Sergide bir canlı tanık

TARİH VAKFI’nın hazırladığı, ‘Hikáyemi Dinler misin?-Tanıklıklarla Türkiye’de İnsan Hakları ve Sivil Toplum Sergisi’ni, bu serginin canlı tanıklarından Dr. Müeyyet Boratav ile birlikte gezdim.TÜYAP Kitap Fuarı’nda ikinci salonda görebileceğiniz bu sergi, Türkiye’nin çeşitli illerinde açıldı, hepsinde de ziyaretçilerin ilgisini gördü. Bazı illerde serginin süresi uzatıldı.İnsan hakları kavramı bizim için yeni sayılabilir. Dünden bugüne insan hakları ihlallerini bu sergide gördüğünüzde geçmiş adına üzülecek, bugün adına sevinecek, yarın adına umutlanacaksınız.Dr. Boratav, anti-faşist olmak ile komünist olmanın aynı anlama geldiği günleri anlattı.Söylediklerinin çoğu bugün komik gelebilir; ama onun ardındaki trajedi gerçekten çok etkileyici. O kuşak, birkaç kuşağın yaşadığı siyasal macerayı, demokrasi mücadelesini tek bir zaman diliminde yaşadı. Türkiye tarihinin en çalkantılı döneminin tanıklığını yaptılar, resmi ve gayri resmi tarihin yazdıklarını, bunların içindeki pek çok önemli olayı bizzat yaşadılar.Mehmed Kemal, ‘Sürgün Alayı’ adlı anılarında Müeyyet Boratav’dan söz eder. Müeyyet Boratav askerlik görevini, doktorluğuna rağmen er olarak yaptı. Boratav bütün hastalarına sevgiyle yaklaştı, onları iyileştirdi.O kuşağın bir özelliği vardır; ülkelerine küsmediler, kin duymadılar, bu da geçti yahu deyip anılarıyla baş başa kaldılar.* * *‘HİKÁYEMİ DİNLER MİSİN?’ sergisinde, insan haklarının zedelenmesi yüzünden acı çekenlerin hikáyelerini hem panodan okuyorsunuz, hem de fotoğraflarını görüyorsunuz.Ne uğruna, niçin bu eziyetlerin yapıldığını, zulüm edildiğini görüp öğrendiğinizde şaşırırsınız; ama bütün insan hakları tarihi böyle değil midir? ‘İnsan Haklarının Öznesi Olmak İçin’ adlı girişten bir bölüm, serginin de sergi kitabının da amacını özetliyor:‘Hikáyeleri dinlediğimizde bir kez daha görüyoruz ki insan hakları sadece bireysel bir hak arama çabasına indirgenemez. Her anlatı çok farklı duyarlıkları ve sorunları dile getirse de, çok kişisel ve tekil olsa da, bütün anlatıların birbirine kimi zaman açık, kimi zaman içten içe bir göndermesi var. Bu anlatılardan hepimizi farklı farklı etkileyen ama sonuçta hepimizi kuşatan tarihsel ve toplumsal bir doku ortaya çıkıyor.’Gerçekten kitapta sözü edildiği gibi, insan hakları konusu, bazı tarihi olaylar ve kavramlar ekseninde dolanıp duruyor. Bireysel izdüşümleri olan toplumsal, siyasal kırılma noktaları.Mübadele, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül, 12 Mart, Güneydoğu’daki olaylar.Yakın tarihimizi, Türkiye’yi ve dünya gidişatı içinde ülkemizi insan hakları yönünden öğrenmek isteyenler, mutlak bu sergiyi görsünler.* * *BUGÜNE gelen yolun dün nerelerden geçtiğini göreceksiniz.Fuar gazetesini okumayı unutmayın!DÜNYA Kitap, Faruk Şüyün’ün yönetiminde her gün bir fuar gazetesi çıkarıyor; dün olanlarla bugün fuarda olacakların programını okumak için çok yayarlı bir kaynak. Sizler gezerken yarın olacakları kaçırmamanız için çalışıyorlar. Fuar boyunca devam edecek. Fuara gelenlere hatırlatırım.
Yazarın Tüm Yazıları