"Sosyal güvenlik" meselesi

Dün Research@Intel etkinliğinde tanıtılan ve önümüzdeki 10 yıl içinde hayatımızı dönüştürecek tasarımlarla ilgili sığdıramadığım iki konu vardı.

Haberin Devamı

Birincisi, sosyal medya sitelerindeki fotoğraflarınızın güvenliği.   
Biliyorsunuz, şu anda paylaştığınız tüm fotoğrafların güvenliği ve eklediğiniz bilgiler, tamamen kullandığınız sitelerin insafına bağlı.
Geliştirilen projelerden biri, sadece sizin belirleyeceğiniz kişilerin fotoğraflarınızı görmesini sağlayan ve fotoğraf paylaştığınız sitelerden bağımsız olarak çalışan bir program.
İnternetin her geçen gün daha fazla sosyal bir dünyaya dönüşmesiyle artan güvenlik açıkları, bu tür programlara duyulan ihtiyacı artıracak hiç şüphesiz.
Sanal sosyallik, artık günlük hayatımızın bir parçası, onsuz bir hayat düşünemiyoruz.
Fikirlerimizi, hayatımızı paylaşıyoruz, iletişim kuruyoruz...
Sadece bu kadar değil, dünyada olup biteni takip ettiğimiz en önemli araçlardan birine dönüştü sosyal paylaşım siteleri. Dolayısıyla “İstemeyen gelmesin, bilgi paylaşmasın, fotoğraf yüklemesin, sosyalleşmesin” pek geçerli bir önerme değil.
Çok sosyalleşmesek bile olup biteni takip edebileceğimiz bir hesabımız olsun istiyoruz.
Tabii bir yandan “eksik kalmamak” için çırpınıyoruz, öte yandan güvenliğimizle ilgili komplo teorileri geliştiriyoruz.
Hal böyle olunca fotoğraf ve kişisel bilgileri koruma gibi konular yüksek derecede önem kazanıyor.
Her ne kadar “fotoğrafları koruma” meselesi sosyal paylaşım sitelerinin “sosyalleşme, insan tanıma” fikrine aykırı olsa da, “fotoğraflarınızın yabancı ellere geçmesi, kötü niyetli kullanım” tehlikesini ortadan kaldırmaya yarıyor.
İzin vermediğiniz kişiler fotoğraflarınızı tıkladığı zaman karşısına “okuyamayacağı” bir görüntü ortaya çıkıyor...

Haberin Devamı

Teknoloji ucuzlayacak mı?

Bir diğer önemli konu, teknolojinin ucuzlaması ve enerji meselesi. Bilirsiniz, sistem gereği, tüm üretici ve satıcısına para kazandırmayan bir ürün, eğer uzun vadede yüksek fayda taşımıyorsa ve getirisi olmayacaksa pazarlanabilir bir ürün olarak değerlendirilmez.
Çevre sorunlarının kökünden çözülememesinin ana sebebi ise, çevre sorunlarına bulunacak olan çözümlerin “para kaybetmek” veya “elde edilen kârın azalması” gibi sonuçları olması...
Fakat artan çevresel sorunlar ve gelecekteki enerji ihtiyacı ile ilgili kaygılar, artık büyük şirketleri “sistem dışı buluşlar”a doğru sürüklüyor.
Esasında tam da sistem dışı sayılmaz, zira burada leblebi çekirdek gibi satılacak bir buluştan bahsediyoruz: Bir şarj ünitesi olarak güneş panelleri...
Doğru duydunuz, çok uzak olmayan bir gelecekte bilgisayarınızı, telefonunuzu, tabletinizi, tüm mobil cihazlarınızı bütçenizi hiç zorlamadan satın alabileceğiniz bir güneş paneli aracılığıyla şarj edebileceksiniz.
Şu anda Intel, güneş enerjisini, laptop’larınız için bir güç kaynağı olarak kullanabilecek sistemleri, bilgisayar içine entegre etme aşamasında.
Bu konu, Research@Intel’in en heyecan verici projelerinden biriydi...
Ve nihai soruya geliyoruz: Teknoloji ucuzlayacak mı?
Evet, ucuzlayacak...
Dünya üzerinde enerji elde edebileceğimiz kaynakları hızla tüketiyoruz.
İnsan eliyle üretilen enerji ise çevre düşmanı ve pahalı bir tercih.
Dünyanın dörtte biri, elektriksiz...
Hal böyle olunca “dünyayı kurtarmak için”, evet, teknoloji ucuzlayacak.
Mobil cihazını şarj etmek için sadece ışıl ışıl bir güneşe ihtiyacın olacak sevgili her gün ofise laptop şarjı taşımaktan omzu düşmüş Habitus okuru.

Yazarın Tüm Yazıları