Sokaktaki melekler...

Siz onların çoğunu tanımazsınız.

Her zaman yüzlerinde bir telaş vardır.

Çünkü telaşlanacak bir şey olmasa bile onlar biraz sonra telaşlı bir şey olacağını bilirler.

İşte; arabaların arasından karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kedi yavrusu. Ya da bir dalda hasta gözüken kuş. Belki bir köpeğin uzaktan gelen acı sesi.

Bir anda o telaşlı yüze bir de korku ekleniverir.

Onlar; sokaktaki melekler.

*

Hemen hemen çoğu zengin değil.

Zengin olmaları da olanaksızdır, çünkü onların yaptıkları işler para getirmiyor olmalı.

Sevgi veriyorlar; karşılığında hiçbir şey almadan...

Telaşlanıyorlar; boşuna...

Korkuyorlar; faydasız...

Çaba harcıyorlar, didiniyorlar, geceleri dahi hiçbir erkeğin yapamayacağı yürekliliği gösterip tehlikelere atılıyorlar; kazançları sadece gönül huzuru...

Bunun için paraları-pulları yok onların.

*

Ben onları taa uzaktan tanırım.

Her biri bir melek.

Hangi yaşta olurlarsa olsunlar, yüzlerinde sevginin yansıması, akıl almaz bir güzellik vardır.

O hüzünlü gözlerinden sevda fışkırıyor gibi.

Otursanız yanlarına, içinizden başınızı onların dizlerine koyup uyumak istersiniz.

Çünkü güvendesiniz.

İncitmezler sizi.

Adları öyle:

Sokaktaki melekler...

*

Gerektiğinde bir anda birer birer savaşçı kesilebilir, bir dişi aslan gibi öne atılabilir, o merhamet dolu göğüslerini bir çelikten kalkan gibi siper edebilir, hıçkırıklarını keskin kılıç gibi kullanabilirler.

Onlar hayvanları çocukları gibi gördükleri için, durmadan yavrusu vurulan her anne gibi haklı bir isyanları vardır.

Ama çok geçmez...

Birazdan dönerler melek kimliklerine.

Onları hayvanlarla ilgili toplantılarda, eylemlerde görebilirsiniz belki kimi zaman.

Ama daha çok bir köşebaşında bir kedi yavrusuna süt verirken... Bir yolun kenarındaki yaralı köpeği kucaklamışken... Bir kuşu sarıp sarmalamış veterinere yetiştirmeye koşuştururken..

Ve en çok çaresiz, yorgun düşmüş ağlarken bulabilirsiniz.

Gözleri yaşlıdır çoğu zaman.

Adları öyle:

Sokaktaki melekler...

Bu hastanenin 15 bin kayıtlı hastası var

Evcil hayvanlar tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar ‘‘insan‘‘ olmadı. Artık giysilerinden oyuncaklarına kadar her türlü pet ürününün satıldığı dev mağazaları ve pet pazarları var. İnternette pet siteleri, pet kitapları ve pet kütüphaneleri oluştu. Evcil hayvanlar için oteller, pet mezarları bile var. Sadece evcil hayvanların tedavi edildiği özel hayvan hastaneleri kuruldu. Bu hastanelerde tedavi yöntemleri, ilaçlar bile insanlarınkiyle aynı.

Bir hayvan hastanesini insan hastanesinden ayıran tek şey hastalar. Hatta insanlar için sağlayamadığımız koşullarda, insandan daha insanca tedavi oluyorlar. İstanbul Levent'teki Animalia Hayvan Hastanesi'nin bir gününü izledik. Burada sedyede ilgisiz bekleyen, hastaneye kabul edilmeyen hastalar, doktorlarla kavga eden hasta yakınları ve karmaşa görmüyorsunuz. Düzen, temizlik ve özen dikkat çekiyor. Kortizon, anestezi, kemoterapi, röntgen, enfeksiyon, antibiyotik gibi insan hastanelerinde duyduğunuz ne kadar sözcük varsa hepsi burada da telaffuz ediliyor.

Hastaların arasında kaza geçireni de var, kanser olanı da. Kilosundan şikayetçi olan da, hiç yemek yemeyen de burada. Arada gürültücü bir papağanın yaygarasını, yediği iğneden can havliyle bağıran bir Cocker'ın çığlığı kesiyor. Böyle durumlarda bekleme salonundaki hastalar oldukları yerde şöyle bir toparlanırken, sahipleri hemen yumuşak dokunuşlarla onları tesseli etmeye çalışıyor.

Fakat durum genelde sakin. Hatta hastalar birbirlerine karşı nazik ve saygılı. En azgın köpekler, en şımarık kedilerle yanyana ama çıt yok.

UZAYLILAR GÖRSE

Gezdirilen köpeklerin peşinde naylon eldivenle pisliklerini toplayan sahiplerini görseler, uzaylılar bu manzara karşısında insan yerine köpekleri muhatap alırdı herhalde. İki gün boyunca ameliyathanelerini, hastalarını, doktorlarını izlediğimiz İstanbul Levent'teki Animalia Hayvan Hastanesi bunu akla getiriyor.

Hastalar ve sahipleri daha bekleme odasında güleryüzle karşılanıyor. Varsa derhal dosyaları ve bilgisayar kayıtları çıkarılıyor, acil durumlar istisna, muayene sırayla oluyor. Hastalar hemen her tür ve cinsten. Ağırlık köpek, kedi, kuş ve diğer egzotik hayvanlarda. Hayvanların sağlığı dışında hiçbir müdahale talebi kabul edilmiyor. Kulak, kuyruk kesme, tırnak sökme, ses teli kesilmesi hastane yönetimine göre etik dışı.

Hastanenin tıbbi atık kategorisine giren atıklarını Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İSTAÇ topluyor.

Rakamlarla hayvan hastanesi

7 veteriner hekim ve 33 yardımcı personel çalışıyor.

Bayram, haftasonu ve sayım günleri dahil 24 saat açık.

Günde 60-70 hasta kabul ediliyor.

En yoğun saatler 10.00-12.00 arası. Bu saatlerden sonraki sakinlik o günün ameliyatlarının başladığının işaretçisi.

Günde ortalama 5 ameliyat yapılıyor. 5 katlı hastanede 5 muayene odası, 3 ameliyathane, 2 yoğun bakım ünitesi var. Jeneratör, ultrason, EKG ve röntgen odası ve ambulans mevcut.

Bilgisayarda kayıtlı 15 bin civarında hastaları var.

ROCKY, Sivas Kangal - Kurt kırması, erkek, 3 yaşında

Rocky'nin şikayeti karnındaki şişlik. Bu şişlik ortaya çıktığından beri halsiz ve yemek yemiyor. Rocky'ye önce yanlış tedavi yapılmış. Karnındaki şişlik, içinde biriken ihtihaplı sıvıdan kaynaklanıyor. Muhtemelen yediği bir kemik bağırsağına saplandı ve ihtihap yapıyor. Rocky ameliyat olacak. Ama müdahale geciktiği için ameliyat masasından kalkamama ihtimali var.

KÖPÜK KENDİNİ DOKTOR SANIYOR

Köpük tipik bir sokak köpeği. Henüz altı aylık ama yaşına göre ağır ameliyatlar geçirdi. Araba çarpmış olarak bulunduktan sonra hastaneye getirildi ve daha serum takılıyken terk edildi. Üç aydır gelip soran olmadı, bu sürede üç kez ameliyat geçirdi. Şimdi neşesi yerinde ama arka sağ ayağını hiç kullanamıyor. Hastanedekiler ona bir sahip arıyor ama Köpük burada olmaktan son derece memnun. Kendini aileden kabul ediyor. Gelen bütün hastaları tek tek kokluyor, yani ilk tetkikleri o yapıyor.

PRENS, Golden Retriever, erkek, 7 yaşında.

Onu çok zor günler bekliyor. Şimdilik canı yanmıyor ama penisinde çıkan yaralara biyopsi yapıldı, sonuç kötü. Derhal kortizon ve kemoterapi tedavisine geçilecek. Kan sayımı yapıldı, ilaç kullanmasında bir sakınca yok.

LOLLY, İran kedisi, dişi, 2 yaşında.

Problemi, gözlerinin akması. Türünü diğerlerinden ayıran basık burnu gözyaşı kanallarının işlevini yapamamasına neden oluyor. Bu İran kedilerinde sık görülen bir rahatsızlık. İlaçla müdahale edilecek, sonuç alınmazsa operasyonla gözyaşı tahliye kanalları açılacak. Lolly'nin bir sorunu daha var: Kurtulamadığı aşırı kiloları. Doktor sıkı bir rejim öneriyor.

Eksik aşılarını da en kısa sürede tamamlatması lazım.

CHARLIE, Macavs Papağanı, erkek, 2 yaşında.

Bazı tüyleri ters çıkıp derinin içinde ilerliyor. Bunlar düzeltilmezse kanatlarını açamıyor. Ağır hastalarla kıyaslandığında Charlie'nin derdi kıldan tüyden sayılır. Ama buna mukabil klinikte en çok yaygarayı o yapıyor. Üstelik ağzı da bozuk: Diğer hastalara ‘‘Çatlak, kaltak‘‘ diyor. Neyse ki elma verince susuyor.

POLY, Chivava, dişi, 4 aylık.

Bir sabah Poly'nin topalladığı fark edildi ve nedeni hiç anlaşılamadı. Poly'nin ayağı kırık. İlk müdahale olarak ayağı bandaja alındı. Ameliyat şart. Henüz genç olduğu için doktor çok kısa sürede iyileşeceğini söylüyor. Aslında ona kalsa ameliyat falan olmaz. Sürekli kucakta gezdiği için halinden pek de şikayeti yok.

SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA

Veteriner Hekim Talat GÜLBAY

Kedilerde diyafram fıtığı

Üç yaşındaki kedim iki yıl önce bir trafik kazası geçirdi. Günlerce sırtının kuyruğa yakın kısımlarını yaladı, bir süre sonra da nefes darlığı başladı. Diyafram yırtığı olduğunu, organların birbirini iterek adeta yer değiştirdiğini ve kesin olarak ameliyat olması gerektiğini öğrendik. Ameliyatın riskli olmasından korkuyorum. Gerçekten böyle bir risk var mı?

Diyafram, göğüs kafesi içindeki organlarla karın bölgesindeki organları birbirinden ayıran geniş bir kas tabakasıdır. Diyafram, aynı zamanda kasılma ve gevşeme hareketleri ile solunuma da destek verir. Kedilerde genellikle şiddetli çarpma, trafik kazaları ve yüksekten düşmeye bağlı travmalar sonucunda bu kas tabakasında değişik büyüklükte yırtılmalar oluşabilir. İstatistik bilgilere göre kedilerde en yaygın diyafram yırtılması sebebi trafik kazalarıdır.

Diyafram fıtıklarının en bariz belirtisi solunum güçlükleridir. Yırtığın büyüklüğüne göre şiddetli vakalarda dil ve mukozalarda morarmalar, kusma ya da yemek yememe gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları da ortaya çıkar.

Diyafram fıtıklarında hayati risk, diyaframdaki yırtığın yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Diyaframdaki küçük bir yırtık herhangi bir ciddi belirtiye sebep olmadan kedinin normal yaşamını sürdürmesini engellemeyebilir. Ancak şiddetli ve büyük yırtılmalarda belirtiler hayati tehlike oluşturacak şekilde dikkati çeker.

Şiddetli solunum problemine yol açan ve akciğerler üzerinde basıncın kedinin hayatını tehlikeye atacak düzeye ulaştığı durumlarda, cerrahi müdahale gerekir. Ameliyat olmadan solunum yetersizliği nedeniyle kediyi kaybetme riski ameliyat risklerinden daha fazla ise, veteriner hekiminiz de size ameliyatı önerecektir. Ülkemizde de fakültelerin cerrahi bölümlerinde, teknik donanımı ve bu konuda uzman hekimi bulunan özel klinikler ve hayvan hastanelerinde bu ameliyatlar başarı ile yapılıyor. En önemli şey, ameliyat olmadan mevcut risklerle ameliyata bağlı oluşabilecek risklerin veteriner hekiminiz tarafından kedinizin durumuna göre doğru olarak değerlendirilmesidir.

PAKO’ya mektuplar

Yeni yıl dileğim

Sevgili Pako,

Yeni yıl geldi, ama 2004'te de bizleri zehirleyecek insanlar çıkabilir. Babanın dediği gibi ihaneti tanımayan bizleri, çıkar uğruna kendilerine tapanlara tercih etmeyenler de olabilir. Her şeye rağmen, çok inanmasam da, 2004'ün halkımıza acı, açlık ve mutsuzluk getirmemesini diliyorum.

Datça'dan Pati

Pako pano


Köpeğim Habib, Beyoğlu İmam Adnan Sokak'taki kafemin önünde kayboldu. O benim ilk evcil hayvanım ve benim için çok önemli, (0537) 624 64 54.

Göğsünde ve sol patisinde beyaz lekesi, burnunun üstünde ufak bir yara izi, karnında ameliyat izi, yanağında ve çenesinin altında beni olan siyah dişi köpeğim Zoey 15 Aralık'ta Erenköy Ethemefendi Caddesi'nde kayboldu. Görenlerin beni aramasını bekliyorum. (0216) 357 42 26; (0532) 315 52 76.
Yazarın Tüm Yazıları