Tekstil duayeni artık turizmle kahvede de var

Haberin Devamı

Tekstil duayeni artık turizmle kahvede de var

İş hayatına tekstil sektöründen adım atan İzmirli Hilmi Uğurtaş, listeye turizmi de ekledi. Denizli’de Gönül Kahvesi’nin bayiliğini de yapan Uğurtaş’ın yeni hedefi ise bu alanda kendi markasını yaratıp zincir oluşturmak.

ONU bugüne kadar daha çok İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin başkanlığıyla tanıdık. Yaklaşık 10 yıldır bu görevde birçok önemli çalışmaya imza attı. Atmaya da devam ediyor. Ve onun da ilginç iş hayatı öyküsü var:
Çocukluğundan beri babasının Mezarlıkbaşı Havra Sokağı’ndaki küçük atölyesinde hafta sonları ayakkabı imalatında çalışan Hilmi Uğurtaş, 1978’de Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Tekstil Terbiye Bölümü’nden mezun olur. Uğurtaş, aynı yıl üniversitede burs aldığı Sümerbank’ın Bursa fabrikasında çalışmaya başlar… Ve zamanla fabrikanın en genç şefi olan Uğurtaş, öykünün devamını şöyle anlatıyor:
“1984’te İzmir’e döndüm. İzmirli bir firmada çalışmaya başladım, genel müdür yardımcılığına kadar yükseldim. Ama firma 87’de iflas edince, dört arkadaş kendi işimizi kurma kararı aldık. Karabağlar’da 150 metrekarede Özgün Boya’yı kurduk. İki yıl sonra 2. Sanayi Sitesi’ne, 1994’te de İAOSB’ye taşındık. Hayatı basamak basamak çıktım. Satın alma, pazarlama, teknisyen, usta ve mühendislik her şeyi yaptım. Denim yıkama sektöründe benim gibi hem eğitimli, hem pratiği bilen pek insan yoktur. Bu alanda Türkiye’nin en yetkin kişisiyim. Denim yıkama sektörünün duayeni diyebiliriz.”

Haberin Devamı

Roteks ile ortaklık

2002-2008 arasında denim sektörünün en parlak yıllarını yaşadığını, daha sonra sıkıntılı bir süreç başladığını anlatan Uğurtaş, durgunluğun ardından Aralık 2012’de yeniden yapılanmaya gittiklerini söylüyor. Bu yapılanmayla Özgün Boya, Roteks ile Teknik Tekstil’i kurmuş. Yüzde 50 ortaklıkla kurulan şirketin yönetim kurulu başkanlığını Uğurtaş yürütüyor. Uğurtaş, “87’de başlayan öykümüze yeni boyut getirdik. Teknolojiye yatırım yaptık. Fasoncularla birlikte şu anda 180 kişiye iş imkanı veriyoruz. Bizim sektördeki firmalar bölgesel çalışıyor. Bu anlamda İzmir’deki kapasite olarak en büyük firmayız. Türkiye’nin de bilinirliği en yüksek kurumlarındanız. Yaptığımız iş ise kot yıkama, parça boyama, zımpara, bıyık ve batik gibi işlemleri uyguluyoruz” diyor. Anlayacağınız denime hayat veren, ona albeni kazandırıyorlar.

Haberin Devamı

ELEMAN BULAMIYORUZ ÇÜNKÜ

Tekstil ve konfeksiyon, emek yoğun bir iş kolu. Binlerce kişinin geçim kapısı olan sektörde, nitelikli eleman bulmak zor. İşsizlik çok önemli sorunken, tekstilin eleman bulmakta zorlanmasıyla ilgili Uğurtaş’ın tespitleri bulunuyor. Özellikle ekonomik kriz döneminde sektör temsilcilerinin, ‘öldük, bittik, battık’ söylemlerine dikkat çeken Uğurtaş, “Bu tip konuşmalar olan sektörde, gençler geleceklerini yönlendirmek istemiyor. Kariyer planı yapmıyor. Burada hata yaptık. Bu nedenle eleman bulmak zorlaşıyor” diyor. Kot kumlamaya bağlı olarak medyada yer alan silikozis hastalığı haberleriyle yanlış lgının ortaya çıktığına dikkat çeken Uğurtaş, sözlerine şöyle devam etti:

Yanlış algı zarar veriyor

Haberin Devamı

“Silikozis hastalığına sebep olan denimin kumla eskitilmesi, geçmişte bazı işletmelerde yetersiz önlemlerle uygulandı. İzmir’deki bu işi yapan firmaların büyük çoğunluğu, silikozis riskini kaldırmak için işlemin yapıldığı kabinlerde çok güçlü havalandırma sistemleri kurarak kumun havada bulunmasını engellemişti. Ayrıca, dünya standartlarındaki maskeler çalışanlara zorunlu olarak kullandırılmıştır. Biz kumu hiç kullanmadık, Fransa’dan özel bir madde getiriyorduk. Onunla yapıyorduk. Ama diğer arkadaşlarım da bu hastalığa neden olacak bir şey kullanmadı. İzmir’de ben bu hastalığı hiç duymadım. Zaten o sistem tarihte kaldı. Denime eskimişlik görüntüsü artık, el zımparası ya da lazerle veriliyor. Türkiye’den ürün alan firmalar da sıkı denetim yapıyor. Ancak bir dönemdeki silikozus haberleri, sektöre ilişkin çok yanlış algı yarattı, ciddi zarar verdi. Özellikle yıkama firmalarında ciddi eleman arayışımız var.”

Haberin Devamı

SIRADA OTEL VAR

Uğurtaş, geçtiğimiz aylarda 23 ortaklık bir yapıyla turizme de adım attı. Bu sektörle ilgili de büyük hedefleri var. Şerife Eren, Rüştü Okan, Ekrem Kayı, İsak Eskinazi, İlker Özsüt gibi isimleri bir araya getiren Altınkoy Turizm Yatırımları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ilk turizm yatırımı ‘Marika Beach Kulüp’ oldu.
Uğurtaş, “Geçmişte Kaçakçılar ya da Yumlu Plajı olarak adlandırılan Urla Altınkoy’da denizden yararlanmak isteyen site sakinleri ve konuklar için inşa edilen tesisi kaymakamlık sit alanı içinde kalması nedeniyle yıkıldı. Bunun üzerine denizi kullanmak ve bu keyfi sürdürme olanağı kalmamıştı. Yasa öncesi bölgede inşa edilen bir binayı almak için harekete geçtik. Altınkoy aşığı diyebileceğimiz 23 kişi bir araya gelerek şirketi kurduk. Şimdi iyi gidiyor. Bir yıl önümüzü görüp ona göre hedeflerimiz var. Turizm yatırımları kapsamında o bölgeye bir otel yapma düşüncemiz var” bilgisini verdi.

Haberin Devamı

KENDİ MARKAMIZLA KAHVE


Kahve sektöründe kuzenleriyle yer alan Uğurtaş, Denizli Teras Park’ta Gönül Kahvesi’nin bayiliğini yürütüyor. Uğurtaş, “Burada dört kuzen yer alıyoruz. Amacımız, kahvede kendi markamızı yaratmak. Arayışlarımız sürüyor. Çocuklarım kendi işlerini seçtiği için tekstilin başında bulunmam gerekiyor. Oğlum Utku Uğurtaş JP Morgan’da başkan yardımcısı oldu. Kızım Selin Uğurtaş ise İngiltere’de uluslararası ilişkiler masteri yapıyor” dedi.

Yazarın Tüm Yazıları