Yalçın Bayer: MSÜ'de ‘naylon’ sertifika kursu

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

MİMAR Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'ndeki ilköğretim formasyon programına katılan bir grup öğrenci anlatıyor:

‘‘18 kredilik programa yaklaşık 100, 33 kredilik programa da 32 kişik katıldı. Altı aylık formasyon kursunun bitimine bir hafta kala hiçbir açıklama yapılmadan eğitim durduruldu, ders gördüğümüz fakülteye alınmadık. Nedenini sorduğumuzda, Rektör İsmet Vildan Alptekin ile dekan Bilgin Akdemir, ‘YÖK'ten onayınız alınmadı' dediler. Çok şaşırdık. (Bu program, Fen Edebiyat Fakültesi'nin bir önceki dekanı olan Prof. Nur Alkış tarafından organize edilmiş, kendisine izni de eski rektör Prof. Tamer Başoğlu vermiş.) Üniversite yönetiminin bu kararı neden aldığını sorduğumuz Nur Hanım, ‘Ah nasıl olur?' dedi. Asistanı Can Recep Sav ise, ‘YÖK'ten onayınız geldi, ancak yeni yönetim, eski yönetimi karalamaya çalışıyor. Mücadele edin, hakkınızı alın' diye konuştu.’’

Fakülte mezunu gençler, öğretmen olabilmek için 8 Mayıs'ta başlayıp altı ay süren kurs için vakfa 450 milyon ödemişler.

Sonradan öğrendiklerine göre, Prof. Nur Alkış formasyon kursu iznini, geçen ağustosa kadar rektörlük yapan ve aynı zamanda Sanayi Nefise Vakfı Başkanı olan Tamer Başoğlu döneminde almış... Öğrenciler paraları vakfa yatırmış. MSÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Bilgin Alptekin ise, vakfın üniversite saymanlığına hiçbir ücret ödemediğini söylemiş. Öğrencilerin anladığına göre, bazı yolsuzluklar nedeniyle soruşturma yapıldığından kendilerine bilgi verilmiyormuş.

Gençler şimdi mağdur, formasyon belgeleri kendilerine verilmediği için önümüzdeki günlerde bakanlığa öğretmenlik için başvuru yapamayacaklar.

Soruyorlar: ‘‘Nur Hoca, kurs paralarını ne yaptı? Kendisi ve yakınları ne kadar maaş alıyordu? Hakkında açılan soruşturma ne oldu? Yoksa gelişmelerin içinde bilmediğimiz başka bir şey mi var?’’

Bir bilgi daha... Dekanlıktan istifa ederek bu kursları düzenleyen Prof. Nur Alkış'ın yeni görevini merak ediyorsanız; İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı'na danışman olduğunu aktaralım. Ender Ciner'in başkanlığını yürüttüğü bu vakfın, ilkokula alınacak öğrencilerin kurasında 'torba skandalı' yaşanmış, eski Danışma Meclisi üyeliği yapan Ciner bir süre ortalıktan kaybolmuş, bir noter kátibi suçlu bulunmuştu!

Bu vakıflar ne kadar ballı börekmiş, daha iyi anlaşılıyor.

Sokağımı arıyorum

ANKARA, Büklüm Sokak sakinlerini adına bir okurumuz yazıyor: Uzun süredir başkent Ankara'da inanılmaz bir plansızlık ve programsızlık örneği yaşanıyor. Ankara'nın eskiden en mutena semtlerinden biri olan Kavaklıdere'de Büklüm Sokak'ta babadan kalma bir evde ikamet ediyorum. Benim maddi durumum buradan çıkıp başka bir yerde bir daire almaya yetmediği gibi bu sokakta benimle aynı kaderi paylaşan birçok ailenin de durumu aynı. Ayrıca maddi durumumuz iyi olsa da niçin senelerdir yaşadığımız muhitlerden sürülelim ki?

Çok takdir ettiğimiz ve kalpten desteklediğimiz İçişleri Bakanımız Sadettin Tantan, bakan olduğu ilk günlerde bazı gazetelere mülakat vermiş, ‘‘Dünyanın hiçbir büyük ilinde barlar, pavyonlar halkın yaygın olarak oturduğu muhitlerde değildir’’ demişti. Bunun doğru olduğunu tecrübeyle bilenlerdenim.

Valimiz Sayın Gür'ün de şehrin dışına yapılacak bir eğlence mahalline bunları taşımak eğiliminde olduğunu ve bunu teklif ettiğini biliyoruz.

Nasıl oluyor da devlet buraların sahiplerini bir türlü ikna edemiyor?

Oralar da daha rahat çalışırlar, bizler de eski huzurumuza kavuşurduk.

İklim felaketi

BM Kyoto İklim Değişikliği Zirvesi'ne taraf devletlerin 6. toplantısı, 13 Kasım'da Hollanda'nın Lahey Kenti'nde başladı. Gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehlikeye karşı neler yapılacağı bu 10 günlük süreçte tartışıldı.

Atmosferde kömür, petrol gibi fosil yakıtların kullanımına bağlı karbondioksit yayılımının azaltılması gerektiği ve iklim felaketinin bugün yaşanmakta olduğu konusunda bilim adamlarının ve çevre kuruluşlarının 10 yılı aşkın bir süredir yaptıkları uyarılar, önceleri yok sayıldı. En sonunda yaygın olarak dikkate alınabildi, ama fosil yakıt lobisi, bu kez de ‘geç kaldık, ne yapsak boş' edebiyatıyla işlerini yürütmeye çalışıyor.

İklim değişikliğiyle ilgili gelişmeleri günü gününe www.greenpeace.org adresinden izleyebilirsiniz.

Ayrıca Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'e 0312-285 27 42'den faks çekerek Türkiye'nin fosil yakıt bağımlılığından kurtarılmasına, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımına yönelik çalışmalara ağırlık verilmesini isteyebilirsiniz.

Melda KESKİN-Greenpeace Sorumlusu

Toprak, yasasını arıyor!

BU yılki ‘‘Erozyonla Mücadele Haftası’’ etkinlikleri 20-25 Kasım tarihleri arasında İstanbul, İzmir, Antalya, Erzincan, Lüleburgaz, Zonguldak ve Ankara olmak üzere 7 ilde gerçekleşiyor.

En önemli kuruluş amacı, var olmamızı sağlayan üzerinde yaşadığımız toprakların korunması olan TEMA Vakfı, 1992 yılından bu yana yurdun her köşesinde çalışmalarını sürdürüyor.

Hafta boyunca halkın ‘Toprak Yasası' ve ‘Toprak Su Örgütlenme Yasası' konularında bilgilendirilmesi ve bu doğrultuda siyasiler üzerinde toplumsal bir baskı unsuru kurabilecek bir kamuoyu gücü oluşturulmasına dikkat çekilecek.

‘‘Toprak, yasasını arıyor’’ sloganı ile TEMA topraklarımıza sahip çıkıyor.

Dürüst olmak enayilik

VERGİ yazınız çok güzeldi. Bu konudaki görüşlere katılıyorum. Memlekette dürüst olmak enayilik oldu. Vatandaşlık görevlerimiz olan, vergi vermek, seçimlere katılmak ve hatta askerlik yapmak... Gitgide soğuyoruz. Ne oy vermek, ne de vergi vermek içimden gelmiyor. Sebebi malum tablo. Çok söze gerek yok. Babam 60 yaşında, ben 40. Kandırılıyoruz. Artık enayiliği kesme vakti geldi.

Nurettin GÜNEY-İSTANBUL

Peki bizler ne yapıyoruz?

ELAZIĞ'ın Baskil İlçesi, Kosyolu Köyü, Alişan mezrasında oturan sakinler olarak isteğimiz şudur: 2000 yılı yatırım programında yer alan yolumuz stabilize yapılmıyor. Bunu birçok kez Köy Hizmetleri'ne dilekçe ve şifahi olarak ilettik. Ancak şu ana kadar herhangi bir işlem yapılmadı. Yetkililerden, yolumuzun bakım ve onarımının yapılmasını istiyoruz.

Murat Osman AKSOY-ELAZIĞ

DEPREM'den kısa bir süre sonra TEDAŞ ve Telekom'a başvurarak, evlerimizin yıkıldığını, bu sebeple artık elektrik ve telefon aboneliğimizin iptal edilmesini istedik. Elektrik idaresi aboneliğimizi derhal iptal etmesine rağmen, Telekom buna yanaşmıyor. Mevcut olmayan evimiz için abone ücreti talep ediyor. Mağduriyetimize son verilmesini istiyoruz.

H. Basri KOÇMAN Aydın 4 Sitesi sakinleri adına-İSTANBUL

Sayım ücretleri ne oldu

İSTANBUL'dan bir grup öğretmen soruyor:Biz, 22 Ekim tarihinde sayım memurluğu için görevlendirildik. Ve bu iş için sayımdan önce iki gün ve bir de sayım günü olarak toplam üç gün harcadık. Bu iş karşılığında 18 milyon lira alacağımız söylendi ama şimdiye kadar böyle bir ödeme yapılmadı.
Yazarın Tüm Yazıları