Sedat Ergin: Türkiye'nin Yüce Divan tarihi

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ın, 1996 başında RP Lideri Necmettin Erbakan'la yürüttüğü koalisyon pazarlığını bütün ülke nefesini tutarak izliyordu.

ANAP-Refah koalisyonunun kurulması an meselesiydi. Yılmaz, ilk dönem başbakanlığını Erbakan'a kabul ettirmiş, tek pürüz olarak bir-iki bakanlığın dağılımı kalmıştı.

Aslında, bütün bu egzersiz, Yılmaz'ın DYP Lideri Tansu Çiller'e kendi koşullarını kabul ettirebilmek için giriştiği blöften başka bir şey değildi. Ve Yılmaz, oyunu ustaca, büyük bir soğukkanlılıkla oynuyordu.

Bu sırada ANAP sözcüleri basına, ANAP-RP koalisyonunun Çiller'i Yüce Divan'a göndereceği haberini yaymaya başladılar.

Yılmaz, bir taraftan da el altından Çiller'le pazarlık yürütüyordu. Çiller, ANAP'ın koşullarını, bu çerçevede dönüşümlü sistemde önce Yılmaz'ın başbakanlığını kabul etti. Yılmaz, Erbakan'ı ortada bıraktı.

Kuşkusuz, Çiller'in geri adım atmasında pek çok faktör rol oynadı. Ama ANAP kurmaylarına bakılırsa, belirleyici olan faktörlerden biri, DYP'ye masanın ucundan gösterilen Yüce Divan kartıydı.

Hemen ardından ANAYOL koalisyonu kuruldu. Bu hükümetin dağılmasına da yine Yüce Divan sorunu yol açtı. FP'nin verdiği TOFAŞ, TEDAŞ ve Mal Varlığı dosyalarına ilişkin soruşturma önergeleri ANAP'ın da oylarıyla kabul edilip Çiller'e Yüce Divan yolu açılınca, DYP koalisyondan çekildi; ANAYOL çöktü.

Çiller, bu kez RP ile koalisyon pazarlığına oturdu. İlginçtir ki, REFAHYOL koalisyonunun kuruluşundaki temel mutabakat noktalarından biri, Çiller'in aklanarak Yüce Divan yolunun kapatılmasıydı.

Nitekim, RP-DYP ortaklığı her üç dosyada da Çiller'i akladı. Çiller hakkında Yüce Divan önergesi veren RP milletvekilleri, kendi önergeleri aleyhinde oy kullandılar.

RP'nin adı bu nedenle Refahmatik'e çıktı. ANAP'lılar özel olarak imal ettirdikleri deterjan kutularının üstüne Refahmatik yazıp, halka dağıttılar.

RP'nin uğradığı prestij kaybında, ilkesizliğini ortaya koyan Refahmatik olayının etkisi büyüktür.

Yüce Divan kartının kullanılması, ardından bu karttan kaçış çabasının da eseri olan RP-DYP koalisyonu döneminde Türkiye, cumhuriyet tarihinin en ağır rejim bunalımını yaşadı, ülke askeri bir müdahalenin eşiğinden döndü.

Bu arada, CHP'nin sonradan verdiği yeni önergeler nedeniyle hem Çiller, hem de Yılmaz hakkındaki Yüce Divan dosyaları 1998 sonbaharında oylama için Meclis'e geldi.

Muhalefetle işbirliği yapıldığı takdirde, her biri diğerini Yüce Divan'a gönderme kartını ele geçirmişti.

Bir yılgı dengesi kurulmuştu. Çiller ile Yılmaz 1998 Ekim ayında bir bırakışma anlaşması imzaladılar. Meclis'te birbirlerini akladılar.

Kamuoyunda büyük tepki yaratan bu aklama operasyonu, Yılmaz'ın 1999 seçimlerinde uğradığı oy kaybının nedenleri arasında önemli bir yer tuttu.

Görüleceği gibi, 1990'lı yılların ikinci yarısında Türkiye'de siyasi istikrarsızlığın derinleşmesine yol açan olayların hemen hemen tümünün arkasında bir şekilde Yüce Divan faktörünü karşımızda görüyoruz.

Denilebilir ki, Türkiye'nin çok yakın tarihi aslında bir Yüce Divan tarihidir de.

Yazarın Tüm Yazıları