Yangın merdiveni denize açılıyor

SERGİ dolaşmalarını çok severim. Art arda birkaç güzel sanat eserini gördükten sonra, dünyaya bakışım değişir, renkleri, biçimleri yeniden yorumlama gücünü kazanırım.

Öyle bir geziye çıktım hafta sonu.

Galeri Nev’in Tepebaşı Meşrutiyet Caddesi’nde açtığı yeni sergi mekánı Nev Tepebaşı’nı dolaştım.

Pera Müzesi’nin sırasında yeni bir bina. Sabahın erken saatinde sevdiğiniz sanatçılarla günü başlatmak ne güzel.

Erdağ Aksel, Yüksel Arslan, Selda Asal, Mike Bearg, Nermin Er, Tayfun Erdoğmuş, İnci Eviner, Deniz Gül, Melek Mazıcı, Murat Morova, Hale Tenger, Canan Tolon, Nazif Topçuoğlu yapıtlarıyla karşıladılar beni.

Eski Meşrutiyet Caddesi’nin üstündeki yanan, yıkılan binaları canlandırdım gözümde, Tepebaşı Dram Tiyatrosu’nu, karşısındaki iki katlı Pelit Pastanesi’ni.

Canan Tolon’un aynalar ve merdivenlerle yaptığı Acil Çıkış’ı çok yönlü merdivenlerle karşılaştırıyor sizi. İnişi varmış gibi gözüken bir yangın merdiveni...

ELİF URAS’IN ÇİNİLERİ

TEPEBAŞI
’ndan Beyoğlu Belediye Binası’nın (eski Altıncı Daire) karşısındaki Bilsar Binası’ndaki Galerist’te Leyla Gediz’in küratörlüğünü üstlendiği "Sobe!" adlı grup sergisine gidiyorum. Sergiye girmeden önce tanıtımdan bir iki cümleye gözüm takılıyor:

"Sobe! nam-ı diğer bir ’kızlar sergisi’dir. Kadın kısmının kurtuluşu hepimizi ilgilendirir. İlgilendirmelidir de.

Sobe! zorbalıkla ve zorbalarla yaşamanın formülünü çözmüş şehirle genç kadınları bir araya getiriyor.

Siz bizim adımıza konuşmaya teşebbüs etmeden, biz erken davranıp Sobe! diyoruz."


Sergide; Melis Ağazat, KOP-Art, Semiha Balcı, Banu Birecikligil, Çınar Eslek, Karolin Fişekçi, İnci Furni, Minna Henriksson, Gözde İlkin, Burçak Kaygun, Gülşah Kılıç, Gül Kozacıoğlu, Tamsin Morse, Ceren Oykut, Gökçe Süvari, Güneş Terkol, Elif Uras, Nalan Yırtmaç, Pınar Yolaçan, Gökçen Cabadan’ın çalışmaları yer alıyor.

Ceren Oykut’un keçe kalemle yaptığı sergi mekánının bütününe yayılmış, duvarlardaki, delik, yarık ve çatlaklara göre şekillenen figürler ironik bir yaklaşımı simgeliyor.

Elif Uras’ın İznik çinileri üzerine çeşitlemeleri dikkatimi çekti. Eski sanatımızın çağdaş bir yaratısı olarak düşünebiliriz bu çalışmaları.

Genç kuşağın, geleneğe, yaratıcılığa yeni katkısının örnekleri...

ÖMER ULUÇ’UN VAPURU ORTAKÖY’E DEMİRLEDİ

ÖMER ULUÇ
’un mekána uygun çalışması Vapurların Seyri adını taşıyor. Ortaköy İskelesi’nde demirli vapurun bir katının kanepeleri sökülerek hazırlanmış sergi mekánı. Vapurun üç katında gerçekleştirilen yaratı, üç ana başlık altında sunuluyor:

Yeraltı Dünyası, Yeryüzü Dünyası, Gökyüzü Dünyası.

Denizaltı yaratıklarından insanlara kadar bizi ve dünyamızı kuşatan birçok öğe, sanatçının çalışmalarına yansıyor.

Ömer Uluç, kendine özgü formlarda, yeniliklere yol alıyor.

Videodan Ömer Uluç’un çalışmalarına yorum getiren, bizi düşünmeye çağıran konuşmalarını seyredip/dinleyebilirsiniz.

Resim sanatımızın bu ustasının işlerini ihmal etmeyin.

* * *

SERGİ dolaşmalarını tatil günleri için salık veririm.
Yazarın Tüm Yazıları