Yalçın Bayer: Genelgeyi kim dinler!...

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

BİR anda gündeme gelen elektro-manyetik kirlilik yaratan cep telefonu baz istasyonları hakkında geçen mayıs ayında Çevre Bakanlığı bir genelge yayınlayıp, gereği için Ulaştırma Bakanlığı'na ve valiliklere gönderdi.

Genelgeye göre, cep telefonu baz istasyonu kuracak firmaların önce ortamın elektrik alan şiddet değeri ölçümünü TÜBİTAK ve üniversitelere yaptırmaları gerekiyor. Sınır değerlerin sağlanıp sağlanmadığının denetlenmesi de valiliklerin görevi.

Bakanlığın genelgesine göre, yeni baz istasyonları meskun mahal dışında kurulacak ve mevcut istasyonların ölçümleri sonunda belirtilen elektrik akım şiddeti sınır değerlerinin üzerinde olması halinde de bunlar taşınacaktı...

Peki ne oldu?

Bakırköy'de kurulu Tüketiciler Derneği Başkanı Engin Başaran, ‘‘Gelişi güzel okul, sağlık merkezleri, kreş, kışla, cami, park ve yapı gibi alanlarda kurulan baz istasyonlarının kalp pili, ensülin pompası ve işitme cihazı taşıyanlar üzerinde kanser için büyük bir risk taşıdığı biliniyor. Ancak hiçbir doyurucu açıklık getirilmiyor insanlara... Sağlığımız bu kadar ucuz mu? Türkcell ve Telsim'e mutlu musunuz diye sormak gerekiyor.’’

Kum ve çakıl çetemiz de var

ALTINOVA ilçesi Yalakdere mevkiinde çok büyük çapta bir organize suçun tanığı oldum.

Altınova ilçesinden yaklaşık 10 km. uzanan ve İnebeyli ile Semetler köyünden geçen Yalakderesi yatağında ve kıyılarında çakıl ve kum bulunmasından dolayı burada 'kum ve çakıl çetesi' oluştu. 10 kişiyi aşan ve hepsi de sabıkalı kişilerden oluşan bu çete her gün 10'larca kamyon kum ve çakıl yüklenerek Karamürsel, Altınova ve Yalova'da bulunan kum-çakıl depolarına taşıyorlar. Buralarda satışa sunuyorlar.

Bu çeteyi jandarma birkaç kez ihbar üzerine gözaltına alıp savcılığa sevk etti, fakat 250 bin gibi komik bir rakamla bu kişiler yine serbest kaldılar. Belediyeler ise buna göz yumuyor. Çünkü kum ve çakılların büyük bir kısmı belediyelere ait dozerler ve kamyonların yardımı ile çalınıp satılmaktadır.

Bu vurgun nedeniyle önceleri 3-5 metre olan dere yatağının eni şu anda 150 metreye kadar genişledi.

Yaşadığımız deprem felaketlerinde uygun olmayan kum ve çakılın inşaatlarda kullanılmasının getirdiği sunuç ne çabuk unutuldu?

Güzel devletimiz, vazgeçilmez doğamız, hak ve hukuk uğruna bu vurguna kim dur diyecek?

Murat BERTAN-İSTANBUL

Tayin edildiler huzuru bozdular

TARIM ve Köy İşleri'ne bağlı Konya Tarım İl Müdürlüğü'nde çalışan bir okurumuz yazıyor:

‘‘Çalıştığım kurum gıda, yem ve su analizi yapmakta olup çıkan tahlil sonuçları hak sağlığı ile doğrudan ilgilidir.

Birkaç ay öncesine kadar çalışanlar arasında hiçbir ayrım yokken ve hepimiz canla başla devlet ve halk için çalışırken, bazı kişilerin kurumumuza tayinleri çıktıktan sonra huzurumuz bozuldu.

Kurumumuzda ziraat teknisyeni olarak görev yapan Osman Akyüz adlı kişi bir siyasi partimizin -MHP- adını reklam gibi kullanarak çalışanlar arasında sağcı-solcu, Alevi-Sunni, milliyetçi-komünist ayrımı yapıyor. Hatta bazı bayanların üzerine yürüyerek onları çeşitli yollarla tehdit ediyor. Hatice Hadi adlı bayan da diğer çalışanlar hakkında iğrenç iftiralarda bulunarak kurumdaki huzuru bozuyor. Halit Bigin adlı mühendis ise hiçbir analiz bilmemesine rağmen siyasi nedenlerle şeflik yapıyor. Bu kişiler müdür üzerinde etki kurarak dürüst insanların ezilmesine yol açıyorlar. Bakanlıktan müfettiş istemeyi düşündük ama siyasi bir polemiğe neden olmamak için bundan vazgeçtik.

Ne yazık ki, dairemiz artık bir siyasi partinin şubesi haline geldi. Şimdi sayın bakanımız Hüsnü Yusuf Gökalp'e soruyorum: İnsan sağlığı ile doğrudan bağlantılı bir kurumda huzur olmazsa o kurum insan sağlığına ne kadar faydalı olur? Yarın halk sağlığı açısından sakıncalı bir ürünün tahlili gelirse ve bu ürünün sahibi de MHP'li olursa, bu kişiler kararı tarafsız verebilir mi?’’

Mercimeği otobüste fırına verdiler

U... firmasının 06 KYY 27 plakalı otobüsü ile 5 Haziran akşamı Kuşadası'ndan Ankara'ya yolculuk yaptım. Araçta 8 yolcu vardı. Ve bu yolcuların tamamı önlerde oturuyordu. Bu yolculardan Türkçe konuşabilen biri, muhtemelen Rus bayandı. Ben 4 numaralı koltukta yolculuk yapıyordum. Daha rahat uyuyabilmek için 17 No'lu koltuğa geçtim. Aradan 1.5 saat sonra otobüs muavini Rus bayanın yanına yaklaşarak kulağına bir şeyler söyledi ve otobüsün ortalarına doğru ilerledi. Bir dakika sonra da Rus bayan tuvalete gitti, arkasından muavin de tuvalete girdi.

Yaklaşık 20 dakika sonra beraber o daracık otobüs tuvaletinden çıktılar.

Yani muavin mercimeği otobüste fırına vermişti.

Bu durumu telefonda otobüslerden sorumlu genel müdür olduğunu söyleyen Mustafa Bey isimli kişiye anlattım. Beyefendi haklı olarak bu olaya inanmak istemedi. Böyle bir olayın U... gibi bir firmada gerçekleşmesinden üzüntü duyduğumu söyledim. Mustafa Bey de bana bunun münferit bir olay olduğunu, bir kişinin yaptığı olayla bir firmanın suçlanamayacağını söyledi. Fakat ne yazık ki bu yetkiliden tatmin edici bir cevap alamadım. Olayı gazetelere yazacağımı söylediğimde de bu kişi ‘‘Gazetelerle aramızda bir centilmenlik anlaşması var. Bu nedenle bunu bize sormadan kimse yazmaz’’ dedi.

Şimdi otobüs firmasının yetkililerine soruyorum: Ya otobüste bayanlar olsaydı ve bu olayı görselerdi yine münferit bir olay mı diyecektiniz?

S.K.-ANKARA

Gümrükte röntgen

GÜMRÜK Bakanı Keçeciler'e... İnternetin www.insightds.com. sitesine girerseniz orada gümrüklerden kaçak geçen malların yakalanmasıyla ilgili aygıtı göreceksiniz. Görülmemiş bir şey... Sitede verilen bilgiye göre, uçaklara yüklenen kargolar, sınırlardan geçen TIR'lar, havaalanından geçmemesi istenen şeyler yeni teknoloji ile anında saptanıyor. Konşimentoda ne yazıyorsa ona izin veriyor, başka bir mal geçiyorsa hemen belli oluyor. Özellikle zulalarda gizlenenler, özellikle uyuşturucu maddeler, renklerine göre hemen ortaya çıkıyor. Bu teknoloji, çok hassas bir şekilde cisimleri özgül ağırlıklarını tespit ederek onları birbirinden ayırıp görüntülüyor. Bu bilgiyi Kadıköy'den Hürol Birol adlı okurumuz görmüş, iletiyor, biz de size... Artık uyuşturucuya karşı köpek kullanmak, elle kontrol etmek yok.

Bilgilendirme amacıyla Sayın Keçeciler'e iletiyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘... Tespitim ve teşhisim odur ki geçen seneler içinde Türk futbolu ne kadar ilerlemiş, kalite kazanmışsa Türk siyaseti o derece gerilemiş, kalite kaybetmiştir.’’

(Gazeteci-Yazar Metin Toker)

Yazarın Tüm Yazıları