Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Bu kapak kimin kapağı?

Bundan aylar önce Hürriyet, Time'ın düzenlediği Yüzyılın Adamları anketine dikkat çekip, Atatürk'e oy verilmesi için çağrıda bulunmuştu...

Hatta zaman içinde bu çağrılarını da yinelemişti.

Gazetelerinin vermek istediği mesajı alan milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bu çağrıyla Atatürk'e oy yağdırmaya başladılar.

Öyle ki, sonunda Time bile pes etti. Editörleri ‘‘Yeter artık yollamayın, iş yapamıyoruz’’ diyecek noktaya geldi ama durmadık.

İnternet'le, faksla, mektupla, koliyle oy yolladık Time'a.

Bu arada kendini ‘‘entel’’ olarak tanıtan bir grup -tabirimi bağışlayın- ‘‘Hıyar’’, bu ankete oy vermenin beyhude olduğunu, Atatürk'ü yüzyılın adamı seçtirsek bile bunun önemli olmadığını söylediler ve yazdılar.

Türk halkı, tabirimi yine bağışlayın, bu ‘‘hıyarlara’’ kulak asmadı.

Oy yağdırmaya devam etti önderine. Daha bu oylamının bitmesine uzun zaman var. Oylar toplanacak, bir juri de nihai kararı verecek.

Ama bakın bu arada ne oldu.

Time Dergisi'nin bu haftaki sayısında Türkiye kapakta.

Yüzlerce yıldır yerinde duran Türkiye'yi Time üçüncü kez hatırlıyor.

İlkinde Atatürk kapaktı. Sonra Seul Olimpiyatları sırasında ‘‘Cep Herkülü’’ diye Naim Süleymanoğlu kapak oldu...

Bu kez ise nedensiz bir biçimde kapaktayız...

Aslında nedensiz değil elbet...

Nedeni var. Türk halkının Time'a yağdırdığı milyonlarca Atatürk oyu, Türkiye üzerine dikkatleri çekti.

Time'a binlerce kilometre uzaktaki Türkiye, bir anda Time'ın yazıişleri masasına kadar dayandı. Koridorlarına oy olarak yığıldı. Duvarlarında poster oldu.

Türk halkı bu yıl ilklere imza atıyor hep. 1 Dakika Karanlık Eylemi ile, ilk kez toplumsal tepkiyi kitle halinde verdi. Ve ilk kez uluslararası lobicilikte büyük bir adım attı.

Daha önce iki müthiş Türk'ün başarılarıyla kapak oldukları Time'a bu kez ulusça kapak olduk...

Biz yaptık. Hepimiz. Bir bir attığımız oylarla.

Lobi şirketlerine milyonlarca dolar ödemeden.

Elimizle terimizle...

Bu kapak, tabirimi bir kez daha bağışlayın, bu milleti, bu ulusu küçük gören o ‘‘Entel hıyarlar’’a da kapak oldu...

Zararına turizm

Galiba bir yıl kadar önceydi. Türkiye'nin turizmde çok sıkıntılı bir döneme girmek üzere olduğunu, acil önlem alınması gerektiğini yazmıştım.

Dikkat çektiğim kriz, Türk turizmcilerinin izlediği fiyat politikasıydı.

Yabancı tur operatörleri tarafından sıkıştırılan Türk turizm şirketlerinin ve otellerinin, düşük fiyat politikası izlediğini, bunun da turizmde uzun vadede büyük kayıplara yol açacağını yazmıştım.

Bizdeki süper lüks otellerin, İtalya'da, İspanya'da, Fransa'da pansiyonlardan daha ucuza pazarlandığını, Türkiye'nin turizmde reel olarak zarar edeceğini vurgulamıştım.

‘‘Ben demiştim’’ yazılarını sevmiyorum ama geçen hafta gazetelere yansıyan bir haber uyarımızın doğruluğunu kanıtladı.

Türkiye 1997 yılında turist sayısında inanılmaz bir artış kaydederken, fiyat politikalarındaki hatalar nedeniyle, turizm gelirleri düşmüştü.

Dikkat edin, aynı kalmak bir yana düşmüştü...

5 yıldızlı otel odalarının, Avrupa'da bir kahvaltı fiyatına peşkeş çekilmesinin önüne geçmek, Turizm Bakanlığı'nın önde gelen işi olmalı...

Yoksa her gelen fazla turist, bizi kâra değil zarara sokacak...

Keşif ve macera

Hürriyet dergi grubundan Atlas'ı bilmeyeniniz yoktur...

Bizim grubun ticari olarak en mantıksız yatırımıdır Atlas...

Yabancı dergilerden alıntı yapmak yerine, haberi ve bilgiyi kendisi toplar Atlas. Ünlü National Geographic'in Türk versiyonudur.

Gerektiğinde kutuplara muhabir yollar, tek bir kare fotoğraf için binlerce kilometre yol kateder, milyarlar harcar.

Ortaya çıkan ise, Türk dergiciliğinin gururudur.

O Atlas şimdi beş yaşında.

Ve geride bıraktığı beş yılı ‘‘Keşif ve maceranın beş yılı’’ adını taşıyan, muhteşem bir albümle kutluyor.

Ekibiyle beraber Atlas'ı yaratan Sevgili Mehmet Yaşin bir tane yollamış ve ‘‘Okuyunca aç bir telefon fikrini söyle’’ diye bir not düşmüş.

Okudum ve fikrimi telefonda söylemektense, yazmayı uygun buldum.

Atlas'ları kaçırdıysanız, ‘‘Keşif ve maceranın beş yılı’’nı kaçırmayın.

Mutlu bir yıl

Yeni yılda üç gün tatil yaptım ve sizlerden uzak kaldım. Dün de yazıları uzun tutunca yeni yıl yazım bugüne kaldı.

1998'in ülkemize, barış, sevgi, mutluluk ve dürüstlük getirmesini diliyorum.

Üç günlük tatilimi hoş gördüğünüzü umarım. Hepinizi çok seviyorum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Her yıl aynı günlerde gazetelerde ‘‘İstanbul sele teslim’’ başlıklarını görmediğimiz zaman.



Yazarın Tüm Yazıları