Yalçın Bayer: Fuhuş şoku

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

İstanbul Üniversitesi mensupları ve öğrenci aileleri, Hürriyet'in kamuoyuna duyurduğu İletişim Fakültesi'ndeki fuhuş rezaletinin şokunu yaşıyor.

YÖK tarafından görevden alınan fakültenin 10 yıllık memuru Huriye Karabacak'ın ‘faaliyeti’ bilinirken, polis geçen yıl bu operasyonu yaptığı zaman fakülte yönetimi bu durum karşısında suskun kalıp olayı örtbas etme yoluna gitti.

Bu konuda üniversite mensupları ve öğrencileri bize şöyle konuştular:

‘‘Bizi daha da şaşkına çevirip utanç içinde bırakan bu faaliyete yöneticiler neden uzun süre göz yumdular? Şimdiki dekan Prof. Nüket Güz, polisin Karabacak'ı suçüstü yakaladığı sırada da aynı görevi yapıyordu. Neden o zaman hiçbir şey yapmadı? O dönemin Rektörü Prof. Bülent Berkarda, Dekan Güz'den neden hesap sormadı? Şimdiki Rektör Prof. Kemal Alemdaroğlu, fakültedeki sorumsuz ve keyfi yönetime ne zaman son verecek? Kadrosu Hukuk Fakültesi'nde olduğu halde Prof. Tayfun Akgüner, neden hálá İletişim Fakültesi'ndeki lüks makam odasında oturabiliyor?’’

Üniversitede 'Bizans' oyunları artık son bulmalı.

Yüzleri kızaracak

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Tanla'ya, ‘‘Anketler nasıl gidiyor?’’ diyoruz Tekirdağ'da... Hava kararmak üzere, Baykal çoşkulu topluluğa ‘‘Halkı ezdirmeyeceğiz, Türkiye'yi soydurtmayacağız’’ diye sesleniyor:

‘‘Bu kalabalığın bir anlamı var. Tarihi bir karar arifesindeyiz. Ya eski hamam eski tas diyeceğiz, yahut da yeter artık diyeceğiz.’’

Tanla, yanıtlıyor:

‘‘Siyaset yaptığım için annket yapmıyorum, yaptırmıyorum. Hiçbir kurumla da ilgim yok. Ancak kamuoyuna bir mesaj vermek istiyorum; hem o anket yapıp ortaya çıkan araştırmacıların, hem de bu işle uğraşan siyasetçilerin 19 Nisan sabahı yüzleri kızaracaktır.’’

Başka bir şey söylemek istemiyor. Sadece 1977'den sonra ‘sol’ oyların ilk kez % 38'i bulacağını söylemekle yetiniyor.

Yakışmıyor

İZMİR Konak'ta kıyasıya bir seçim kavgası yaşanıyor.

Partisinden yine aday olan Konak Belediye Başkanı CHP'li Ahmet Sarışın, hakkındaki yolsuzluk ve ihmal iddiasını belgelerle ortaya koyan gazeteci adaylar; ANAP'lı Süha Baykal ve DSP'li Erdal İzgi'ye dayanamadı, hiç yakışık almayan saldırılarda bulunmaya başladı. İzmir'den bir dostumuz anlatıyor:

‘‘İzmir'deki yerel Yeni TV'nin açık oturumunda, Sarışın kendisine ‘Neden bazı işleri ihalesiz emanet usulüyle yapıp belediyeyi 5 trilyon lira zarara uğrattın?' diye soran Süha Baykal'a yanıt vermekten kaçındı. Sarışın öfkelendiği Baykal'a stüdyo çıkışında ‘ayı adam' diye hitap etti. Baykal, hakaretten Sarışın hakkında 50 milyar liralık manevi tazminat davası açacağını söyledi. Baykal ise ‘‘Bu parayı göreve geldiğimde fakir fukaraya, ihtiyaç sahiplerine dağıtacağım’’ dedi.

DSP'li İzgi de belediyeden yayılan pis kokulara ilişkin belgeler çıkardı. Sarışın, İzgi'ye de ‘Zavallı adam, topal herif... Seninle seçimlerden sonra görüşeceğiz. Otomobilime gel, seni kapıdan aşağı atacağım' diyerek tehdit ve beddua yağdırdı. İzgi de ‘Sarışın, ahlak sınırlarını aşarak, seçimi kaybetme hezeyanı içinde konuşuyor. Hakaretlerini sürdürürse mahkemeye gideceğim' dedi.’’

İzmir'de seçim kavgası sandıkta bitmeyecek, yargıda sürecek.

Siyasette bunlar hiç yakışık almıyor.

'Mafya değiliz'

‘‘TURİZM böyle öldürülür’’ (2.3.1999) başlıklı yazısında Aydın'dan Belma Özgün, Ölüdeniz Kumburnu'da yerli turistlere yapılan muameleden yakınıyordu. Ataalp İnşaat Turizm Madencilik ve Kimya İth. İhr. Ltd. Şti. yetkilisi Burhan Ataalp bu yazıya üzülmüş, yerli ve yabancı turistlere en iyi hizmeti verdiklerini söylüyor. 1993'ten beri resmi yetkililere haklarında bir şikáyet bulunmadığını belirten Ataalp, ‘‘Bayramda, otobüs girişte bırakılmış ve şahıslar içeriye girmişlerdir. Giriş nereden yapılırsa yapılsın tesis faaliyete başladığında bu bedelin ödenmesi zorunludur. Görevliler Belma Özgün'ün beyanının aksine gayet nazik hareket etmişlerse de buna rağmen ısrarla ücret ödenmemiştir. Olay olsaydı, yandaki Jandarma Karakolu hemen müdahale ederdi. Nitekim böyle bir başvuru da olmamıştır. Bizim mayfalıkla ilişkimiz çirkin bir iftiradır. Şirketimiz turizm alanında her yıl en yüksek düzeyde vergi ödemektedir. Tur operatörleri tur ücretlerinde giriş bedellerini müşterilerinden aldıkları halde fazladan kazanç etmek etmek için devamlı bu tür olaylara yol açmaktadırlar.’’

Ataalp'çiler böyle diyor ama turizmde biraz özen gerekiyor.



Yazarın Tüm Yazıları