Paylaş
Başsavcı baskı yapıldığını söylüyor...
Peki ya Cemil Çiçek? Acaba o telefonda ne konuşuldu?
Dün bu soruları konuştum Çiçek’le... Aramızdaki diyalog özetle şöyle:
Başsavcı baskı yapıldığını söylüyor... O bir baskı telefonu muydu?
- Öncelikle şunu söylemeliyim. Ben o dosyayı bilmiyorum. Kimse de bilmiyor. Ayrıca ben yıllarca Adalet Bakanlığı yaptım. Bir tek kez devam eden bir davayı etkileyecek konuşmalar yapmadım. Açıklamalar yapmadım. Kimseyi aramadım.
POLEMİĞE GİRMEM
Peki savcı neden böyle diyor?
- Şimdi söz konusu kişi cezaevindedir ve ağır bir suçlamayla karşı karşıyadır. Şüpheli durumundadır. Böyle bir durumda ben bir tarafa o kişinin diğer tarafa benim konularak bir polemik yaratılmasını doğru bulmam. Olayı siyasetin ortasına çekmek isteyenler var. Buna izin vermem.
Eğer davayla ilgili baskı yaratacak bir konuşma yapmadıysanız bunun açıklanmasında ne sakınca olabilir ki?
- Şimdi bakın o tarihlerde seçimler var. Olaylar hassas. Yani seçim atmosferi... Şimdi küçücük bir yerde 50-60 çocuk gözaltına alınıyor. Bu durumu siz merak etmez misiniz. Yani gazeteci olarak merak etmez misiniz? Seçim atmosferinde ne oluyor diye bir bakmaz mısınız. Bir müdahale söz konusu değil. Ne oluyor onu öğrenmek istedim... Çünkü seçimler var.
Böyle müdahale olur mu? Zaten davanın içeriğini bilmiyorum...
Neymiş peki olanlar?
- Yasadışı eğitim yaptırıldığı için çocuklar alınmış. Zaten sonra da serbest bırakılmışlar. Ayrıca 12 yaşından küçük çocuklara ceza da veremezsiniz...
Cemil Çiçek telefon konuşmasını açık açık anlattı...
Seçimleri etkileyecek bir toplu gözaltı olduğu için durumu öğrenmek amacıyla telefon açtığını söylüyor...
Başsavcı da bunun bir baskı olduğunu iddia ediyor.
Yani bir telefon iki farklı yorum var...
Belli ki Erzincan’daki gerilim o günlere kadar dayanıyor...
İKİNCİ YAZI
Abdullah Gül’ün görev süresi
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün görev süresi 5 yıl mı, 7 yıl mı? |
Muhalefet 5 yılda biteceğini söylüyor. İktidarın bazı temsilcileri ise kararı Yüksek Seçim Kurulu’na bırakıyor.
YSK’dan gerçekten tarafsız olduğuna inandığım bir hukukçuyla konuştum:
Sizce görev süresi kaç yıldır?
Cevap net:
- Bin yıllık bir hukuk kuralı vardır. Kanunlar geriye işletilemez. Şimdi Cumhurbaşkanı Gül’ün seçildiği gün görev süresi 7 yıldır. Siz sonradan bir karar alıp onu değiştiremezsiniz. Yani şimdi siz 65 yaşına kadar bir göreve seçiliyorsunuz. Sonra bir kanunla 60’a indirilip emekli ediliyorsunuz. Burada hak gaspı olur. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıldır.
Bu cevap gösteriyor ki eğer karar Yüksek Seçim Kurulu’na bırakılırsa büyük ihtimalle karar 7 yıl olarak çıkacak...
Bu da önümüzdeki genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki dengeleri doğrudan belirleyecek.
ÜÇÜNCÜ YAZI
Eğitim için herkese destek veririz
GEÇEN hafta bir başka tartışma da Medipol Üniversitesi’ne Tekel alanının tahsis edilmesiydi. |
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ağır suçlamalar yapıldı. Hatta, “Kamu malını peşkeş çekiyor” diyecek kadar keskinleşildi...
Bakan Şimşek’i aradım...
“Bu yeni bir şey değil ki” dedi ve örnekler verdi:
“Bakın Kadir Has Üniversitesi’ne 2001’de Fatih’te 10 dönüm yer verilmiş.
Başkent Üniversitesi’ne 1998’de 548 dönüm yer verilmiş. Atılım Üniversitesi’ne 121 dönüm, Bilkent Üniversitesi’ne 2007’de 403 dönüm yer
verilmiş. Okan Üniversitesi, Uludağ, Sakarya, Ufuk Üniversiteleri hep böyle...
Burada eğer kanunla kurulmuş vakıf ve dernek varsa, kamu yararı söz konusuysa verilir. Biz de bunu yaptık... Kim gelirse bunu yaparız.”
Bakan Şimşek açık açık söylüyor. Üniversite kurmak isteyenlere duyurulur...
DÖRDÜNCÜ YAZI
Okurlara Cevaplar
Geçen hafta iki yazım üzerine yoğun tartışma oldu. Yorumlar, farklı mesajlar tepkiler, destekler...
1) İstanbul 2010’da 10 milyon dolara çizgi film yapıldığını eleştirdim. “200 milyon Euro harcandı. Hani İstanbul’un neresinde görüyorsunuz” diye sordum. Bazı okurlar çizgi filmin pahalı olduğunu, animasyonun zor olduğunu söylediler. Ama burada söz konusu olan şuydu: Kim aldı o projeyi. Daha önce böyle bir animasyon yapmış mı? Bir de böyle bakın.
2) Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ’un sesinin gizlice kayda alınmasını eleştirdim. Toplumda güvenlik kavramının yitirildiğini yazdım. Bazı okurlar şu mesajı gönderdi: Tamam bunda haklısınız. Ama ya Org. Başbuğ’un söyledikleri... İçeriğine de baksanız. Elbette baktım. Genelkurmay sesi doğruladı ama kaydın düzenleme olduğunu söyledi. Eğer Org. Başbuğ kozmik odaya girmek isteyen hakim ve savcı için “İzin vermezseniz nah girer” dediyse bu olmaz. Yakışık almaz.
Bu nedenle ben böyle bir söz söylediğine inanamıyorum. Ama eğer söylediyse bu sözler endişe verici bir ruh durumunu yansıtır.
Paylaş