Vatan yahut dokuzlar

HADİ bakalım, şimdi tükürdüğünüzü yalamak dürüstlüğünü gösterecek misiniz?

Daha geçen sonbahar linçe kalkıştığınız Murat Belge’ye; Halil Berktay’a; Elif Şafak’a; Hrant Dink’e; Müge Göçek’e; Ahmet İnsel’e; Etyen Mahçupyan’a; Baskın Oran’a ve Ragıp Zarakolu’na bugün ne diyeceksiniz? İftiralarınız için özür dileyecek misiniz?

Çünkü, yukarıdaki dokuz şahsiyet dünkü "Liberation" gazetesinde Fransız ve Ermeni kamuoyuna yönelik olarak bir açık çağrı yayınladı. Anında da diğer Batı medyasına yansıdı.

"Dokuzlar" burada, çıkarcı milletvekilleri tarafından Paris parlamentosuna sunulan ve "Ermeni soykırımı inkárına ceza" öngören "kanun"un (!) reddedilmesini istediler.

Gerekçelerini de, tarihi özgür platformlarda sorgulamak hakkından; Türk ve Ermeni halklarını kutuplaştırmak girişimlerinin ahmaklığına, madde madde sıraladılar.

Ve, eğer yasa geri dönerse, "Dokuzlar Çağrısı" bunda çok büyük rol oynamış olacak.

Nedenlerine geleceğim ama, ee, hani nerede "vatan hainliği" (!)?

* * *

EVET nerede, zira yukarıdaki şahısların tümü, 1915 Kıyamı’nı resmi çerçeve dışında tartışmayı hedefleyen ve káh mahkeme kararıyla, káh ölüm tehdidiyle, káh çürük yumurtayla engellenmeye çalışılan "Ermeni Konferansı"nın girişimcileri arasında yer alıyordu.

Bundan dolayı da, "hıyanet-i vataniye" (!) gibi sonsuz ucuz; ucuz olduğu ölçüde de sonsuz kepaze bir iftirayla suçlanmışlardı. Ne "satılmışlıkları", ne "ajanlıkları" kaldı.

Peki, eğer "vatan haini" kimliği taşıyorlarsa bugün nasıl oluyor da o "vatan uğruna" hemen tavır aldılar? Fransa’daki yobaz işgüzarlığa karşı öncü bayrağı niçin onlar kaldırdı?

"Günáh"larını (!) mı affettirmek istiyorlar? Yoksa nihayet gerçeği mi gördüler?

Daha daha yoksa, eh parayı basan düdüğü çalar, "gözü açılan" (!) "devlet-i áli"miz şimdi onların cebini "düvel-i muazzama"dan daha iyi mi "doldurdu"?

Hayır, hayır, hayır ve böylesine reziláne soruları tekrarlamanın álemi yok !

* * *

YOK
, çünkü "Dokuzlar" dün "Bilgi Üniversitesi"nin kürsüsünden ne söyledilerse, milim şaşmadan, bugün de "Libération" gazetesinin sayfasında aynı şeyi söylüyorlar!

Yani, tabii ki 1915 tragedyası da dahil, özgür biçimde tartışılması gereken tarihin, ister Türkiye’de, ister Fransa’da olsun, "kanûni" ve "resmi" prangaya vurulmasını reddediyorlar.

Ve, bütün dünya dillerinde buna "entelektüel n-a-m-u-s" deniliyor!

Zaten adım gibi eminim ki, ülkelerinde "vatan haini" diye suçlanmış bu "vicdanı hür" şahsiyetlerin dünkü çağrısı bugünden itibaren, şoven ve fanatik Ermeniler tarafından, "soykırımcı Türklerin entelektüel cilá sürülmüş reddiyesi" damgasını yiyecektir. Yesin.

Tekrarlıyorum, eğer yasa geçmezse, bu, büyük ölçüde, İsa’ya ve Musa’ya yaranmak tasası taşımadıkları için etkinliği en yüksek olan "Dokuzlar" sayesinde gerçekleşmiş olacak.

* * *

ZİRA
, "Dokuzlar Çağrısı" Türkçe, Ermenice, Fransızca değil evrensel dil konuşuyor.

Dolayısıyla da, nalıncı keseri bir Türk tezine mesafe koymuş olanlar, hiç şüphesiz, aynı oranda nalıncı keseri Ermeni tezini "kesin doğru" belleyenlerde sorgulayıcılık yaratmak beceri ve birikimine, hamaset edebiyatı paralayanlardan çok daha fazla sahip bulunuyor.

Çünkü birinciler eleştirel inandırıcılığı; ikinciler ise ilkel korunganlığı temsil ediyor.

Birinciler "gayr-i kanuni tarih"i ve Türk-Ermeni barışıklığını sahipleniyor. İkinciler Fransız internetine virüs yollamak ve İttihatçı Talát’a tapınmak intikamcılığına bel bağlıyor.

Taş yerinde ağırdır ve birinciler ses getirir. Traji-komik ikinciler ise güldürür ve ağlatır.

Evet, siz siz olun ve yatıp kalkıp şu "vatan hainleri"ne (!) dua edin!

Eğer Paris’teki yobaz girişim durdurulabilirse, bu, büyük ölçüde "Dokuzlar"ın Fransa kamuoyuna, vicdánına ve aklına yaptığı çağrıyla gerçekleşmiş olacak ki, yan cebinize atın!
Yazarın Tüm Yazıları