Yalçın Bayer: Hükümet komiseri not düştü:

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

‘Erbakan lehine tezahürat apıldı’


FP Kongresi'nin yapıldığı Büyükşehir'e bağlı ASKİ'nin spor salonuna girmek üzere ilk barikatı aştığımızda, küçük bir kasaba panayırıyla karşılaştık. Yiyecek-içecek reyolarını bırakın şifalı bitkilerden emlak pazarlayanlara kadar her çeşit ticaret erbabı vardı.

1990'lardan sonra görülmeyen bir parti kongresinin organizasyonu ve de kalabalığı var.

İstanbul, Konya ve Kayseri'den gelenlerin zaman zaman ortaya çıkan tartışmaları birbirlerine olan güven kaybını açıkça gösteriyor.

Salon dışındayken İstanbul'dan gelmiş bazı partililerle konuştuk.

Birisine sorduk:

- Erbakan nedir?

- Bu partinin sahibidir.

Bir diğeri kulağımıza eğildi:

‘‘Halayık toplumundan kurtulamıyoruz. Sorsanıza Erbakan'ın yanında kaç kişi hizmet ediyor? Altınlarının hesabını hálá vermedi? Milli Görüşcüler'in hesabı da hiç görülmedi.’’

'Yenilikçi'lerden bu partili...

Yanındaki karşı çıkıyor:

‘‘O bizim ufkumuzu açtı. Mazlumun arkasında oldu, ama şimdi bir bedel ödüyor.

Onun da yanıtı:

- Ufku geniştir ama merhametsizdir.

Demirel'in yasaklı dönemdeki 'Bir Bilen' örneğindeki gibi adı ‘‘O...’’

Genel Merkezcilerce çok iyi ayarlanmış kongre taktiğiyle 'O', biraz sonra ‘‘Mücahit Erbakan’’ oluyor. Salonda dakikalarca süren tezahüratta ve dev ekrandaki yazıyı görenlerden, ‘‘FP'nin kapatmasına sakın bir delil olmasın’’ endişesini taşıyanlar da yok değil.

Bir meslektaşımız, kongreyi izleyen hükümet komiserlerinden birine soruyor:

- Yasaklı Erbakan için bunlar suç oluyor mu?

Önündeki nota yazdıkları görülüyor:

- Erbakan lehine tezahürat yapılmıştır. Ekrana, 'Mücahit Erbakan' diye yazılmıştır...

Bunlar Cumhuriyet Savcıları'nın işi...

* * *

Bir başka yasaklı Recep Tayyip Erdoğan, kongreden bir gece önce İstanbul'a dönüyor. Erdoğan'ın mesajının sadece ilk paragrafı okununca, tam metni bir yakını tarafından gazetecilere el altından veriliyor.

Bize şunları söylüyor:

‘‘Ayıp ettiler. Özellikle de, yoğun alkış alırken hemen karşısına Ali Müfit Gürtuna'nın mesajını okumaları saygısızlık.’’

Erdoğan, Kutan'ın dediğinin aksine Erbakan'ın karşısında hemen secdeye kapanacaklardan değil. Yasaklı dönemde, geçmiş birikimini Abdullah Gül'den yana tercih eden Erdoğan acaba 'yenilikçiler' tarafından bu 'çıkışta' kullanılıyor mu?

Çevresinin aktardığına göre, ‘‘Geleceğim muhayyel bir tehlike için bile olsa, bugün doğru olduğuna inandığım hiçbir şeyi yapmaktan kaçınmam’’ diyor Erdoğan... FP yönetimini 'demokratik' bulmadığını anlatmak isteyen Erdoğan ‘‘Kim emanetçi arıyorsa o hareket batar’’ diyor.

Bu söz direkt Erbakan'a...

Peki, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ne yaptı?

Gül'e ne kadar yakın olsa da, test için düşündüğü 'ortak liste' çıkarmaktan bir anda vazgeçiyor.

Ne oldu da Gülcüler, Başkanlık Divanı için aday çıkartmadılar?

* * *

14 Mayıs çok partili sisteme geçiş tarihi...

Türkiye'de demokrasinin başlangıcı kabul ediliyor bazı çevrelerde.

Ama FP'de serbestlik, özgürlük, demokratlık yok, kulluk var.

İpler birinin elinde.

Gençlere kapı aralanmıyor.

'Gelenekçiler'in, Gül'e karşı mesajları açık:

‘‘Aman birlik ve beraberliğimiz bozulmasın. Ey oğul, sabretmesini bil!’’

Heyecan var mı?

Tribünlerdeki 'yenilikçiler' açısından evet...

Ama Menderes'in söylediği gibi ‘‘Ortada yenilikçi var, yenilik yok.’’

Sadece Erbakan var; tarlasına 'gecekondu' kurturmak istemeyen bir lider.

Yazarın Tüm Yazıları