Serdar Turgut: Benim pilim tükendi

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

SON bir yıl içinde yaşananlar, Türkiye'de uzun yıllardır demokratikleşme bekleyenlere öldürücü darbeyi vurmuş olmalı.

Şahsen ben 30 yıldır, iyi bir şeylerin olmasını hep bekledim durdum.

Ne var ki çok kısa aralıklarla umutlandığım olduysa da sonuçta işler hep daha kötüye gitti.

Ve 2000 yılının Aralık ayı itibarıyla benim pilim tamamen tükendi sevgili okurlar.

Umudumu tamamen yitirdim, hiçbir beklentim kalmadı ve inanılmaz derecede mutsuzum.

Hislerimi anlatmayı burada keseceğim. Aslında söylemek istediğim çok şey var, ama amacım ne sizin moralinizi bozmak, ne de yeni bir mutsuzluk yazısı daha yazmak.

* * *

Benim pilim tükendi de, bazı insanlar bir zamanlar ‘‘Energizer Bunny’’ adıyla ünlenen reklam filmi karakterine benziyorlar.

Oyuncak tavşana ‘‘Energizer’’ adlı pil takılıyor ve tavşan davul çalarak yürümeye başlıyor reklamda.

Bu reklamın ilginç yanı, başka reklamlarla interaktif olmasıydı. Yani farklı bir reklam başlıyor, örneğin bir deodorant reklamı ve bunun sonuna doğru yine davul sesi duyuluyor ve küçük oyuncak tavşan bu reklama da girerek yürüyüşünü sürdürüyor.

Yani pili hiç tükenmiyor tavşanın.

İşte bazı insanlar da bu tavşanınki gibi pil taşıyor olmalılar.

Özelllikle sol kesim içinden insanlar bunlar. Bazıları benimle aynı kuşaktan.

Bütün objektif veriler, onların da umutlarının tükenmiş olması gerektiğine işaret ediyor.

Hatta bu tür yazılar da yazıyorlar arada bir.

Ama bir bakıyorsunuz, aradan kısa süre geçtiğinde yine canlanmışlar. 30-40 yıldır olan beklentileri hálá yaşıyor, yine hálá Türkiye'de demokratik açılımların olabileceğine inanıyorlar, bunu yazıyor ve konuşuyorlar.

* * *

Bu pilin gücü nereden geliyor?

Anladığım kadarıyla şu tespit önemli: Onlar Türkiye'de insanların aslında demokrasiyi istediklerini, ancak bazı güçlerin bunu sürekli engellediğini, yani halkın bir türlü istediği demokrasiye ulaşmasının mümkün olmadığını düşünüyorlar.

Halkın özlemlerine bu şekilde bir set çekildiği düşüncesi ise onların pilini yeniden şarj ediyor.

Sonuçta ortada bir engel varsa, bu tabii ki ortadan kaldırılabilir ve halk istediği ama bir türlü erişemediği demokrasiye de kavuşabilir.

40 yıldır bu engellerden biri geliyor, biri gidiyor ve bu arada pili bitmeyenler de temel varsayımlarını hiç sorgulamıyorlar.

* * *

Şunu açıkça ortaya koyup nedenlerini tartışmazsak Türkiye'de hiçbir şeye varılması mümkün olmayacaktır: Türk insanının büyük çoğunluğunun demokrasiyi, daha fazla özgürlüğü, daha fazla hakları istediği yolunda en küçük bir işaret bile yoktur.

Tersine, Türk insanının büyük bölümünün kendisini modern yapacak demokratikleşmeyi bir tehlike olarak gördüğü, antidemokrat olarak aktif tavır aldığı, karakter itibarıyla da totaliter sistemlere özlem duyduğu ve kendi özel yaşamını tipik bir faşist küçük insan olarak sürdürdüğü yolunda ise binlerce örnek verilebilir.

İyi niyetli insanlar bunu halkın cahil bıraktırılmasına, gazetelere, medyaya, eğitim sistemine, fakirliğe bağlarlar.

Bunların hepsinin rolü vardır tabii çoğunluk insan profilinin oluşmasında; ancak hiçbiri hatta toplamı bugün Türkiye'de yaşanan fikir ve tavır erozyonunu açıklamaya yetmez.

Birey olarak insanımızın büyük bölümünün, özgürlük denilince neden sadece para kazanma serbestisini anladığını, para kazanma yolunda her türlü sahtekárlığı ve üçkáğıdı neden mübah gördüğünü, genel olarak okumaktan ve öğrenmekten neden tiksindiğini, bireysel ilişkilerindeki tavırlarını ahlak kavramıyla sorgulamaya neden gerek görmediğini irdelemezsek hiçbir sonuca varamayız.

Türkiye'de insanların demokrasiye ulaşmaları yolundaki en büyük engel, insanlarımızın kendi karakteridir.

Bunu reddetmek, belki insanın kendi pilinin yeniden şarj edilmesine yarayabilir, ama bunun da neye yarayacağını görebilmek mümkün değil.

Yazarın Tüm Yazıları