Ve Allah 50 yaş kadınını yarattı

Şimdiye kadar sadece bir “perversite” objesi olarak gördüğüm kadını almışlar ve ondan sarışın bir Sophia Loren yaratmışlar.
Fotoğrafı ilk gördüğümde onun Madonna olduğunu anlamadım.
Yemin ediyorum anlamadım.
Sadece “Vooovvvvv” dedim.
Aklıma “Roma” filminde, kendisini evine kadar takip eden Fellini’nin burnuna kapıyı çarpan Silvana Mangano geldi.
Ne diyordu o meşum sahnede, “Nine” filminde Penelope Cruz’u bile peşinden koşturan o olağanüstü erkeğe “Va Federico va...”
“Hadi kardeşim evine...”
Evet, bugünlerde yeniden defalarca seyrettiğim “Acı Pirinç”in o olağanüstü kadınını hatırladım.
Ve, “Allah’ım” dedim, “Madonna’dan nasıl böyle bir kadın yaratılır.”
Ve Allah kadını yarattı.
Ve Dolce&Gabbana, 51 yaşındaki kadını yeniden, bir kere daha yarattı.
Nedir o yüz, o kendini mudanasızca sere serpe bırakmış göğüsler.
O hafif yorgun ama “Ben hâlâ senin ananı bellerim” bakışlar.
O öldüren cazibe, o fatal mı fatal nazar...
* * *
Sonra beni bir düşünce aldı.
Bir kadını 50 yaşından sonra kim böyle yeniden yaratabilir?
Hiç ummadığı, hiç beklemediği, belki de hiç umut etmediği anda gelen sürpriz bir erkek mi?
Yoksa Dolce ve Gabbana mı...
Kadını erkek mi daha iyi yaratır, yoksa Dolce ve Gabbana mı...
Hadi ey erkek milleti cevap ver.
Mert ol, sahtekârlık yapma, erkekçe cevap ver.
Sen Madonna’yı bir sabah aniden böyle ebedi bir Sophia Loren haline getirebilir misin?
Var mı sende böyle muhteşem bir metamorfoz mahareti.
Var mı sende bu yürek, bu cüret.
Böyle bir simyacılık.
Yok arkadaş; ikiyüzlülüğü bırak. Sende bu erkeklik maalesef yok.
Asla bir kadını 50 yaşında böyle yeniden yaratamazsın...
Yaratmazsın; çünkü korkarsın.
Kendi yarattığın kadından korkarsın; ilk tırsan sen olursun.
Kabul et, kabullen, yüreğine taş bas.
Onu ancak Dolce ve Gabbana böyle yeniden yaratabilir.
Kadını da erkeği de, 50’sinden sonra ancak böyle insanlar yaratabilir.
Kadından korkmayan, kadınla meselesi olmayan erkekler lazım.
Sense bakarsın ve ha babam konuşursun.
50 yaşından sonra konuşursun, 60’ından sonra öfori başlar, daha da konuşursun.
Gözün aşağılardadır, alın yazısıdır, sen yaş merdivenlerini tırmandıkça, aradığın kadın iner.
Arkadaş hayat böyledir, acımasızdır.
Amaa...
Sonra işte böyle bir gün gelir; sen en palyaço halinle aşağılara bakarken, bir bakmışsın ki, yan taraftan bir kadın sana nanik yapıyor.
Üstelik yaşı 50...
Üstelik öyle bir kadın ki; bir kendi var, bir de kendinden içerü.
* * *
Kadının en güzel yaşı 35’tir. İyi bakarsa o cazibe, 50’ye kadar gider demiştim.
Bu fotoğrafa baktım ve çıtayı yükseltiyorum.
Kadın 50’sinde de güzel olabilir.
Hem de korkutucu derecede güzel olabilir.
Anlayacağın ey arkadaş.
Kurtuluş yok.
Kaybetmeye korktuğun kadın 50’sine geldi diye rahatlama.
Tetiğini düşürme, zembereğini boşaltma.
Bak Madonna bu işin kitabını yazmış, canlı bir içtihat gibi orada duruyor.
Vamp, şehvetli, fatal, korkutucu...
Ve sen aşağılara bakarken, bir bakmışsın ki...
Yarım kalan cümlede, nokta noktaları sen doldur sevgili kardeşim.
Bense, 50 yaş kadınının yeniden doğuşunu seyrediyorum.
Hayranlıkla ve korkuyla...