Tilmen Troya’ya rakip mi?

Profesör Nicolo Marchetti ile bir Gaziantep gezisi sırasında tanıştım.

Bologna Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü öğretim görevlilerinden olan Marchetti dört yıldan beri yaz aylarını Gaziantep’e 80 kilometre uzaklıktaki Tilmen Höyük’te geçiriyor.

İtiraf etmem gerekir ki , Marchetti’ye rastlamadan önce Tilmen Höyük’ten pek haberdar değildim.

Ancak Marchetti’nin "kazısına aşık" arkeolog heyecanı bir süre sonra bana da bulaştı.

"Acaba" diye düşünmeye başladım "Gaziantep’te ikinci bir Zeugma vakasıyla mı karşı karşıyayız?"

Yanılmışım.

Dört bin yıl öncesine dayanan Tilmen’i Troya ya da Boğazköy ile karşılaştırmak mümkün.

Zeugma ile değil.

Hatta Nicolo Marchetti’ye bakarsanız, Tilmen Troya’dan çok daha fazla etkileyici.

Özellikle şehircilik açısından.

"Tilmen’i ziyaret ettiğinizde yolların, evlerin yerleri belli. Dört bin yıl önce şehirciliğin nasıl olduğunu anlamanız mümkün" diyor Marchetti.

Peki Bologna Üniversitesi’nden Nicolo Marchetti’nin yolu nasıl düşmüş Tilmen’e?

Marchetti uzun yıllardan beri Ortadoğu’da kazı yapıyor.

Suriye, İsrail’deki kazıları bitince eline Tilmen Höyük ile ilgili yayınlar geçiyor.

Tilmen’i 1958 yılında ilk ortaya çıkartan kişi İstanbul Üniversitesi’nden Profesör Bahadır Alkım.

Alkım ekibi burada 1959 ile 1972 yılları arasında 10 kazı dönemi gerçekleştiriyor.

Alkım’ın ekibinden Profesör Refik Duru 2002 yılında Tilmen Höyük’te bir restorasyon çalışması gerçekleştiriyor.

DÖRT ÜNİVERSİTENİN İŞBİRLİĞİ

Bir yıl sonra da bayrağı Marchetti ve ekibine teslim ediyor.

Bologna, İstanbul, Adana ve Marmara üniversiteleri elemanlarından oluşan ekip dört yıl sonra mükemmel bir şekilde korunmuş antik şehri ortaya çıkartıyorlar.

Kral Sarayı’yla, akropolisiyle, tapınaklarıyla, şehir girişindeki aslanlı kapılarıyla M.Ö 2000 yılına kadar dayanan antik bir yerleşim merkezi.

Şehrin antik adı bilinmiyor.

M.Ö 1800 yıllarında Maraş bölgesinde hüküm sürmüş Anumkirbi adındaki bir kralın başkentlerinden biri "Khashum" olduğu tahmin ediliyor.

Marchetti’e göre, eski Babil ve eski Asur mektuplarında sık sık "Khashum"un adı geçiyor.

Antik şehrin yok olmasına yol açan ise Hitit Kralı I Hattuşili.

İmparotorluğunu güney ve güneydoğuya doğru genişleten, Halep’e doğru ilerleyen Hitit Kralı Tilmen’i yakıp yıkıyor.

Profesör Marchetti’ye göre, Tilmen Höyük kazılarında ortaya çıkartılan eserlerde küllerin ve yoğun duman izlerinin bulunması şehrin yakıldığının kanıtı.

Bu arada İtalyan arkeologdan, kalıntıların ortaya çıkartılması için İtalya’da geliştirilmiş son derece modern aygıtların da kullanıldığını öğreniyorum.

Mesela uçurtma benzeri bir aletle antik şehrin kuşbakışı fotografı çekilmiş.

Aynı şekilde, saray duvarlarının nemini ölçmek için son derece sofistike bir alet yerleştirilmiş.

ARKEOLOJİK PARK OLUYOR

Peki Tilmen neden bu kadar önemli?

Profesör Marchetti’ye göre, Tilmen Mezopotamya ile Anadolu arasında bir geçiş noktasında.

Mezopotamya ile Anadolu uygarlıklarının birbirlerinden nasıl etkilendiklerini anlamak için bu antik şehir bakmak yeterli.

Homer’in İlyada’sından 800 yıl önce yazılmış epik bir Hitit şiirinde de adı geçiyor.

İtalyan arkeolog bu arada, 12 tablet üzerine yazılmış bu epik şiirin İlyada’ya esin kaynağı olabileceğini de ekliyor.

Yani Tilmen, Anadolu’nun henüz tam aydınlığa kavuşmamış geçmişine ışık tutan bir yer.

İşin güzel yanı önümüzdeki yaz sezonundan itibaren Tilmen adının artık daha çok duyulacak olması.

Zira Marchetti’nin söylediğine göre, 2007 yaz aylarında Tilmen Höyük bir arkeolojik park olarak hizmete girecek.

Anlayacağınız Troya’ya ciddi bir rakip geliyor.
Yazarın Tüm Yazıları