Yalçın Bayer: Belediyeler asli görevini unuttu

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Bıraktık havanın, suyun kirlenmesini, ormanların yok edilmesini, ülkenin başkenti olan Ankara'nın sokak ve caddelerinin kaldırımlarında uygar insan gibi yürüyebilmek, hatta adım atabilmek olanaksız. Kısaca; ya camız olacaksın ya da cambaz...

Nedeni açık; en niteliksiz malzeme ve en yeteneksiz işçilikle yaptırılan kaldırımların giderek bozulması ve deyim yerindeyse tuzak durumuna gelmesi. Her adım atışta, insanın üstüne başına su, çamur sıçraması ve açılan çukura takılıp düşmesi o denli doğal ki...

Biz Bahçelievler 1. Cadde'de oturuyoruz ve yakınımızda binlerce öğrencisi olan Deneme Lisesi bulunuyor. Ne var ki; mahalle sakinleri ve öğrencilerimiz, bu pislik, hatta tehlike içindeki kaldırımlarda yürümeye mahkûm edilmiş durumdayız. Bıraktık yürüyüş yapmayı, gezintiyi; herhangi bir iş için bir yerden bir yere gidecek insanı strese, tehlikeye sokmayacak bir sokak ve cadde kaldırımı yok bu mahallede. Ankara'nın diğer yöre kaldırımlarının da daha güvenli olduğu söylenemez.

1580 sayılı Belediye Yasası'nın 1. maddesinde aynen; 'Belediye, beldenin ve belde sakinlerinin mahalli mahiyette, müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tanzim ve tesviye ile mükellef hükmi bir şahsiyettir' denilerek belediyelerin görevleri açıkça belirtilmiştir. Bu görevi yapmayan belediye başkanları ve diğer görevlilerin TCK uyarınca 'görevi ihmal', hatta 'görevi kötüye kullanma' suçlarından dolayı yargılanmaları gerekmiyor mu? Bu tür belediyelere yasalar işlemiyor mu?

Av. Mehmet Ali OĞAN-ANKARA

Devlet böyle

soyuluyor

ANTALYA-Alanya karayolu medyada ‘ölüm yolu’ olarak tanınıyor, hatta birkaç hafta önce 22 kişinin öldüğü otobüs kazası buna örnek. Bu yol 1993 yılında 150 milyar keşif bedeli ile ASKA İnşaat adlı firmaya Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü'nün kontrollüğü altında ihale edilmiş. Gidiş-geliş, ikişer şeritli ve yaklaşık 25 km. uzunluğunda. Aksu ile Serik arasında bulunan güzergáh tamamen düz bir ova üzerinde inşa ediliyor. Viyadük, tünel veya ciddi bir harfiyat işi yok. Fakat ne hikmetse 6 yıldır bir türlü tamamlanamadı. Yılda 4 km. yol dümdüz bir ovada yapılamadı.

Şimdiye kadar kaç ‘eskalasyona’ tabi oldu ve kimbilir şimdiki maliyeti kaç trilyondur?

Yöreye gelen her bakan ‘konunun üzerine gidileceğini’ belirttiği halde, iş hálá bitirilemiyor. Hatta bugüne kadar tamamlanmış olan kısımları eskidi ve o noktalarda tamiratlar bile yapılıyor.

Şimdi aklı başında her vatandaş şu soruyu sormaz mı? Yüklenici firma ile Karayolları el ele verip dünyada eşi benzeri olmayan bir beceriksizlik örneği mi gösteriyorlar, yoksa el ele verip devleti yani biz vatandaşları mı soyuyorlar? Hem de trilyonlar ölçeğinde...

Konuyu takip eden ve bu işlerden anlayan herkes, ‘dünya rekorlarına’ tescil ettirmemiz gereken bu olayı üzülerek izlemektedir.

Öndal ÖZBİLEN-ANTALYA

MEB'de garip

bir tayin

uygulaması

EGE bölgesindeki bir okulda eşi öğretmen olarak çalışan A.M. yazıyor:

‘‘Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen dağılımını düzenlemek amacı ile norm kadro uygulamasına geçmektedir. Kadro fazlası öğretmenler -okula son gelen ilk gider- prensibi ile tayin edilmekte, hizmet puanına bakılmamaktadır. Örneğin bir okulda iki öğretmen var ve biri fazla ise tayin edilen okula son gelendir!

(Öğretmen A, 19 yıllık, hizmet puanı 151, okulunda 2 yıldır görev yapıyor.

Öğretmen B, 4 yıllık, hizmet puanı 61, okulunda 3 yıldır görev yapıyor.

Tayin olan öğretmen A!)

Yıllardır şehir şehir, okul okul dolaştık. Takdir, teşekkür, maaş ödüllendirmesi aldık, hizmet puanımız yükseldi, ancak işe yaramıyor! Bir müddet önce müdür muavinliği kadrolarında azaltmaya gidilirken, hizmet puanı esas alınmıştı. Bu haksızlık ilçe, il Milli Eğitim Müdürlükleri'ne verilecek on binlerce dilekçe ile önlenebilir.’’

Yunus'u

bilmek ama

ANAP Genel Başkan Yardımcısı Salih Yıldırım, bize şarkıcı Murat Kekilli yerine Yunus Emre'yi öneriyor. Güzel de... Yıldırım, Yunus Emre'yi en güzel yorumlayanlardan biri olan Ruhi Su'yu tedavi için yurtdışına gitmesine izin vermeyen partinin milletvekilidir. Yunus'un ‘‘Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil /72 millet dahi elin yüzün yumaz (yıkamaz) değil'' bilirler mi? Emin olunuz ANAP'lılar, iki çocuğun öğrenimi için -zorunlu- masrafları bilmezler. Vatandaşın neler çektiğini bilmezler. Kıyak emekli olan milletvekilleri ile benim maaşım arasında 11 kat olduğunu düşünmezler. Benim iki çocuğum var. Dilerim, onların da 22 çocuğu olur ve geliri de yalnızca ücret olursa durumumuz eşitlenebilir (nüfus hariç).

Emin TEKİN-İZMİR

Suriye muzu

GÜMRÜKLERDEN sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, dünkü ‘‘Kaçak muz’’ yazısıyla ilgili olarak Türkiye'ye kaçak muz sokulduğu yolunda kendilerine de şikáyet geldiğini belirterek, ‘‘Bu firma 149 ve 150 tonluk iki parti halinde muz ithal etmiş. İthal iznini Tarım Bakanlığı vermiş. Gümrük işlemleri bizden kusursuz yapılmış. Ancak Suriye ile sorunlarımız hassas... TIR geçişlerinde zorluklar yaşanıyor. Getirilen muzun Lazkiye'de yetiştirildiği söyleniyor. Ayrıca, transit geçişlere baktığımızda hayret verici bir şeyle karşılaştık. Suriye'den transit usulüyle Habur üzerinden İran'a muz götürülüyor. Suriye, kendi sınırından Irak'a muz niye göndermez? İnceliyoruz.’’

SORU: Çifte standart

ANKARA'dan bir telefon:

MÜTEAHHİT ve 'gazeteci' Mehmet Ali Altındağ, Aktüel Dergisi'nde (18-23 şubat) ‘‘Batman Valisi Salih Şarman, rüşvetçinin tekiydi’’ diyor. Resmi raporlara göre, hem Hizbullahçı, hem de PKK'lı olduğu yazılıyor. Bunlar sizin köşenizde de yer aldı. Bu raporların da jandarma ve polisçe hazırlandığı biliniyor.

Dergide, yenilir yutulur iddiaları arasında birçok resmi görevliyi suçlayan Altındağ'ın nasıl yükseldiği de anlatılıyor.

PKK ile ilişkileri var diye üç belediye başkanını tutuklayanlara sormak gerekmiyor mu? Bu adam nasıl serbestçe dolaşıyor?''

ANKARA'dan bir veli soruyor: ‘‘İstanbul Valiliği'nin şubat ayında okul servis ücretlerinin yarım ödenmesi konusunda yaptığı açıklamadan sonra aynı açıklamayı Ankara Valiliği'nden acilen bekliyoruz.’’

ULAŞTIRMA Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nde bugünlerde ülkücü kadrolaşmaya zemin hazırlamak için her gün birkaç sözleşmeli personelin işine son verilmektedir. Üstelik tüm bu işten atmalar 'çete temizliği' kisvesi altında, Ümit Çendek maşa olarak kullanılarak yapılmakta. Gerçek çete sapasağlam yerinde durmaktadır.

İsmi saklı.

Yazarın Tüm Yazıları