Vekillerimizin tartışmaları bana neler anlattı

BANU ŞEN, Ankara’da, Parlamento’da İzmir milletvekilleriyle bir tam gün geçirdi.

Haberin Devamı

Onlarla sohbet etti, her partinin vekilleriyle gündemi belirleyen konuları tartıştı. Bu bir anlamda seçim sonrasının değerlendirmesi gibi oldu. Ben konuşmalardan şunları çıkardım:
* AK Partili vekiller; hükümetin İzmir için çalıştığını ispat etmeye çalışmışlar, CHP’liler de hükümetin belediye projelerini engellediğini ifade etmişler, MHP’liler ise, kentteki siyasi fotoğrafı “tahtaravalli”ye benzetmişler ve AK Parti ile CHP arasında gösterilmeye çalışılan siyasetin tek alternatifinin MHP olduğunu hatırlatmışlar.
* AK Partili vekiller; belediye operasyonlarını konuşmamaya gayret göstermişler, CHP’liler ise operasyonun arkasında AK Parti’nin olduğunu söylemeye çalışmışlar.
* CHP’liler İzmir’e yatırımı bir lütuf gibi gösterildiğini söylemişler, AK Partililer ise, “Daha fazlasını yapıyoruz” havasına girmişler.
* MHP’liler her iki partinin kendilerini mağdur gibi gösterdiklerini, bunun üzerinden siyaset yapıldığını, bunun da vatandaşı kandırmak olduğunu vurgulamışlar, MHP’den başka alternatif olmadığını açıkça dile getirmişler.
* CHP’liler her fırsatta tutuklu milletvekillerini dile getirmişler, AK Partililer ve MHP’liler bu konuyu teğet geçmişler.
* CHP’liler konuşmalarında “adalet” kavramı üzerine kurgulamışlar, AK Partililer ise “projeleri” öne çıkarmayı tercih etmişler. MHP’liler ise “bu iki parti kurgular peşinde, gerçekleri MHP konuşuyor” demeye getirmişler.
* CHP’liler “Adalet olmadan hiçbir şey olmaz. Hatta projelerin sağlıklı yapılabilmesi için bile adalet gerekir” derlerken, AK Partililer bu söylenenleri “bir kabare şovu” gibi görmüşler.
* AK Partililer, İzmir’in önündeki en büyük engel olarak belediyeleri göstermiş, CHP’liler ise İzmir’in önündeki en büyük engel olarak hükümeti, bürokrasiyi, adaleti göstermiş.

Haberin Devamı

Seçimden sonra şu rozetler bir çıkabilse

ŞÖYLE de düşündüm. Sevgili Banu Şen, milletvekillerimizi gruplar halinde değil de aynı masa etrafında bir araya getirseydi. 26 vekilimizin konuları açmaları, tartışmaları, yorumlamaları nasıl bir fotoğraf meydana getirirdi. Yani bu toplantı hararetli, stresli mi geçerdi, yoksa uzlaşma olmasa da İzmir’in iklimine uygun bir siyasi havada mı olurdu?
Tam emin değilim.
Nedeni de şu...
AK Partililer de CHP’liler de MHP’liler de kendilerinden önce rakip partilerin yaptıklarını öne çıkararak konuşmayı tercih etmişler. Sadece bu toplantılarda değil genelde zaten böyle oluyor.
“Çünkü” ya da “Ama...”yla devam eden bütün cümleler, “rakip partinin yaptıklarına az bile” tonlamasıyla oluyor.
“Biz sadece kendi projelerimizi anlatırız. Diğerleri ne yaparsa yapsın” tarzında konuşanı, hiçbir zaman görmedim.
Böyle olunca...
“İzmir’in sorunları varsa hep birlikte çözmeliyiz. Hatta sık sık bir araya gelmeliyiz, konuşmalıyız” gibi beklentilerimiz her zaman olduğu gibi hep ertelenmiş oluyor.
Ama şuna inanıyorum.
Demokrasimiz olgunlaştıkça, bunlar da olacak, vekillerimiz de sivil toplum örgütlerimiz de bir araya gelecek.
Seçimlerden sonra rozetler atılacak, sadece “İzmir” rozetleri takılacak.

Haberin Devamı

Bana göre doğru değil

ŞU sözleri siyaseten doğru bulmuyorum:
“İzmir’in tarihine bakın... İlk defa bu kadar beceriksiz bir başkan geldi. Büyükşehir Belediyesi kendi beceriksizliğinin yönünü saptırmaya çalışıyor. Evde kalmış kız psikolojisinde... Her konuda evde kalmış kız psikolojisiyle hareket ediyor...”
Tabii şunları da doğru bulmuyorum.
CHP’li vekillerin sadece belediyeye yapılan operasyonlar üzerinden siyaset yapmasını, tutuklu milletvekilleri üzerinden siyaset yapmasını, yargıyı eleştirerek siyaset yapmasını...

Güner'den Yerinde ve zamanında bir öneri

SEVİLEN Şarapçılık Yönetim Kurulu Üyesi Enis Güner, doğru bir öneride bulunmuş. Güner diyor ki...
“Türk Hava Yolları’nın mönüsü aynı zamanda bir tanıtım zemini. O yüzden yöresel yemeklere yerli üretim şaraplar eşlik etmeli. Biz THY’de, iç kabinde daha fazla Türk şarabı görmek istiyoruz. Sadece bizim markamız değil kaliteli bütün markaların tanıtılması bizi ileri taşıyacaktır.”
Yurt dışına çıktığımızda THY gibi Türk markalarının ilanlarını görünce çok mutlu oluyorum. Hele son yıllardaki ataklardan sonra...
Yine çok iddialı söylüyorum. Belki bugün değil, ama çok yakın bir gelecekte, Türk şaraplarını da dünyanın en önemli restoranlarının mönülerinde de göreceğiz.
Ama Sevgili Enis’in önerisine de yürekten katılıyorum.
Türk Hava Yolları, bir buluşma noktası ve Türk şaraplarını tanıtmak için çok önemli bir mecra...
Düşünsenize, Türkiye’ye bu yıl 30 milyondan fazla turist geldi. Bunların onda biri, Türkiye’den ayrılırken bir şişe şarap alıp ayrılsa...
Müthiş bir potansiyel anlamına gelir...

Yazarın Tüm Yazıları