Yalçın Bayer: Turizm böyle öldürülür

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Sahil mafyası, Ölüdeniz'de fotoğraf çekenden bile para istiyor

Bayram'da Fethiye Ölüdeniz'de bize yapılan bir saldırıyı aktarmak istiyorum: Ölüdeniz'de Milli Park girişinde otobüsümüzden 12 milyon lira para istendi. Biz de sadece fotoğraf çekeceğimizden orada konaklayıp tesislerden yararlanma durumumuz olmadığı için sahilden yürüyerek Ölüdeniz'e kadar gittik. Sahilin, tesisin malı olmadığına, tüm sahillerin halkın olduğuna inanıyorduk. Toplam 15 dakikalık süre içinde Ölüdeniz'e yürüdük, fotoğraflarımızı çektik ve dönüyorduk ki, iki kişi üzerimize hücum ederek bize hakaret etti. Para vermemiz gerektiğini söyleyerek rehberimizin boynundaki kokartı koparmak istedi. Rehberimiz bir bayan olmasına rağmen onu silkeleyip tartakladı ve bu arada orada bulunan bir kişinin bizi haklı bulmasına daha çok kızdı. Bu kez onun üzerine yürüdü, 'seni yaşatmayacağız' deyip, silah gösterdi.

Grubumuzda bulunan hákim, savcı ve avukatların diretmesi üzerine bize bir şey yapamayacaklarını anladılar ve araya giren diğer kişiye buradan 'sağ çıkamayacağını' söylediler.

Biz de otobüsümüze binerek yolda Fethiye Kaymakam Vekili'ne şikáyetimizi aktardık ve ‘156 Jandarma’yı arayarak orada kalan kişinin can güvenliğinin olmadığını bildirdik.

Sezon başlangıcında para almak için bu kadar mücadele eden ‘sahil mafyası’nın yaz boyunca yapacaklarını düşünmek bile istemiyoruz. Bu tür yerleri ihale ile alan kişilerin sadece tesisleri işletme hakkı olduğunu, denizin kenarının kullanımının halkın olduğunu ve bu konuda hakkımızın sahil mafyalarınca engellenemeyeceğini tüm okuyucularınızla paylaşmak istiyoruz.

Belma ÖZGÜN-AYDIN

ABD'deki örümcek kafalılar

Devletimin 33 yıllık hizmet sonrası 1995'te 317 milyon verip emekli ettiği bir polis memuruyum. O tarihte bir yerli araba 550-600 milyondu. Bu yaştan sonra buralarda benzin istasyonunda çalışıyorum. Malı götürenler ise her gün gazetelerde yazdıklarınız... Kimlere 'özel polislik' yaptıklarını okuyorum. Bu Fethullahçılar benim gibi memurların iki-üç ikramiyesini burada ‘himmet geceleri’nde sadece bir kişiden alıyorlar. 5, 10, 20 hatta 50 bin dolar himmet edenler var, okul yapacağız, yurt yapacağız diye... Milky Way (Samanyolu) diye bir okulları vardı. Batırdılar, vatandaşın parası gitti. Bazıları köşe oldu. Çağdaş görünümleri var ama kafalarının içleri çağdışı. Atatürk'e küfrederler. Yaşar Nuri Öztürk, Süleyman Ateş gibi aydın din adamlarına küfrederler, evlerinde harem-selamlık otururlar. Evladı anaya-babaya düşman ederler. Mesela benim çocuğumun beynini 'İslami yaşamayan anne-babaya karşı gelinir' diye yıkadılar. Kaldı ki ben beş vakit namaz kılmasam bile ara sıra kılan, cumaya giden, orucumu tutup zekatımı veren (Elhamdülillah) bir Müslümanım. Atatürk'ün bize emanet ettiği Cumhuriyet'le 26 yıl polislik yaptım. Ama bunlara göre, İslam'ı yaşamıyormuşum. Çünkü bunlara göre, İslam'ı yaşamak örümcek kafalı olmaktan geçiyor. Ben bunların da diğer tarikatlar gibi olduğunu burada gördüm.

Allah Türkiye'nin yardımcısı olsun.

Ali ÖZCAN-NEW YORK

Yazlığın emlak vergisi

MALİYE Bakanı Prof. Nami Çağan'a... Geliri sadece emekli aylığından ibaret olanlardan tek evi bulunanlar, bunu kiraya verip ikametgáhlarında kiracı dahi olsalar, 1999 mali yılında emlak vergisinden muaf tutulmaktadır. Ancak 27 Aralık 1998 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 25 sayılı emlak vergisi tebliğine göre, 657 sayılı yasaya tabi diğer bir emeklinin, 25 yıl önce hasbelkader bir kooperatiften edindiği ve 5-6 ay yazını geçirdiği evi için emlak vergisi ödemesinin mantığı anlaşılmamaktadır.

Özellikle, demokrasi ve sosyal bir düşünceyle bunun izahı mümkün müdür?

Bu nedenlerle bariz bir çelişkinin zuhulden ibaret olduğunu, düzeltilmesi gereğini, dikkat, adalet ve takdirinize arz ederim.

İhsan Tahir GÖKKULE-İSTANBUL



Yazarın Tüm Yazıları