Şekerlilerin sayısı artıyor

Şeker hastalarının sayısı artıyor. Daha çok orta yaşlarda görülen ve Tip 2 Diyabet olarak bilinen şeker hastalığının erişkin tipi son yıllarda gençler ve çocuklarda da görülmeye başladı.

Bunun birinci sebebinin beslenme yanlışları ve hareketsiz yaşam tarzı sonucu ortaya çıkan kilo fazlalığı ve şişmanlık olduğu biliniyor. Şekerli, yağlı ve yüksek kalorili fastfood ürünler, son yıllarda tüketimi müthiş bir hızla artan gofret, bisküvi ve şekerlemeler, cipsler çocukların günlük kalori tüketimlerini de yağ ve karbonhidratlı besinlere yüklenmelerini artırdı. Sonuçta kötü beslenen, yanlış beslenen fazla kilolu çocuk ve gençler ortaya çıktı. Televizyonların, videobilgisayar oyunlarının, yoğun ders programlarının masa başına mahkum ettiği bu hareketsiz tombul neslin orta yaşlarda görülen bazı hastalıklara yakalanmaları önemli bir uyarı işareti.

Çocuklarda görülen şeker hastalığının belirtileri büyüklerde görülenden pek farklı değil. Ağız kuruluğu, kilo kaybı, çok su içmek, çok idrara çıkmak, gece işemeleri yeni başlayan bir diyabetin ilk belirtileri olabiliyor. Bu belirtileri yaşayanların açlık ve tokluk şekerlerine baktırmaları gerekiyor. Çocuklar ve gençlerde görülen bir başka diyabet tipi de "insüline bağımlı diyabet" olarak da bilinen Tip 1 Diyabet hastalığıdır. Bu diyabetin genetik, bağışıklık bozukluğu ve virüsler gibi etkenleri olabiliyor. Tip 1 Diyabet bazen yeni doğanlarda bile görülebiliyor.

HER ORGANI ETKİLİYOR

Şeker hastalığı bütün organların fonksiyonlarını bozabiliyor. Özellikle damarları ve bilhassa ince ve küçük damarlarla orta büyüklükteki damarları etkiliyor. Bu nedenle de göz, böbrek, kalp gibi damardan zengin organlara daha fazla zarar veriyor. Gözde görme kaybına, böbrekte böbrek yetmezliğine, kalpte koroner kalp hastalığının her şekline yol açabiliyor. Beyin damarlarını etkileyerek felçlere, bellek bozukluklarına neden oluyor. Ayak damarlarında oluşturduğu daralmalar ve tıkanmalar başlangıçta yürüyüşle ortaya çıkan dinlenince azalan, kaybolan ama daha sonra devamlı bir hal alan ağrılara yol açıyor. Cinsel organların kanlanması, sinir dokusunun bozulması ve cinsel güçsüzlüğe neden oluyor. Kısacası şeker hastalığından etkilenmeyen organ, doku, sistem yok gibi bir şey.

TEŞHİSİ ÇOK KOLAY

Hastalığın teşhisinde açlık şekeri ile yetinmemek mutlaka tokluk şekeri tayinleri de yapmak gerekiyor. İhtiyaç duyulduğunda şeker yükleme testleriyle gizli bir diyabeti erken bir dönemde ortaya çıkarmak da mümkün olabiliyor. Tedavisi ve kontrolü mümkün bir hastalık olan şeker hastalığının yaşlılıkla ilişkili hastalıklar arasında da yer aldığını unutmayın. Yaşınız ilerledikçe bu hastalığa yakalanma ihtimalinizin artacağını hatırlayın. Yanlış beslenmenin, şişmanlık ya da kilo fazlalığının, hareketsiz bir hayatın, bu hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştıracağını hatırlayın.

14 Kasım diyabetliler için çok önemli bir gündür. Bugün diyabetlilerin sorunları, diyabette eğitimin önemi, diyabeti önlemenin yolları gibi pek çok konuda önemli konferanslar yapılacak. Diyabetin erken teşhisle daha kolay kontrol edilebileceği ve önlenebilir bir hastalık olduğu vurgulanacak. Şeker hastalığını ailenizden uzak tutmak istiyorsanız, şeker hastasıysanız, kontrolü kolaylaştırmayı düşünüyorsanız bu konferanslardan istifade edin.

Diyabetliler nasıl egzersiz yapmalı

Şeker hastalarının egzersize başlarken egzersizin zamanına, sıklığına, yoğunluğuna dikkat etmeleri gerekiyor. Şeker hastalarına yemekten hemen sonra veya önce egzersiz tavsiye edilmiyor. En uygun zamanın yemekten 1.5-2 saat sonrası olduğu, egzersiz öncesi ve sonrası kan şekeri ölçülmesinin yararlı olacağı biliniyor. Kan şekeri 240-250’nin üzerinde olduğunda egzersizin yapılmaması, 100 mg’ın altında olduğunda ise bir miktar karbonhidratlı besin yedikten sonra yapılması tavsiye ediliyor. Kan şekeri 60’ın altında olanların kesinlikle egzersiz yapmamaları gerekiyor.

Diyetisyen

Tuğçe ALTAN

BAHÇE


Kan şekerinin ayarında beslenme ve egzersiz önemli

Şeker hastalığında tedavinin amacı sadece kan şekerini ayarlamak değildir. Yaşamınızı kolaylaştırmak, yaşam kalitenizi yükseltmek, bedensel ve ruhsal bakımdan kendinizi iyi hissetmek de tedavi hedefleriniz arasında olmalıdır. Beslenme programı ve egzersiz aktiviteleri metabolik ayarın ayrılmaz parçalarıdır. Boyunuza, kilonuza, yaşınıza fiziksel aktivite düzeyinize, ekonomik durumunuz ve ağız tadınıza, iş ve ev ortamınıza uygun bir beslenme planı oluşturmak gerekir. Bunun için bir diyet uzmanı ile görüşmekte yarar vardır.

Düzenli egzersiz alışkanlığı da kan şekeri ayarını düzeltmekle kalmaz, kan basıncını, yağlarını ve daha pek çok şeyi dengeler.

Dr. Evren ALTINEL

Estetik cerrahi hızla gelişiyor

Tıbbın en hızlı gelişen alanlarından biri estetik cerrahidir. Estetik cerrahlar travması daha az, uygulaması daha kolay yöntemler geliştirme konusunda müthiş bir gelişme gösteriyor. Özellikle endoskopik yüz cerrahisi, endoskopik alın ve şakak germe ameliyatları son yılların en önemli gelişmeleri arasında sayılıyor. Ameliyatla yapılan işlemler sayesinde yaşlanma belirtileri önemli ölçüde ortadan kaldırılıyor. Kırışıklıklar ve çizgiler yok oluyor.

Dermatolog Dr. Şerife GÜNEL

DİYET GÜNLÜĞÜ

Arkadaşlarımla kafede otururken bir şeyler içmek istiyorum, diyetimi bozacağından korktuğum için sadece su içiyorum. Diyetimi bozmayacak önerileriniz var mı?

Diyetinizi sosyalleştirin

Katıldığınız arkadaş toplantıları, baş başa sohbetler, doğum günleri kimi zaman hafta sonu bazen hafta içi. Yemeğinizi evde veya başka bir yerde yemişken bir şeyler içmek diyetinizi bozar mı? Ama bir şeyler içmek lazım. Hadi gelin seçimlere göz atın...

Sıcak içecekler: Bitki çayları (şekersiz, tatlandırıcı olabilir), çay (şekersiz, tatlandırıcı olabilir), sade kahve, sade veya orta Türk kahvesi, az yağlı süt ile yapılmış kremasız kahveler.

Soğuk içecekler: Limonata (mümkünse tatlandırıcı ile yapılmış), taze sıkılmış meyve suyu (orta büyüklükte bir bardak ile), buzlu az yağlı süt ile yapılmış kahveler, soda-limon, soda-taze sıkılmış meyve suyu.

Spora başladım, vücut geliştirmeye gidiyorum. Burada bana protein tozu kullan diyorlar. Yararlı mıdır?

Protein tozu değil "doz"u önemli

Protein tozları kullanılırken bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir:

1- Sporcunun günlük protein ihtiyacı bilinmelidir.

2- Protein kullanımı sporcunun enerji dengesini bozmayacak şekilde ayarlanmalıdır.

Fazla proteinin zararları

1-
Proteinler vücutta depo edilmez. Alınan proteinlerin fazlası yağa dönüşerek depo edilirler.

2- Protein bakımından zengin hayvansal kaynaklı besinlerin yapılarında katı yağ ve kolesterol bulunmaktadır. Bu tür yiyeceklerin fazla oranda tüketimi ileri yaşlarda kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini artırır.

3- Proteinlerin parçalanması sonucu oluşan artik maddelerin (ürik asit) atımı böbrekler yoluyla olduğundan sporcularda su kaybına yol açar.

4- Fazla protein vücuttan kalsiyum atımını hızlandırır.

İlk defa spora başlıyorsanız bu ürünleri kullanmadan önce hekiminize danışmayı ihmal etmemeniz gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları