Sivilay Abla

Ahmet Altan-Alev Er yönetiminde hazırlanan Taraf iki gündür piyasada, bugün üçüncü sayısı çıktı.

Geçen gece Ahmet Altan’la konuştum, ilk gün 300 bin basmışlar gazeteyi, 35 bin satmış.

Sesinden onda da bir hayal kırıklığı sezdim.

İlk gün bizim apartmanın altındaki bakkalda yok sattı gazete ama kötü bir haber vereyim, bakkal Niyazi Amca ikinci gün, "Gazeteyi soran yok" dedi.

Geldiği gibi duruyordu bütün Taraf’lar tezgahta...

İlk gün 35 bin satan gazetenin, umarım yanılırım ama Birgün gibi 8-10 bin satış bandına oturacağını öngörmek zor değil.

"Neden bu kadar kaliteli bir kağıt tercih ettiniz. İki gün sonra kağıt kalitesi düşmeyecek mi" diye sordum Altan’a...

Okurun en sevmediği şeydir, Oktay Akbal’ın "Önce ekmekler bozuldu" dediği gibi, önce kağıdı bozulur gazetenin... Sonra sayfa sayısı azalır...

Umarım bu süreci yaşamaz ama Taraf beni ilk iki sayısıyla heyecanlandırmadı.

Ahmet Altan yazılarıyla tek başına ne kadar sürükleyebilir ki bu gazeteyi?..

En sevdiğim köşe ise "Sivilay Abla" oldu.

Eminim platonik davetler ve söyleşileri gazetenin en çok okunan bölümü olacaktır. Platonik davetinin ilk konuğu Mehmet Ali Şahin’di ve dili nefisti. İkinci gün ilk onun köşesini aradım, ne yazık ki yoktu!

Hangisi daha samimi; Huysuz Virjin mi, Bülent Ersoy mu

RTÜK’ün kimseyi yasaklamasından yana değilim ama Huysuz Virjin mi, Bülent Ersoy mu diye sorsalar, oyumu Bülent Hanım’ın yasaklanmasından yana kullanırdım.

Ama olan Türk sahne/TV hayatının yaratılmış en iyi karakterine oldu, Seyfi Dursunoğlu Huysuz Virjin’i gömmek zorunda kaldı, Bülent Hanım’ın ayrılıp barışmaları ise tefrika halinde sürüyor...

Siz de fazlasıyla sıkılmadınız mı, liseli aşıklar Bülent-Armağan hikayesinden artık?..

Geçen gece şahit oldum, Bülent Hanım bizzat karşı tarafta telefonda, beyi Armağan Efendi’ye çıkacağı bir bar/restoran ayarlamaya çalışıyordu.

Yani siz ayrıldı, barıştı diye cambaza bakarken, Bülent Hanım pazarlama peşinde...

Bu haberler uzadıkça da, adı sanı duyulmamış barlar/kulüpler Armağan Bey’e kapılarını daha fazla açıyor. Magazin muhabiri arkadaşlar buna en iyi örnek, Bakırköy sahildeki bir mekanı gösteriyorlar.

Bütün kameralar ayrılık senaryosunda Armağan’ın ağzından laf almak için sahneye çıktığı yerin kapısına dayanınca, mekanın hiç olmadığı kadar reklamı olmuş. İşin kilit noktası da Bülent Ersoy’un sürekli yanında olan Bahar Hanım’mış.

Bahar Hanım, Armağan Uzun’un menajeriymiş, boşandılar haberlerinin ayyuka çıktığı dönemde bile görüntülerde sürekli Bülent Hanım’ın yanındaymış.

Boşanma işi gerçek olsa, Armağan’ın menajerinin Bülent Ersoy’un yanında işi ne değil mi?..

Dedim ya tüm bunların üzerine bir de kulaklarımla Ersoy’un Armağan için pazarlık yaptığını duydum ki pes artık dedim!

O yüzden Huysuz Virjin’e yazık oldu diyorum.

Hiç değilse o çok daha samimi ve sahiciydi!

En uzun isim

Kadir Çöpdemir ve Demet Akbağ’ın sunduğu Hiç Bunları Kendine Dert Etmeye Değer mi, "TV tarihinin en uzun isimli programı" olarak lanse ediliyor.

Geçen sezon Kurtlar Vadisi’nden ödünç alıp magazin programı ismi yaptığım İki Kişinin Bildiği Sır Değildir’in pabucu böylece dama atılmış oldu.

Bakalım daha uzun bir program ismi bulup, rekoru kıran birileri çıkacak mı?..
Yazarın Tüm Yazıları