Şu Alsancak Stadı’nın yerine yenisini yapamadık

GAZETECİ olarak Alsancak Stadı’nda öylesine çok anım var ki...Ne maçlar seyrettim orada...

Haberin Devamı

Ne galibiyetler; ne zaferler... Bazen de ne hayal kırıklıkları...
Aslında geçmişte orası benim için bir futbol mabediydi.
Karşıyaka’nın, Göztepe’nin, Altay’ın karşısındaki çıkan takımlar, seyircinin o baskısı altında ezilip kalırdı.
Şimdi düşünüyorum da...
Takımlarımız mı iyiydi, yoksa seyirci mi daha iştahlıydı, tam karar veremiyorum. Ama fotoğraf bugünkünden çok daha farklıydı.
Galiba zaman içinde her şey değişti.
Birincisi İzmir futbolu eski günlerini arar oldu. Kulüplerimizin başarıları değil, başarısızlıkları daha çok konuşulur hale geldi.
Sanki Alsancak futbol mabedi olmaktan çıktı, eskiyen fiziki yapıyla birlikte futbolumuz da küme düşmüş oldu.
Fenerbahçe’nin Rüşdü Saraçoğlu’nu, Galatasaray’ın Türk Telekom Arenası’nı gördükten sonra anladık ki...
Yeni futbol mabedinin tarifi çok değişmişti.
Son yılları bir mercek altına alın.
Son yıllarda statlarını yenileyen, modernleştiren her kulüp kurumsal anlamda birkaç adım öne geçti, gelirlerini katladı, başarılarını istikrarlı hale getirdi.
80’leri, 90’ları ıskalayan İzmir, burada da yaya kalmış oldu.
Alsancak’ın yerine bir yenisi koyamadı, Atatürk’e bir formül bulamadı.
Şimdi Alsancak TOKİ’ye devrediliyor.
İtirazım yok...
Tabii, daha iyisi yapılacaksa...
İzmir bir futbol mabedine kavuşacaksa...
Türkiye’nin en modern stadı buraya yapılacaksa...
Ve bir an önce hayata geçecekse...

Haberin Devamı


Çeşme’nin performansını merak ediyorum

Mayıs sonu geldi, yağmurlar bitmedi. Keşke biraz daha sürse... Çünkü, sıcak ve kavurucu bir yaz bizi bekliyor. Bu günleri de çok ararız. Ama şahsen, Çeşme’nin, Alaçatı’nın o kalabalık sokaklarını özlemedim değil. Turizm rakamları Türkiye’de yüzde 5’lik bir düşüşü işaret ediyor. Bodrum’da ise bir artışın olacağı söyleniyor. Bakalım Çeşme’nin performansı nasıl olacak?


Bu haberlerden dolayı utanıyorum

Öyle haberler önümüze geliyor ki, hepimiz dehşete kapılıyoruz. Aslında Türk medyası uzun bir süredir kadına yapılan şiddet haberlerinin üzerine giderek, toplumsal bir farkındalık yaratmaya çalışıyor. Ama bütün bu iyi niyetli çabalara, yasal düzenlemelere rağmen şiddet azalmıyor, aksine daha da artıyor. Önceki gün verdik.
İzmir’in Buca’sında eşini çağırıyor, önce Kuran üzerine el bastırıp yemin ettiriyor ardından da boşandığı eşinin üzerine kızgın yağ döküyor.
Fotoğraflara bakıyorum, ikisi de pırıl pırıl gençler...
Temiz bir yüz ifadeleri var.
Belli ki, birbirlerini severek evlenmişler, ama hayat düşündükleri gibi olmamış.
Olabilir...
Evlenmek kadar boşanmak da doğal karşılanmalı...
Ama sonuçlar böyle olmuyor.
Sen misin boşanan, sen misin istediği gibi davranmayan, sen misin dediklerini yapmayan...
Dayak da var, psikolojik baskı da bıçaklama da dökülen kızgın yağ da...
Ve elbette sonu ölümle biten saldırılar da...
Bu nasıl bir ruh halidir, bu nasıl kompleks, bu nasıl özgüvensizliktir...
Anlamak, kabul etmek mümkün değil.
Ben bu haberleri bir gazeteci olarak sayfalarımda yer verdikçe utanıyorum.
Evet...
Utanıyorum...

Haberin Devamı


Anlamak mümkün değil

İzmir deprem bölgesi değil mi?
İzmir deprem haritasında en fazla dikkat çeken coğrafyalardan biri değil mi?
İzmir geçmişte depremden hasar görmüş bir merkez değil mi?
İzmir gelecekte en fazla tehdit altında olan yerlerden biri değil mi?
Peki bu nasıl bir karardır.
Müfettişler, İzmir Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’nin kapatılmasını istedi. Gerekçe: Yük ve gereksiz oluşu...
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap Tecim, “Burası 24 saat müdahale yeteneğine sahip bir yer... Merkez ve bütün ilçelerle faks, telsiz, telefon ve sms’lerle irtibatta olabilen, vali adına karar alıp uygulama ve emirleri verebilecek yetkide. Karardan bir an önce dönülmesi gerekiyor” diyor.
Size masa başı alınan kararlara işte güzel bir örnek...
Masa başında bazı olaylar farklı gözükebilir, ama hayatın gerçekleri çok farklıdır.
Tıpkı bu olayda olduğu gibi...
Anlamak mümkün değil...

Yazarın Tüm Yazıları