisler sizlere çirkin davranışta bulunmuşlar; niye bunları açık olarak ifade edemiyorsunuz?
-Dış hatlar terminalinde grevimiz başlamak üzereyken, Hamdi Topçu’nun talimatı ile getirilen 3 bin polis tarafından adeta dövülerek genel müdürlüğe sürüldük. Yani bizler, daha Gezi olayları başlamadan önce çevik kuvvetin şiddetini gördük.
Yarın: THY yönetiminin grev kırma taktikleri.

Haberin Devamı

Sonsuza dek Atatürk!

Haberin Devamı

MASALLARIN uzun ömürlerini göz önüne alan gazeteci Ata Akdoğan, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilanını ‘En Güzel Gelecek Çocuklara Verilecek’ adlı kitabında masalsı bir dille ele almış. ‘Uyandırmak için yazılan ilk masal’ olarak tanımladığı kitabında Akdoğan, tilkilerin istila ettiği ve kümeslerdeki yumurtaları topladığı ülkede çocukların geleceğini karanlıklara teslim etmek istemeyen sarı saçlı mavi gözlü bir askerin mücadelesini anlatıyor.
Çalışmanın CD’sinde, çocukların karşısına sarı saçlı ve mavi gözlü bir asker olarak çıkan Mustafa Kemal’i ilk kez bir kadın; çizgi film kahramanı Kayu’ya ses veren İlkgül Kaya seslendiriyor. Atatürk ve Cumhuriyet’in sonsuza dek taşınmasına katkı sunacak ilginç bir çalışma olmuş.
(gazeteakent@gmail.com)

Haberin Devamı

Ehliyet’te 101 TL uygulaması sürüyor

-EHLİYET yenileme ücretinin 101 lira yerine 15 lira olmasını içeren önerge, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kabul edilen önergeye göre, getirilen yeni düzenlemeler nedeniyle ehliyetlerini zorunlu olarak yenileyecek kişilerden masraf olarak 101 TL yerine 15 TL alınacak. Bir emniyet müdürü diyor ki:
“Fakat uygulama halen değişmedi. Vatandaşlar ehliyet için trafik şubelerine gittiklerinde yasa yürürlüğe girene kadar 101 TL verecekler. Buna dikkat edilsin. Yılbaşından sonra uygulamaya geçilecek söylentileri dolaşıyor. Bu konuya bir açıklık getirilmedi.”

OKUYUNUZ

Adaylar 6 ay önceden önseçimle belirlensin!

-“YEREL seçimler için başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok il örgütünün danışma kurulu toplantılarında da karar altına alındığı gibi, adaylar katılımcı yöntemle belirlenmelidir. İlke olarak belediye başkanı ve belediye meclis üyesi adayları üyelerin katılımıyla (önseçim) demokratik olarak belirlenmelidir. Cinsiyet ve gençlik kotaları yerine getirilmelidir. . Adaylar seçim gününden altı ay önce belirlenmelidir. Önemli uzmanlıklar için belirli sayıda kontenjan ayrılmalıdır. Yerel yönetim programı ön hazırlıkları için PM’de bir komisyon oluşturulmalıdır. Bu çalışma yıl sonuna kadar tamamlanmalıdır.”
-ADAYLAR... Eski CHP Parti Meclisi Üyesi ve Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörü Ali Kılıç, Maltepe’den adaylığı düşünüyor. Beykoz’dan Şaban Tören, Beylikdüzü’nden Şeref Albeniz CHP’den aday adaylıklarını açıkladılar. Büyükçekmece’den Hasan Akgün, “Yapılacak bir ön seçim bölgemizde şaibeli olur” dedi.

Haberin Devamı

İşte CHP’li yerel yönetim adayları
 
CHP eski Parti Meclisi üyesi ve Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörü Ali Kılıç’ın çevresine İstanbul Maltepe’den belediye başkan adaylığını düşündüğünü belirtiği öğrenildi.
- BEYKOZ Vakfı Başkanı Şaban Tören, CHP adına Beykoz Belediye başkanlığına aday adayı olduğunu açıkladı. Tören, Beykoz Vakfı merkezinde yönetimi, Beykoz’un önde gelen isimleri ve yerel basın ile kahvaltılı bir toplantı yaptı. Toplantıya CHP eski milletvekili Bülent Tanla, DSP eski İlçe Başkanı Mehmet Şen, Beykoz CHP meclis üyeleri, CHP Gençlik Kolları Başkanı, ADD Beykoz başkanı Ekren Başlatan, Çiğden Muhtarı, Soğuksu Muhtarı, Bozhane köyü muhtarı, Ortaçeşme muhtarı, Beykoz CHP ilçe başkan yardımcısı temsilen, Beykoz CHP kadın kolları, sendikacılar ve bölgenin işadamları katılarak destek verdiler.
Şaban Tören “CHP Beykoz delege ve üyelerinin ve Beykoz kamuoyundan gelen istekler sonucunda adaylığımı açıklamış bulunuyorum’’ dedi.
MÜBADİL ADAY
 
- BEYLİKDÜZÜ Trakyalılar ve Rumeliler Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kurucusu ve başkanı olarak olarak önümüzdeki dönem CHP’den Beylikdüzü Belediye Başkan aday adayı olarak Ramazan Bayramından sonra çalışmalarımıza başlayacağımızı, geçen dönem seçimi kazanmış olduğumuz halde sandıkta kaybeden Prof. Dr. Vecdet Öz’ün de desteklediğini ve hatta aday olma konusunda kendilerinin önemli ölçüde destek ve telkinlerinin olduğunu ve bizlerin de Selanik mübadili bir aileye mensup 3 kuşak 90 yıl bölgede olan yerli halkı temsilen bu göreve kayıtsız kalamayacağımızı ve talip olduğumuzu sizlerle paylaşmak isterim.
Şeref ALBENİZ- S.M. Mali Müşavir

Haberin Devamı


BÜYÜKÇEKMECE-ÇATALCA
 
BÜYÜKÇEKMECE ve Çatalca’da CHP adaylarının rekabeti nedeniyle CHP sıkıntı yaşıyor.
Büyükçekmece’de “Ben adayım” diyen Belediye Başkanı Hasan Akgün yerel basına yaptığı açıklamada CHP örgütüne rest çekerek “Yapılacak bir önseçim şaibelidir. Çünkü üye ve delegeler 2-3 kişinin adamıdır” dedi. Büyükçekmece’de Belediye Başkanlığı için CHP’de Op. Dr. Ali Şeker, Kumburgaz Beldesi eski Belediye Başkanı, Sarıgül’ün yakın çalışma arkadaşı Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu, İl Genel Meclis üyesi ve ilçe Başkanı Dursun Tazegül’ün eşi Mehtap Tazegül adları geçiyor... AKP’den ise İlçe Başkanı  Av. Celal Babayiğit, eski İlçe Başkanı ve Ziraat Odası Başkanı Recep Erol..
ÇATALCA’da ise Belediye Başkanı Cem Kara’ya hem örgütten hem de ilçe halkından çok büyük tepkiler olduğu kulislerde dile getiriliyor. Öyleki siyaseten Çatalca’da aynı çizgiyi paylaşmayan Kolcuoğlu ailesi ile eski Başkan Fırat Aykut ve çevresi de, Cem Kara’ya karşı birlikte hareket ediyor. Bu etkin gruplar ise yeni dönemde Durusu Beldesi eski Belediye Başkanı ve Sarıgül’ün yardımcısı Engin Akman’ı aday göstermek istiyor. İl Genel Meclis üyesi ve İl Başkan Yardımcsıs Taşkan Uysal’da Akman aday olmazsa aday olacağını dikle getiriyorBu ileçde adı geçen bir başka aday adayı  ise Silivri Belediyesi Başkan Yardımcısı Ayhan Otlatıcı...
Başakşehir’de CHP’li İlçe Başkanı Özgür Karabat’ın da adaylık için soyunacağı bildirildi.

 Bu tutukluluklar makul mü?
 
ANAYASA Mahkemesi, tutukluluk süresi incelemelerine nihayet başladı.
Geçen hafta basın toplantısı yapan iki başraportör, kamuoyundaki “yasadaki sınırları aşmayan süredeki tutukluluklara AYM bir şey demeyecek” kanısının aksine, her dosyanın kendi özelliklerine göre inceleneceğini ve makul olmadığı saptanan tutuklulukların sonlandırılacağını bildirdi.
Yeterli olmasa da olumlu gördüğüm bu gelişmeyi fırsat bilerek son yıllarda Türkiye’yi bir korku ülkesi yapmak için kullanılan tutuklulukların ne kadar ‘makul’ olduğunu gösteren birkaç örneği hatırlatmak isterim. (Unutulmasın: Ülkemizin uymak zorunda olduğu AİHM ölçütlerince tutukluluk için ‘kaçma riski’ gibi bir şüphenin varlığının mahkemece somut şekilde gösterilmesi gerekli.)
- Mustafa Balbay, Temmuz 2008’de tutuklama istemiyle çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. Bir Ergenekon sanığı olacağı o andan itibaren belli olan Balbay, bunu izleyen süre içinde kaçmak bir yana, işine devam etti, ikisi çocuklar için Nasreddin Hoca şiirlerinden oluşan üç kitap yazdı, ta ki Mart 2009’da “kaçabilir” diye tutuklanana dek.
- Teker teker sayamayacak kadar çok sayıda sanık, yurtdışında görevde veya tatildeyken arandıklarını duyunca programlarını yarıda kesip ülkeye döndüler, sonra da “kaçabilir” diye tutuklandılar.
- “Kaçabilir” diye tutuklu yargılanan bir Ergenekon sanığı, tetkikler için başka mahpuslarla birlikte götürüldüğü İ.Ü. Kardiyoloji Bölümü’nde askerlerce unutulunca taksiyle cezaevine döndü, yanında para olmadığından taksi ücretini jandarmalar ödedi.
- “Kaçabilir” diye tutuklu yargılanan emekli SAT komandosunun Silivri’deki tek eğlencesi voleybol oynamaktı. Bir gün topları çatıya kaçıp yukarıdaki tel örgülere takıldı. Gardiyanlara başvuruyla başlayan ‘top iade’ sürecinin uzamasından sıkılan sanık, düz duvara tırmanıp topunu aldı, kameraya el salladı, inip maça başladı.
- Sağır sultanın duyduğu bir hukuk katliamı sonucu ağır hapis cezalarına çarptırılan 11 ‘Balyoz’cu’ subay İstanbul’dan Ankara’da bir cezaevine naklediliyorlardı. Cezaevi aracı otobanda bozuldu. Mehmet Ağar’ın aksine Yargıtay aşamasında “kaçabilir” diye tahliye edilmemiş
11 asker, görevlilerin ricası üzerine aşağı inip aracı gişelere kadar ittiler, gelen yeni araca binip hapse gittiler.
- İzmir “casusluk” davasında, hiç tanımadıkları birisinin evinde bulunduğu söylenen dijital belgelerde adları geçti diye haklarında bir yıl ceza istenen askerler bir yıldan fazla tutuklu yattılar, “eh, artık çıkarız” derken savcılar “yeni suç unsurları bulduk, herkese 30’ar yıl daha ceza istiyoruz” dediler, tahliyeler reddedildi.
Okuyanlara bu tutukluluklar “makul” geliyorsa başka diyecek bir sözüm yok.
Prof. Dr. Cem SAY-Boğaziçi Üniversitesi
 
Ercan Karakaş: adaylar katılımcı yöntemle belirlenmelidir
 
 CHP’de yerel yönetim aday adaylarına ilişkin isimler ortaya çıkarken, özellikle bu isimler nasıl belirlenecek?
Önseçimle mi, yoksa yönetimlerdeki güçlerin ‘hatırı’ ile mi listelerde yer alacak?
Rantçı meclis üyeleri mi, düzgün siyasetçiler mi, hizmet alanlarına sürülecek.
CHP Parti Meclisi üyesi Ercan Karakaş, yerel seçim adaylarının belirlenmesine ilişkin bir görüş ve öneri demeti sundu kamuoyuna... Karakaş ”Son yıllarda sol, sosyal demokrat nitelikli partiler parti programlarının oluşmasına ve parti adaylarının belirlenmesine parti üyelerinin yanı sıra, seçmenleri de katmaya yönelik yeni yöntemler geliştirmeye başladılar. Bu uygulamalar sonucu parti tabanı daha aktif hale gelirken, seçmenlerin de partiye olan destekleri güçlenmektedir” dedikten sonra Türkiye’de parti içi demokrasi ve parti içi katılım kültürü uygulamasının son derece geri durumda olduğunu, bu durumun CHP içinde geçerli olduğunu söyledi.
- Vekiller ve yerel yöneticilerin gerçekten kentlilerin temsilcileri olabilmeleri için, CHP Tüzüğü’nün de öngördüğü yöntemlerden en katılımcı olan önseçimi kural haline getirmelidir. CHP açısından bu yöntemin uygulanması için herhangi bir yasa değişikliğini beklemeye gerek yoktur. Çünkü mevcut siyasi partiler yasası bu seçeneği (önseçim) olanaklı kılmaktadır.
- Partiye kayıtlı bir milyon üyeyi yok sayan, karar alma süreçlerine katmayan sol ve demokrat bir partinin toplumda özgürlükçü ve katılımcı demokrasiyi yerleştirme savı inandırıcı olamaz.
- CHP ülke için öngördüğü katılımcı demokrasi anlayışını parti içinde de gerçekleştirmelidir.
- Yerel yönetim seçimleri için başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok il örgütünün danışma kurulu toplantılarında da karar altına alındığı gibi adaylar katılımcı yöntemle belirlenmelidir. Bu çerçevede aşağıdaki hususların dikkate alınması başarı için önem taşımaktadır.
1- İlke olarak belediye başkanı ve belediye meclis üyesi adayları üyelerin katılımıyla (önseçim) demokratik olarak belirlenmelidir.
2- Elbette yeterli aday adayının bulunmadığı ve parti oyunun yüzde 10’un altında olduğu seçim bölgelerinde adaylar, yerel örgütlerin görüşü de alınarak merkezden belirlenir.
3- Belediye seçimleri için adaylar demokratik ülkelerde olduğu gibi seçim gününden 6 ay önce belirlenmelidir. (Bu durumda elbette parti kendi önseçimini -üyelerle eğilim yoklaması- kendi düzenlemesiyle yapacaktır.)
4- Belediye meclis üyeliklerinde (özellikle büyükşehirlerde) önemli uzmanlıklar için belirli sayıda kontenjan ayrılabilmelidir. Kontenjan sayısı ve şartları önceden ilan edilmelidir. Kontenjan kullanımında Taksim Platformu gibi kent inisiyatiflerinin uzman üyelerine öncelik verilmelidir.
5- Aday belirlemede tüzükte var olan cinsiyet ve gençlik kotasının gereği mutlaka yerine getirilmelidir.
6- Aday belirleme yöntemi ve tarihi belli olmadan il ve ilçe yöneticilerinin görevlerinden istifaları için tarih belirlenmiş olması doğru ve adil değildir. Çünkü bu üç husus birbirleriyle doğrudan bağlantılıdır. Parti üyelerinin ve örgüt yöneticilerinin aday adaylığı kararını özgürce ve sağlıklı bir biçimde verebilmeleri için yöntemi önceden bilme hakları olduğu kabul edilmelidir. 
7- Yerel yönetim programı ön hazırlıkları için PM’de bir komisyon oluşturulmalı ve hazırlanan taslak tüm örgütlerin, kent inisiyatiflerinin, uzmanların ve halkın değerlendirmesine sunulmalıdır. İl, ilçe ve belde yerel yönetim programları da aynı katılımcı anlayışla hazırlanmalı ve program çalışmaları 2013 sonuna kadar tamamlanmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları