Sel mağdurları için vergi indirimi uzamalıydı

Selimpaşa ve İkitelli’deki sel felaketinde kaç araba kullanılmaz hale gelip, hurdaya çıktı, ne kadar mobilya, beyaz eşya zarar gördü?

Genellikle arabalar sigortalı olduğu için, bu sektör daha önemli...
Tam rakamlar henüz belli değil ancak binlerce araç zarar gördü, pek çok otomobil pert oldu.
Sigorta şirketleri harıl harıl çalışıyor zararları tazmin etmek için. Ancak binlerce aracın işlemleri hemen bitecek gibi değil.
Biliyorsunuz, bu araçlardan biri de benimkiydi...
Servise bıraktığım otomobilimin sel sularına kapılıp gittiğini televizyonda gördüğümü yazmıştım...
Aracım hurdaya çıktı...
Sigorta şirketi elinden geleni yapıyor, otomobilin değerini belirlediler, parasını ödeyeceklerini söylediler ancak prosedürler hemen bitmediği için ödemeyi hâlâ yapamadılar.
Sigortadan para bekleyen benim durumumda binlerce insan var...
Parasını alanlar yeni araç alacaklar, arabaları zarar görenler yenisiyle değiştirecekler...
Tam bu süreç işlerken, otomobildeki vergi indirimi dün akşam itibariyle sona erdi...
Beyaz eşya, mobilya ve bilişimle birlikte otomobilde de vergiler yeniden yükseldi.
Oysa sel mağdurları için bu süre biraz daha uzatılmalıydı.
Sadece otomobilde de değil, evleri su basan mobilyaları, beyaz eşyaları, bilgisayarları mahvolan sel mağdurları için de bu sektörlerdeki vergi indirimi sürmeliydi.
Adam yeni otomobil, yeni buzdolabı, yeni mobilya alacak, bu yüzden vergi indirimi yıl sonuna kadar uzatılmalıydı...
Kişisel bir not: Kısa sürede yeni bir otomobil almayı planlamıyorum, bir süre otomobilsiz hayat süreceğim. Bu yüzden vergi indiriminin şimdi ya da 3-4 ay sonra bitmesi benim için fark etmiyor. Yani kendim için bir şey istiyorsam namerdim...

Mad Men’in sigarası

CNBC-e’de yayınlanan “Mad Men” dizisinin sigara lobisi tarafından yaptırılmış olacağına ciddi şekilde inanmaya başladım.
“Mad Men”de sigara içmeyen tek bir karakter yok!
Dizide iki sahneden birinde mutlaka sigaralı bir görüntü yer alıyor...
Kapalı yerde, restoranda, yatak odasında, işyerinde, her yerde sigara içiliyor...
Tamam, dizi 1960’ların başında, sigaranın yasak olmadığı, yaygın olarak kullanıldığı bir dönemde geçiyor. Ama “Yapımcılar ne yapsaydı” demek de çok masumane bir yaklaşım olur.
Ben yine şeytanlık yapayım...
Sakın iyice köşeye sıkışan sigara lobisi yapımcılara, “Bize öyle bir dizi yapın ki, sigaralı sahneleri rahatlıkla koyabilelim” isteğiyle gitmiş olmasın?
Bunun üzerine de yapımcılar “sigara iç, içki iç, yatabildiğin kadar kadınla yat” anlayışının hüküm sürdüğü 60’ların başında geçen bir hikâyeyi özellikle seçmiş olmasın?
O dönemde sigara içmek de serbest, alkollü araç kullanmak da. Viskisini kapan işyerine geliyor dizide... “Mad Men”in pilot bölümünde 70 sigara içilmiş, her bölümde de en az 20-30 sigara içiliyor.
Sigaralı sahnelerin buzlanmadığını da söyleyeyim.
Buzlanması açısından bir şikayet değil bu, butik bir kanalda yayınlanan bir dizi sonuçta...
Ama arkasında sigara lobisi olduğundan şüphem yok artık...

Polanski ayrımcılığı...

Ünlü yönetmen Roman Polanski, 1977’de 13 yaşında bir kızla cinsel ilişkiye girdiği için (tecavüz de deniyor), o tarihten bu yana Amerika’ya giremiyor.
2002’de “Piyanist”le En ıyi Yönetmen dalında Oscar aldığında bile, ödülünü almaya gidememişti Amerika’ya. Onun yerine Harrison Ford aldı ödülünü...
Bunca yıldır Fransa’da elini kolunu sallayarak yaşayan Polanski, ısviçre’ye gidince affedilmedi.
Yıllar önce işlediği suçtan gözaltına alındı hemen... Woody Allen, Martin Scorsese gibi ünlü yönetmenler, oyuncular ayağa kalktı ‘serbest bırakılsın’ diye...
Bu bir çifte standart değil mi?..
13 yaşında bir kızla cinsel ilişkiye giren Polanski değil de sıradan biri olsaydı, aynı destek verilir miydi?
Ünlülerin dayanışması bu kadar normalse, Deniz Seki’ye destek veren ünlülerin sayısı bizde neden bu kadar az?
Yazarın Tüm Yazıları