Türbanlı rock’çılar

Müzik dünyasından bir arkadaşım gelip kendi gözlemini aktardı: “Konser alanında epey türbanlı var farkında mısın? Bence onların da gelmiş olması çok iyi bir şey.”
Bu gözlemin dillendirilmiş olmasından şunu anladım ben:
Artık, “Aa Nişantaşı’nda, Akmerkez’de türbanlı vardı” demek ve bunu etrafına söylemek fena halde demode.
“Konserde türbanlı vardı” demek fena halde moda.
Bu arada hatırlatalım, VanRock’ın bir yardım konseri olması dolayısıyla konser alanında içki satışı yoktu.
En fazla kola filan içebiliyordunuz.
Bu yüzden içkizedelerin bir kısmı soluğu konser alanının dışında almıştı. Dışarıya kurulan barkovizyondan izlemeyi tercih ediyordu konseri demlenerek...

Beyrut, İtalya’yı tahtından eder mi

ProntoTour’un Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran MediaCat Dergisi’ne verdiği röportajda söylemiş:
Türkler’in yurtdışı tatili deyince yıllardan beri ilk akıllarına gelen ülke İtalya’ymış. En çok bu ülkenin şehirlerine yapılan turlara rağbet varmış.
İtalya’yı Prag, Budapeşte, Viyana gibi Orta Avrupa şehirleri izliyormuş.
Fransa ve İspanya ise onların arkasından geliyormuş.
Bu destinasyonların arasına sanırım yavaş yavaş Beyrut’u da eklemek gerekiyor.
Çünkü son bir yıldır Beyrut’a akmak iyiden iyiye ve hatta suyu çıkan gözde bir vaziyet.
Özellikle Kurban Bayramı dolayısıyla bu kez hem turla hem de münferit gidişlerde patlama var gibi.
Çünkü son günlerde kiminle iki kelam etsem lafının bitişi hep aynı: Haftaya Beyrut’tayım.

Tony Bennett’ın albümüne yerli alternatif

Tony Bennett’ın “Duets 2” adlı şu günlerin popüler caz albümüne en güzel yerli alternatif şu: Yavuz Akyazıcı Project’in Turkish Standart Vol1’ı.
Yavuz Akyazıcı, Ece Göksu, Yahya Dai, Baran Say ve Derin Bayhan’dan oluşan grup, Türkçe pop ve rock şarkılarını caz versiyonla cover’lamış.
Özellikle “Bu Aşk Fazla Sana”, “Romeo” ve “Sabır”ın caz versiyonlarına bayıldım.
Bence son zamanların en güzel sonbahar albümü bu!

Olağan sıkıcı

Volkan Konak’ın “Ben gariban bir müzisyenim” diye magazine muhabirlerine kendince ironi yaparken lüks arabasına binerken görüntülenmesi de sıkıcı...
O şahane üstten tavrı sayesinde “deprem” sorusunu tam anlamayıp sonradan manşetlenmesi vesilesiyle kendi kendini köşeye sıkıştırması da sıkıcı...