Sıhhatler olsun!

TAHMİNEN herkesin yılda en az 5 kez ziyaret ettiği berber ve kuaförlerde özellikle havlu gibi kişisel temizlik gereçlerinin birden fazla kişi üzerinde kullanılır.

Bununla birlikte kurumların sağlık şartlarına uygunluğunu denetleyen kamu kurumlarının bu kesime yönelik bir önlemin nerede ise hiç olmadığını görüyoruz. Oysa berberler yarı yarıya sağlık hizmeti veren kurumlardır.

Ankara’nın her kesiminde berber ve kuaförlerin önünde bulundurulan çamaşır kurutma askılıklarında hemen hemen hiç birinde beyaz havlu bulunmaz. Bununla birlikte, sarı veya mavi gibi açık renklerde havlu kullanımına bile rastlanmak zordur. Bu durum diğer illerimizde de böyledir. Askıda bulunan havluların genellikle renkleri başta lacivert, bordo, kahverengi olur. Hatta siyah havlulara bile rastlıyoruz. Bunun nedeni, koyu renkli havlu kir götürdüğü için daha çok kişide kullanılmasındandır. Oysa her otelde beyaz havlu zorunluluğu konulabilmiş ve de uygulanabilirken neden berberlerde beyaz havlu kullanılmaz?

HİJYEN İÇİN

Evimizde çocuğumuz veya eşimizle bile aynı havluyu kullanmaktan kaçındığımız halde berber ve kuaförlerde bir başkası tarafından kullanılan havlu üzerimizde kullanılmamalıdır.

Bu durum, genel sağlık kurallarının çerçevesini belirleyen hijyen bilimine aykırıdır. Görgü kurallarına aykırıdır. Dini kurallara aykırıdır.

Berber ve kuaförlerde herkes için ayrı havlu kullanmanın maliyetinin en fazla 50 yeni kuruştur. Berberlere elli kuruş fazla ödeyelim, ama bizim için yıkanmış bir kez kullanılan havlu ile kurulanalım.

Berber veya kuaförden çıkınca tıraş olan veya saç yaptıranlara ’sıhhatler olsun’ denir. Temizlendiğimiz düşünülür. Ama başkasının kullandığı havlu bize kullanılırsa ’sıhhatli’ olur muyuz?

Hikmet GÜRBÜZ-Sağlık Eğitimcileri Derneği MYK Üyesi

GÜNÜN SÖZÜ

"2007 şu anda mevsim normalleri üzerinde geçiyor. Akdeniz Bölgesi’nde ve İç Anadolu Bölgesi’nde 1-2 derece sıcak olacağını gösteriyor. Yağışla ilgili herhangi bir anormallik görünmüyor. Bu kış için yaptığımız sıcaklık tahminleri tuttu. Yüksek olacağını söyledik. Yazın sıcaklıklar İç Anadolu ve Akdeniz’de mevsim tahmin modellerine göre yüksek olacak"

(Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Mahmud Kayhan)

Abone olmak pahalı

SATIN aldığım daireme su aboneliği için ASKİ’ye başvurdum. Talep edilen ücret (su sayacı dahil) 4 bin YTL.

Asgari ücretin 400 YTL olduğu bu ülkede Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin su gibi temel bir gereksinim için bu talebi karşısında hem şaşırdım hem de ’soyulduğumu’ hissettim.

Bunun yeni yürürlüğe giren yönetmelik! gereği olduğunu söylediler.

Bu işin içinde başka şeyler mi var? Yoksa suya ’kanalizasyon!’ mu karıştı?

Doç.Dr.Özcan UZUN (ouzun@gata.edu.tr)

KISA... KISA...

ANKARA’nın göbeğinde 1992’den bu yana devam eden ve bir türlü bitmeyen bu yüzden de artık bir mezbele hale gelen Kızılay inşaatı var. Pazar günü bir vesile ile gittiğim Kızılay’da bu inşaatı inceledim. Etrafı çevrilmiş ancak yakından incelenince içi inşaat pisliği toz yaratan curuflarla dolu bina.

Hiç kullanılmamış olmasına rağmen dış yüzeyide deforme olmuş kırık ve çatlaklar mevcut ve pis bir halde başkentin göbeğine hiç de yakışmayan bu manzara ne zaman düzelecek merak ediyorum.

M.A.

İnsan hayatı değersiz mi

ARENA programından öğrendiğimize göre, yüksek gerilim hatlarına 200 metreden daha yakın yaşamak zorunda olanlarda lösemi riski çok yüksekmiş! Programda, Gazi ve İstanbul Teknik Üniversitelerinden bilim insanları bu hususu teyit eden görüşlerini dile getirdiler! Ülkemizde insan hayatı, bu kadar ucuz ve değersiz!

Çok yerde evler, bu gerilim hatlarına o kadar yakın ki! Örneğin, Ankara Çayyolu’nda, bırakın 200 metreyi bir sürü konutun 20 metre önünden geçiyor bu hatlar! Siteler, iç içe gerilim telleriyle! Şimdi bu ve benzeri yerlerde yıllardan beri yaşayan insanlar için yapacak bir şey yok mu Allah aşkına?

M.A.
Yazarın Tüm Yazıları