Trendeki lider simülatörü

HÜRRİYET Treni’ni Adana-Mersin-Konya hattında yakaladım.

Trenimizin sloganı “Türkiye ne istiyor?”, yani bir yerde “Anlat Türkiye, heyecanlı oluyor...”
Bir “Seçim Treni” projesi değildi Hürriyet Treni.
Fakat seferimiz genel seçim propaganda süreciyle pişti olunca haliyle vagon da propagandadan ve yüksek tansiyondan nasibini alıyor.
Vagon vagon ilerleyelim, lafımız anlaşılsın.
* * *
Çocuk tiyatrosu, Türkiye Futbol Federasyonu’nun futbol temalı oyunları, “Zil Zurna Perküsyon Grubu”nun ritim atölyesi çocukların favorilerinden.
Trenin en fazla ilgi gören vagonlarından biri de DASK’ın (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) deprem simülatörünün bulunduğu vagon.
Simülatörün önünde sıra olan minikler önce depremde neler yapmaları gerektiği konusunda bilgilendiriliyor, ardından ev şeklinde döşenmiş vagonda deprem deneyimini bir oyun formatında yaşıyor.
Simülatör zangır zangır titrerken “Çök, kapan, tutun” komutunu duyan çocuklar neşeyle kendilerini yere atıp öğrendiklerini uyguluyorlar.
* * *
Bir de şehir bürokrasisinin, parti temsilcilerinin, milletvekili adaylarının, STK’ların toplanıp “Ne istiyoruz?” tartışması yaptıkları vagon var ki; gözlemlediğim kadarıyla adını “lider simülatörü” koysak yeridir.
“Lider simülatörü”, seçim öncesinde memleket çapında yaşadığımız tahammülsüzlüğü, kutuplaşmayı, keskinleşmeyi yansıtıyor.
Uzun bir masanın etrafına dizilip kentin sorunları konuşulacak aslında.
Fakat meydanlarda birbirlerine efelenen liderlerin aksi vuruyor genellikle vagona.
Partililer içlerindeki “Küçük RTE”, “Küçük KK” ve “Küçük DB”yi salıveriyor ortaya.
Yanlış anlaşılmasın, liderlere göre daha terbiyeli ve ölçülü bir dil kullanılıyor elbette.
Ama gerginlik, uzlaşmazlık, “Ben haklıyım, sen değilsin” kriterlerinde parti liderleriyle tam bir uyum söz konusu konuşmacılarda.
* * *
20 gündür trende olan arkadaşlarım, Adana ve Mersin’de şahit olduğum ve ana hatlarıyla futbolda rakip takımların birbirlerine köpürmelerine yakın olan bu halin yine iyi sayılması gerektiğini söylüyor.
Konuşmacıların, temsilcilerin “Ver topumu oynamıyorum, oynatmıyorum” diyerek vagonu terk ettikleri yerler de olmuş.
Herkes sadece kendisinin haklı olduğundan, karşısındakinin samimiyetsiz davrandığından emin.
Meydanlarda birbirlerini küçümseyen, hain, müfteri ilan eden liderlerin ruh hali biraz seyreltilerek devreye sokuluveriyor.
Yaşadıkları şehrin sorunlarını dile getirmek yerine büyük ölçekli saldırı/savunma hamleleri yapmayı yeğliyorlar.
* * *
“Liderlerin üzerinde düşünmesi gereken bir manzara. Bu kadar kutuplaşmanın kime ne yararı olur?” tarzında söylenmeler “Pollyannasal yaklaşım” olmaktan öteye gitmeyecek belli ki.
Vagona gülümseyerek girenler, öfke biriktirip iniyorlar.
İçlerindeki Recep Tayyip Erdoğan’ı, içlerindeki Kemal Kılıçdaroğlu’nu, içlerindeki Devlet Bahçeli’yi birbirlerinin üzerine salmış, memleketi etkisi altına alan gerginlik bulutları tarafından ıslatılmış ve karşısındakini dinlememiş olarak seçim çalışmalarına devam etmek üzere sessizce dağılıyorlar.
Adana-Mersin-Konya hattında gördüğüm ve anladığım bundan ibarettir.
Hepimize kolay gelsin; harbiden...
Yazarın Tüm Yazıları