Vitamin alırken oyuna gelmeyin

Son yıllarda vitamin hapları, besin takviyeleri aldı başını gidiyor. Endüstri son hızla büyürken, insanların iyi niyetlerini suiistimal eden şarlatanların sayısı da giderek artıyor.

Haberin Devamı

Şarlatan, Fransızca kökenli bir sözcük. Ortaçağda yalan vaatlerle bir şeyler satmaya çalışan, bunu yaparken de dikkat çekmek için ördek sesi çıkartan satıcılara şarlatan denirmiş. Vitamin sahtekârlarını bunlara benzetiyorum.
“Kalp hastalıklarından korunmak, cinsel gücü artırmak için şu hapı alın” diyerek insanların ceplerini boşaltmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de, insanların doğru yöntemlere, mantıklı tedavilere sırt çevirip tek bir haptan medet ummalarına neden olabiliyorlar.
Daha da kötüsü, endüstrideki ciddi vitamin üreticilerinin bile bu yola girmeleri. Bazı hastalarımı üzülerek izliyorum. Bana danışmak için, kullandıkları vitamini getiriyorlar. Vitamin kutusunun üzerinde, Omega-3, Omega-6, Omega-9 içerdiği yazıyor.
Hastama, “Omega-6’nın ne olduğunu biliyor musun?” diye soruyorum. “Bilmiyorum hocam, ama çok faydalıymış” diyor. Ayçiçeği, mısır özü, fındık ve fıstık yağlarının hepsi Omega-6 içerir. Kısacası, bitkisel yağların tamamı Omega-6’dır. Bir parça bu yağlardan tüketin, bu ‘vitamine’ o kadar para vermenin âlemi yok. Aynı besin takviyesinin üzerinde, 200 mg Omega-9 içerdiğini yazıyor.
Omega-9’un en iyi kaynağının ne olduğunu biliyor musunuz? Zeytinyağı! Bir çay kaşığının beşte biri zeytinyağına onca parayı vermenize ne gerek var? Bu, bilgisizliği suiistimal etmektir. Önce diyetinize balık, ketentohumu, ceviz ekleyin. Gerekirse Omega-3 desteği kullanın. Ama kutunun fiyatını artırmak için Omega-6 ve Omega-9 eklemek etik değil. Bunlar zaten çok ucuza, hemen yanı başınızda bulabileceğiniz besinlerde mevcut.
Mesela, B12 vitamini hafızaya iyi gelir ve yaşlıların B12 takviyesi alması önerilir. Ama bu vitamine birazcık lesitin, azıcık inositol, toz kadar kolin koyup fiyatını 10 liradan yüz liraya çıkararak ‘beyin dostu’ diye satmak insafsızlık değil de ne?

‘HER DERDE DEVA’


Vitaminlere olmayan anlamlar da yükleniyor. Bir kutuyu elinize alıyorsunuz, üzerinde yazanlara bir bakıyorsunuz. Faydaları saymakla bitmiyor. Muska mübarek! Bu hapı içtiğiniz zaman tüm sorunlarınız çözülüyor!
Hastalarımdan biri, bir gün ofisime geldi. Elinde bir çanta. Çantayı masamın üstüne koyup fermuarı bir açtı, içinde bir sürü kutu. “Vitamin almaya gitmiştim. Tezgâhtar kız, ‘Bu beyne, bu kalbe, bu da strese iyi geliyor’ dedi, ben de dayanamadım hepsini aldım” demez mi? Bütün tezgâhı toplayıp gelmiş, bana bunları ne yapacağını soruyor. Ben de “Çaren yok, dağıtacaksın” dedim.
Zeki insanların vitamin almaya gidip, tezgâhta duran kızın bilgisine güvenerek bunları almalarını kabul etmek mümkün değil. Önce biraz okuyup araştırmalısınız. Diyelim ki doktora gidemediniz, ama en azından eczacınızla konuşun.
Hele hele arkadaşınızın tavsiyesiyle vitamin takviyesi almak hiç doğru değil. “Ben yuttum, tırnaklarım beş katı uzamaya başladı”, “Ben aldım, kirpiklerim çıkmaya başladı” gibi önerilerle hap alınmaz.

(HAYATI UZATMANIN SIRLARI/HAYY KİTAP/İSTANBUL)

Haberin Devamı

Vitamin depoları

Haberin Devamı

Maalesef, vitamin kaynaklarının zaten elimizin altında olduğunun farkında değiliz. Yerel bir meyvemiz olan narı ele alalım.
Antioksidan gücü ile dünyada tanınan bu meyve, aynı zamanda zengin bir Omega-5 kaynağıdır. Omega-5, nar çekirdeğinde bulunan bir yağ asididir ve en az Omega-3 kadar değerlidir.
Ceviz, siyah üzüm ve balık, hepsi birer vitamin deposudur. Kanserden korunmak için vitamin, antioksidan hapı alacağınıza, turp yiyin. Bu sebze, en güçlü anti-kanser besinlerden biridir.
Başka bir vitamin deposu olan biberden daha fazla yararlanmak için her zaman yeşil değil, kırmızı ve sarı olanları da tüketin.

Yazarın Tüm Yazıları