Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Yunan siyasetine Ecevit damgası

Yunanlı politikacıların siyasi hatalarını cezalandırmak nedense hep Ecevit'e nasip oluyor.

25 yıl önce, Yunanistan'ı yöneten cunta Enosis'e kalkışınca, Ecevit gözünü kırpmadan Kıbrıs'a çıkarma kararını uygulamış ve Yunan cuntası bu siyasi hatasının bedelini tarih sahnesinden çekilerek ödemişti.

Ecevit'in kararlılığı, Yunanistan'da yalnız yönetimi değil, rejimi de değiştirmişti. Bir anlamda Yunanistan demokrasiye Ecevit sayesinde kavuşmuştu.

Ecevit dün yine Yunanistan'ı salladı.

Kenya'da Türk güvenlik kuvvetleri tarafından ele geçirilen Apo'nun üzerinden Kıbrıs Rum Pasaportu'nun çıkması, Yunanistan'ın bir teröristi müttefiklerinden ve ortaklarından gizli olarak barındırıyor olması Yunanistan'da yeni bir kriz yarattı.

Kriz sonunda Yunanistan'da üç bakan koltuğundan oldu.

Bunlardan en önemlisi Teodoros Pangalos.

PKK hamisi, Türk düşmanı Pangalos, Türkiye'ye ettiği hakaretlerin bedelini, ipliğinin Türkiye tarafından pazara çıkarılması sonucu istifa etmek zorunda kalarak ödedi.

Aslında her iki olayda da Yunanistan, Ecevit'e teşekkür etmeli. Onları önce cunta, şimdi de Pangalos ayıbından kurtardı.

Ancak bundan böyle Ecevit, Türkiye'de başbakanlık koltuğuna ne zaman otursa, Yunanlı bakanlarda bir panik başlayacak:

‘‘Eyvah Ecevit geldi, acaba hangimiz gideceğiz?’’

DGM değil, ACM

APO'nun yargılanması ile ilgili tartışma sürüyor. Son gelişen durum Apo'nun İmralı'da oluşturulacak özel bir DGM'de yargılanması.

Bana sorarsanız Apo'yu DGM'de yargılamak son derece yanlış olacak ve Türkiye'yi haklı olduğu ve haklılığının kabul edildiği bir ortamda haksız duruma düşürecek.

Çünkü uygar dünya DGM'leri, mahkeme olarak kabul etmiyor.

Bunların kararlarını hukuk kararı olarak algılamıyor.

Batı'nın gözünde DGM'ler özel hukuk mahkemeleri ve bu ülkelere DGM kararını hukuk kararı olarak anlatmak imkânsız.

Hal böyleyken Apo'yu DGM'de yargılamanın âlemi yok.

Ayrıca da şu anda Apo hakkında açılmış davalar DGM'lerde değil, Ağır Ceza Mahkemeleri'nde.

Yani Batı'nın itiraz edemeyeceği, evrensel hukukun kabul ettiği mahkemelerde.

Ve Apo, Terörle Mücadele Yasası çerçevesinde değil, Türk Ceza Kanunu kapsamında yargılanıyor.

Apo'nun yargılandığı TCK'nın 125. maddesi, işlemiş olduğu suçlar için verilebilecek bütün cezaları zaten içeriyor.

Bu yüzden Apo'yu TCK uyarınca Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamak, sonuçta alınacak kararın uluslararası kamuoyu tarafından tartışılmasını önleyecektir.

İşi DGM'ye taşıyarak gereksiz polemiklerin ve suçlamaların muhatabı olmanın âlemi yoktur.

Başarıya gölge düşürmeyin

APO ile ilgili olarak basına dağıtılan görüntülere kim karar veriyor bilemiyorum, ama iyi bir iş yapmadığı kesin.

Devleti yönetenlerin, halkı bilgilendirmeye yönelik tavırlarını saygıyla karşılıyoruz, ama bantların içeriği biraz daha dikkatli seçilemez mi?

Mesela ilk dağıtılan bantlarda Apo'nun yüzünden bandın çıkarılışını gösteren sahnelere ne gerek var.

Siz hiç, herhangi bir Avrupa ülkesinin yakaladığı suçlularla ilgili bu tür görüntüleri yayınladığını gördünüz mü?

Banttaki bu bölümlerin Avrupa'da ciddi bir hassasiyet yarattığını bildiriyor muhabir arkadaşlarımız.

Ya da dün dağıtılanlar...

Apo bir Türk bayrağının önünde dikilmiş.

Ne gerek var.

Bu ülkenin bayrağının Türk bayrağı olduğunu, Apo'nun da Türkiye'nin elinde olduğunu bilmeyen mi var da bu görüntü dağıtılıyor.

Son derece başarılı bir operasyon ve son derece başarıyla oluşturulmuş dünya kamuoyu desteği, medyatik olma isteği yüzünden gölgelenecek diye korkuyorum.

O savcı ben değilim

İSTANBUL DGM Savcısı Aykut Cengiz Engin arayarak Türkbank davası ile ilgilenen savcının kendisi olduğunu, ancak Mesut Yılmaz'la geziye katılan savcının kendisi değil, bir başka meslektaşı olduğunu hatırlattı.

Kendisinden özür diliyorum.

Yine de Mesut Yılmaz'ın bir DGM Savcısı'nı yanında geziye götürmesinin her ikisi açısından anlamsız ve hatalı olduğunu düşünüyorum.

Bağımsız yargının bir üyesinin, bir parti liderinin gezisinde ne işi var.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Savaşta yalnızca fakirleri, barışta yalnızca zenginleri adam yerine koymadığımız zaman.



Yazarın Tüm Yazıları