Türk hamamı SPA’ya karşı

Aslında bu yeni bir gelişme değil. Özellikle son on yılda Türk hamamı wellness endüstrisinin çok ilgisini çekiyor. Uzakdoğu hatta Avrupa’nın en ünlü otelleri SPA’larının hemen yanına bir de “Türk hamamı” ekliyor. Bu yönelimi daha da ciddiye alıp SPA aktivitelerinin temelini Türk hamamından oluşturan örnekler de var. Mesela Almanya’daki Schloshotel Elmau bunlardan biri. Elmau’nun çok büyük bir “Türk hamamı” var ve burada kullanılan sabun, peştamal, nalınlar bile Türkiye’den getirilmiş.
Daha da önemlisi servisi mükemmel eğitilmiş, dil bilen Türk tellaklar veriyor! Bizim ülkemizde de SPA turizmine karşı müthiş bir ilgi var. SPA uygulamalarını planlarken yatırımcılarımızın elimizdeki hazineyi görmezden gelmeyi bırakmaları ve bu mükemmel mirastan yararlanmaları gerekiyor. Bunu hamam kültürünü sıradan bir kese olayı olmaktan çıkarıp içine bitkisel yağ masajları, yosun, kil uygulamaları, hatta yoğurt, bal, zeytinyağı ve benzerleriyle yapılacak ek bakımları da ekleyebilirlerse daha başarılı olacaklarından hiç
kuşkum yok.

Hamam-SPA kıyaslaması

Hamam çoğalmak, SPA azalmaktır.
Hamam konuşmak, SPA susmaktır.
Hamam gülüp eğlenmek, SPA dalıp gitmektir.
Hamam yaklaşmak, SPA uzaklaşmaktır.
Hamam nefes, SPA sestir.
Hamam açılıp saçılmak, SPA gizlenmektir.
Ama her ikisi de arınmak, temizlenmektir. Beden ve ruhu hafifletmektir. Kendini adam yerine koymak, önem vermektir. İyi hoş ve güzel bir vakit geçirmektir. Hayata kısa bir mola vermektir.

Çok sık çarpıntı sorunu yaşıyorum, ne yapmalıyım

Kalp atışının hızlanması, çarpıntı hissinin temel nedenidir. Çoğu zaman önemsiz olsa da bazen önemli bir sağlık sorununun ilk işareti de olabilir. Mesela tiroit bezinin aşırı çalışması, tansiyon değişiklikleri, kan şekeri düşmeleri, kalp ritminin bozulması, çarpıntı duygusuna yol açabiliyor. Bununla birlikte ardında çoğu zaman aşırı kahve, çay içmek, alkol, sigara kullanımını abartmak gibi yanlışlar yatıyor. Stresin, üzüntülerin, aşırı yorgunluğun da geçici çarpıntılara yol açabileceği aklınızda olsun. Çarpıntınızın kullandığınız ilaçlara bağlı olabileceğini de unutmayın. Eğer bir çarpıntı atağını kolayca savuşturmak istiyorsanız derin derin öksürün ya da yirmi saniye süreyle ağzınızı ve burnunuzu kapatarak kulağınızı patlatmaya çalışır gibi üflemeye çalışın. Soğuk bol buzlu bir içecek ya da ellerinizi çok soğuk suya birden bire daldırmak da bu atağı savuşturmanıza yardımcı olabilir. Bu basit önlemlerle geçmeyen ve sık tekrarlayan çarpıntı sorunlarının bir doktor denetimi gerektirdiğini de unutmayın.

Hangisi daha zararlı

Yumurta ve kolesterol zengini besinlerin (kabuklu deniz ürünleri, iç organlar) kan kolesterolünü artırıcı etkileri doymuş yağ ve trans yağlardan çok daha azdır. Bu durum özellikle son araştırmalarla net olarak kanıtlanmıştır. Kolesterol sorununuz olsa bile haftada bir adet yumurtayı rahatlıkla yiyebilirsiniz. Doymuş yağlar ve trans yağlar kolesterolü çok daha fazla artırıyor. Özellikle hayvansal kaynaklı doymuş yağlar ve besinleri pişirme ya da fırınlama esnasında meydana gelen trans yağlar son derece etkili birer kolesterol yükseltici gibi çalışıyor. Bu nedenle kolesterol sorunu olan biriyseniz haftada bir veya iki adet yumurta yiyin ama kızarmış yiyeceklerin, yağlı hayvansal etlerin ve fastfood ürünlerin (hamburgerlerin) yanına bile uğramayın.

Kafeinin ne kadarına izin var�

Kafeinin sağlık yönünden sorunlar yarattığı doğru ama bu bilgi kahve ve çaydan tamamen vazgeçmeniz anlamına gelmiyor. Fazla miktarda kafeinin uykusuzluk, sinirlilik, aşırı duyarlılık hali yapabildiği, kalp ritmini hızlandırıp bozabildiği, kas seğirmelerine, ellerde titremelere, baş ağrısına, gerginliğe yol açabildiği bilinse de makul miktarlarda tüketilince ciddi bir problem ortaya çıkmıyor. Sağlıklı bir yetişkinin kilosu başına 5 mg kafeini tolere edebileceği düşünülüyor. Yani çoğu insan günde 200-300 mg kafein tükettiğinde sorun yaşamıyor. Bu miktar da yaklaşık 3 fincan kahve veya 5-6 bardak kadar çayla kazanılabiliyor. Yine de bu miktarın bile bazı kişilerde sorun yaratabileceği, özellikle uykusuzluğa, uyku kaçmasına neden olabileceği aklınızda olsun.

İnsülin direnci sadece kilo mu aldırır�

Hayır. İnsülin direnci olanlarda damar sertliği, hipertansiyon, gut hastalığı için de bir tehdit var demektir. Ayrıca kalp damar hastalıklarına ve inmelere daha sık rastlanır. İnsülin direnci olduğu düşünülen herkesin birlikte bulunma ihtimali yüksek olan ürik asit fazlalığı, trigliserit yüksekliği, iyi kolesterol azlığı gibi problemler yönünden de değerlendirilmesi, yalnız açlık şekerlerinin değil, tokluk şekerlerinin de kontrol edilmesi önerilmektedir. Özetle insülin direnci söz konusu olduğunda yalnız kiloya odaklanmak yetmez, arka plana gizlenmiş bir gizli şeker, hipertansiyon, hiperürisemi, hatta koroner kalp hastalığı probleminin varlığını da gözden geçirmekte fayda var.