Paylaş
ANAP'ta dans
Kongre kulisleri
ANAP İl Başkanı İbrahim Taşkın, 'ağabeyim' dediği rakibi Ahmet Keskin'in listesinde yer alacaklara baskı yapılarak istifalarının alındığı iddiasına karşılık, ‘‘Böyle bir şey yok. Ama bazı ilçe başkanları, kendi iradeleri dışında yazılmış olanları uyarmış olabilir.’’ diyor. DSP Kurultay'ına benzemeyen 'demokratik' bir kongre yapacaklarını, yönetim organları için toplam 316 kişinin seçileceğini anlatan Taşkın, listelerin asgari %25'inin kadınlardan oluşturacağını vadediyor:
‘‘Siyasette fosilleşmeye karşıyız. Kadromuzu gençleştirmek istiyoruz.’’
Kongre içine alınan 18. kuruluş yıldönümünde Yekta Kara'nın 'İstanbul Tarih Sanat Topluluğu' gösterisiyle ANAP'ın 'farklılığını' sergileyeceeğini, ekibin parasının da Genel Merkezce karşılanacağını bildiriyor. Taşkın, ‘‘Kongre hazırlıkları için öyle büyük paralar harcamıyoruz, masraf 30 milyonu aşmaz’’ diye konuşuyor. Son günlerde eleştiri konusu olan 'transferler‘‘ için de şöyle konuşuyor:
‘‘Benim kapım rant kapısı değil.’’
CHP'de folklor
CHP İstanbul İl Başkanı Ali Topuz bugün başlayacak kongre için ‘‘Birileri 'hafiflik' yapmazsa güzel bir mücadele olacak.’’ diyor. Rakibi Cemal Özdemir'in ilerde partinin kazanacağı çok iyi bir yönetici olacağını söylüyor.
Söylendiği gibi Özdemir'e, 13 ilçe başkanı destek veriyor mu?
‘‘Bunları söyleyenler kurnazlık yapıyorlar; 13 değil, 9 olabilir. Muhalif diye gösterilen isimler her iki karargaha da gelip gidiyorlar. Hepsi arkadaşımız.’’
Kongre neden iki gün sürüyor?
‘‘Bir günde yaptığımız zaman sabaha kadar da seçim sürüyor. Bunun için ilk gün konuşmalar; 2. gün de seçim yapılacak, 180 kişi işaretlenecek. Sayın Baykal, başka kongrelere gitmediği gibi İstanbul'a de katılmayacak.’’
Peki, ANAP gibi gösteri var mı?
‘‘CHP'nin kuruluş yıldönümü ve 19 Mayıs günü için sinemavizyon gösterimi var; bir de folklor ekipleri olacak.’’
Peki kim kazanabilir?
‘‘Benim seçimle ilgili hiçbir endişem yok.’’
CASA'nın öyküsü
DÖRT ay içinde üç CASA uçağının düşmesi toplumumuzu yasa boğdu. İspanya'da da yankı uyandırdı.
İspanyol CASA uçaklarının alımıyla ilgili olarak ortaya atılan iddialar üzerine gazetelerde yer alan manşetler, yazılan kitaplar ve en önemlisi de Uğur Mumcu'nun yazdığı yazılar nasıl unutulabilir?
1980'li yıllar...
Turgut Özal başbakan, adı daha sonra çeşitli iddialara karışan Ercan Vuralhan, Milli Savunma Bakanı. Ve işadamı Zeynel Abidin Erdem de, CASA'nın Türkiye temsilcisi...
Erdem bugün, Özal'la seyahatlere katılan işadamları, siyasetçi ve gazetecilerin birlikte oluşturdukları Sevgi Grubu'nun başkanı.
CASA'lar tartışmalı bir şekilde, rakibi İtalyan Alenia firmasının G-222 tipi uçaklarını alt etmişti. THK tarafından çeşitli testlere tabi tutulmuştu. Bu denemeler sırasında CN235 tipi uçakta birçok eksiklik bulunduğu raporlarla saptanmıştı.
Tüm olumsuzluklara rağmen başta Turgut Özal ve Ercan Vuralhan büyük baskı yapmıştı bu uçakların alımı için. Uçakların 5.7 milyon dolar yerine 9.6 milyon dolara alındığı iddiaları üzerine SHP Ankara Milletvekili Tevfik Koçak, bir soru önergesi vermişti. Ancak önergenin daha sonra SHP'li bir milletvekilinin 'sahte' imzasıyla geri çekildiği kamuoyuna yansımıştı.
Bu isim şimdiki Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'dü.
Sarıgül'e konuyu sorduk:
- O önerge önemli bir olay değil ki... Önerge verilmiş, geri çekilmiş.
- Sizin attığınız imza ile geri çekilmiş.
- Allah, Allah... Bu nereden çıkıyor, ne alakası var şimdi; bu terbiyesizliktir. Neden o zaman savcılığa vermemiş.
- Aracılığınızla Erdem ile Tevfik Koçak'ı Ankara Hilton'da buluşturmuşsunuz. Ne için?
- Nereden bileyim, ne konuştuklarını... Benim görevim onları buluşturmaktı. Bakın bunun özel bir anlamı yok, özel bir yanı da yok. Zaten bunlar o günlerde yazıldı çizildi.
Evet... İlginç önerge 'uçtuğundan' soru yanıtlanmadı, bundan sonra olayın üzerine giden de olmadı ve unutturulmaya çalışıldı. Geçmişin faturası da bugün çok acı bir şekilde önümüze çıktı.
Avukatlık Yasası'na tepki var
MECLİS'ten yeni geçen Avukatlık Kanunu'nun 35. maddesinin, 3. fıkrasında şöyle bir hüküm yer alıyor:
‘‘Ortak sayısı 100'ü aşan yapı kooperatiflerinde sözleşmeli avukat çalıştırılması zorunludur.’’
Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, ‘‘Bu hüküm, Anayasa'nın sözleşme özgürlüğü ve eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu dayatmacılıktır, avukatlara iş sahası açmaktır’’ diyor.
Hiçbir demokratik ülkede hiçbir anlayışta, bir kurum ya da kişiye 'sen avukat tutmakla mükellefsin' denilemeyeceğini belirten Aslan, şunları söylüyor:
‘‘Öncelikle, avukat çalıştırma zorunluluğunun savunma hizmet ve mesleğin saygınlığıyla bağdaşır yanı olmadığı kanısındayız. Hukuksal koruma ve savunma gereksinimi duyarak bu hizmet isteminde bulunan kişilerin, uygun gördükleri zaman ve koşullarda bu meslek grupları arasında yapacakları seçimle Anayasa'nın 36. maddesinde güvenceye bağlanmış bulunan hak arama özgürlüklerini kullanmaları doğru ve doğal bir yöntem olacaktır. Dayatmacı bir yaklaşımla bu hizmetin alınacağı meslek mensubunca önceden ve zorunlu olarak belirlenmesi, serbest meslek olarak yürütülen bir kamusal hizmet olan avukatlığın 'serbest' ve 'saygın' niteliğine uygun düşmediği ve Anayasa'nın 43. maddesindeki sözleşme özgürlüğüne; 10. maddesinde de eşitlik ilkelerine aykırılık oluşturduğu kanısındayız.
Anayasa'da kooperatifçiliğin ulusal ekonomi yararına desteklenmesi öngörülürken, 16 yılda 18 bin konut üreten Kooperatifler Birliği olarak, Cumhurbaşkanımızdan ve muhalefet partisi liderlerinden Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılmasını istiyoruz.’’
Gerçekten 99 üyeli bir kooperatifte zorunluluk aranmazken, 100 üye aşan kooperatiflere avukat koşulu getirilerek her ay 400-500 milyon lira gibi bir bedelin ödenmesi yoruma açık değil mi? Kár amacı gütmeyen kooperatiflerin 'tüccar' sayılarak başlarına avukat dikilmesi biraz garip olmuş galiba.
Sadece Derviş misin diriliyor
SAYIN Derviş'in davranışlarını devlet anlayışıyla bağdaştıramayan Sayın Devlet Bahçeli'nin; kendi bakanlarını tartaklayan, odalarını basan, Meclis kulislerinde olmadık sözler sarf eden, polisleri döven milletvekillerini hangi anlayışla partide tuttuğunu anlayamadım.
Demek Sayın Bahçeli de davranışları içine sindirebilmektedir.
Mehmet TANDOĞAN
Hayali ithalat
ÜLKEMİZİ krize götüren ana sorun eğer döviz yetersizliğinden kaynaklanıyor ise buna neden olan da 'hayali ithalat'tır.
Gümrüğe gerçek değerinin çok altında beyan edilip, düşük vergi ödenmekte, bundan doğan ucuzlukla, yerli sanayii vuracak kadar çok mal girişine neden olmaktadır.
Ali YILMAZ
Samsun'a çıkmak
MUSTAFA Kemal 1919'da Samsun'a çıktı. Yıl 2001. Atatürk'ü Samsun'dan indirdik. Bağımsızlık ve özgürlük karakterimiz olmaktan çıktı. Bunalıma bunalımlar ekledik. Borç batağına saplandık. Onurumuzu ayaklar altına aldırdık. Emperyalistler, ulus-devlet modelini yok edemediler ama yaraladılar.
Hava kurşun gibi ağır. Nedense bağıramıyoruz. Bir kez daha büyük kriz doğarsa yandık. Uluslararası tekeller, toprak taleplerini yüksek sesle dile getirebilirler.
82 yıl sonra Samsun'a çıkacak, Amasya'da genelge hazırlayacak, Erzurum ve Sıvas'ta kongre düzenleyecek yurttaşlar arıyoruz. Acı bir durum.
Süleyman EKİM-BOLVADİN, AFYON
Zayi
MİLLİ egemenliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. Bulanların insaniyet namına aşağıdaki adrese başvurması rica olunur.
Adres: Türk Milleti
Birgül YEŞİLDAĞ-ANTALYA
Gülünç değil mi?
EMEKLİ Sandığı'ndan emekli olan annemi, 7 Nisan günü hayati tehlike taşıması nedeniyle özel bir ambulansla Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüm; yer olmadığından ikinci bir ambulansla da Çapa Tıp Fakültesi'ne naklettim. Başhekim tarafından onaylanan iki faturanın tutarı 180 milyon 650 bin lira; Emekli Sandığı'nın ödeyeceği tutar ise 2001 yılı için sadece 15 milyon. Ben de Maliye Bakanı Sayın Sümer Oral'a soruyorum; Acaba evinizden, bırakın ambulansı, Bakanlığınızın bulunduğu binaya taksiyle bu kadar paraya gidebilir misiniz?
Gündüz ALPMAN-İSTANBUL
MESAJ
TÜRKİYE'nin başı sağolsun /Vatan ordu sağ olsun /Ölen kahramanlarımızın /Ruhu şad olsun. Necip YOZGATLI-PENDİK
AYYILDIZLI ulusal bayrağımızın yanına, yönetiminde yer almadığımız AB'nin bayrağı asalım çağrısının anlamı gaflet ve ihanet değildir de nedir? Bu öneriyi yapanları kınıyor ve uyarıyoruz.
Zekiya ASLAN-ADD Şişli Şb.Bşk.Yad.
Paylaş