Sakık'ın itirafları

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Şemdin Sakık bu aralar ilginç şeyler anlatıyormuş.

Gazeteler öyle yazıyor.

İtirafları savcı bile görmeden önce gazeteciler nasıl ele geçiriyorlar pek anlayamadım.

Ama tabii ki bu hiç önemli değil çünkü gördüğünüz gibi ben gazeteciliği beceremediğim için köşe yazarı olmuş durumdayım.

Artık sadece başka insanların mesleki başarıları üzerine yazılar yazabiliyorum.

Bu nedenle olayın nasıl olduğunu anlamamam son derece normal.

Önemli olan zaten bu değil.

Önemli olan Sakık'ın anlattıkları.

Şimdi anladığım kadarıyla onun bu anlattıklarından yola çıkarak bir çok insana devlet hak ettikleri cezayı verecek.

Belirli politikalar onun anlattıklarına göre çizilecek.

Yanlış anlamayın buna itirazım yok.

Olamaz da zaten, çünkü ben hem vatan haini değilim hem de benim hayat felsefem ‘‘Büyüklerim ne yaparsa o doğrudur’’ inancı üzerine kurulmuş durumdadır.

Hatta geçen akşam bu felsefemi babama da anlattım.

Babam kendisine rakı almak için mutfağa gitmişti, bana da bir kadeh koymuş.

Geri geldiğinde ona ‘‘Büyüğüm, sen ne yaparsan o doğrudur. Helal olsun sana’’ dedim.

İşte ben böyle bir insanım, ne yapayım elimde değil.

***

Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta var.

Gazeteler haklı olarak Şemdin Sakık'ın itiraflarının sansasyonel bölümlerine konsantre oluyorlar.

Yetkililer de bu noktalarda gerekeni yapmaya hazırlanıyorlar.

Halbuki itirafların bazı gözden kaçan bölümleri de var.

Devletin bu noktalarda da üzerine düşen görevi hakkıyla yapmasını rica ediyorum.

Bugün Sakık'ın itirafında gözden kaçan, ama ibret verici olan bazı diğer bölümleri açıklayacağım.

Diğer bütün köşe yazarları gibi benim de beklentim, yetkililerin bu itiraftan yola çıkarak gereken adımları bir an önce atmasıdır.

***

İşte itiraflardan diğer çarpıcı bölümler.

1- Bu memlekette bölücülük faaliyetine en fazla yardımcı olan husus yabancı şarap ithalatıdan alınan vergilerin bu kadar yüksek tutulmasıdır. PKK, bu durumu fırsat bilip özellikle Kaliforniya şaraplarında kaçakçılık yapmak üzere özel bir tim oluşturmuştur. PKK'nın parasal kaynaklarına en büyük darbeyi vuracak şey yabancı şarap ithalatından alınan vergilerin bir an önce düşürülmesi ve yabancı şarabın -özellikle de Kaliforniya ve Fransız şarapları- ithalatının serbest bırakılmasıdır. Apo'nun en korktuğu nokta devletin bu adımı atması ihtimalidir.

***

2- Örgüt, Rana Turgut gibi bir insanın Türkiye'de canlı olarak var olmasından son derece mutludur. Bu bayanın yaptığı ve neden olduğu olayların Türkler'in morallerini son derece bozduğunun farkındadır. Bu moral bozukluğunun da bölücü örgüte karşı yapılan savaşta olumsuz etkilerde bulunduğunu gözlemlemiştir. Apo bu nedenle örgütün bütün yönetici kadrosuna Rana'nın yaşatılması için elinizden ne geliyorsa onu yapın talimatında bulunmuştur.

***

3- Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet Gazetesi yazarlarından Serdar Turgut'a talep etmekte olduğu maaş miktarını bir türlü vermemesi de PKK'nın lehine işlemektedir. Hayatta umduğunu bir türlü bulamayan yazar sık sık arabesk kimlik bunalımlarına düşmekte ve zaman zaman, hiç haddi olmamasına rağmen demokrat bilinç sahibiymiş havaları atmaktadır. Bölücü örgüt, onun bu ruh halini fırsat bilip beynini yıkamaya başlamıştır. Bu değerli yazarın doğudaki bütün köylerde okunan bir numaralı yazar olduğu hatırlanırsa, onun örgütün bu propogandasında böylesine korumasız bırakılması, bazı istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu değerli fikir adamını PKK güdümüne kaptırmamak için Ertuğrul özkök'ün onun maaşını yüksek oranda, bir an önce artırmasında büyük yarar vardır. Türk devleti bunun faydalı sonuçlarını elbette görecektir.

***

4- Bir önceki tavsiyem tutulmadığı takdirde ne yapmalı? O zaman yapılacak tek şey yine Apo'nun bir gün sohbet esnasında söylediği sözde bulunabilir. Apo o gün ‘‘Yahu anladığım kadarıyla devlet bu Serdar Turgut'u Türkiye'den atmaya uğraşmaktadır. Onun yaratacağı olumsuz etkilerden milleti ancak böyle koruyabileceklerine karar vermişler. Hatta sürgüne gönderileceği yer bile belliymiş. Etkisi tamamen ortadan kalksın diye onu bundan böyle New York'ta yaşamaya mecbur edeceklermiş. AMAN NE YAPARSANIZ YAPIN ONUN NEW YORK'A GÖNDERİLMESİNİ ENGELLEYİN. ÖRGÜTÜN GELECEĞİ BELKİ DE BUNUN ÖNLENMESİNE BAĞLI. SERDAR, MUTLAKA TÜRKİYE'DE TUTULMALIDIR’’ diye konuştu.

***

5- Hamit Turgut'un bölücü örgüt namına kuryelik yaptığı yolunda konuşmalar duydum. Bir gün ben dağda otururken arkadaşlardan bir tanesi ‘‘Pipolu adam bugün yine İstanbul'a gitmiş, haberiniz olsun’’ dedi. Ankara'da pipolu adam diye bilinen başka insan olamayacağına göre bu olsa olsa Hamit'tir. Örgüt onun durmadan İstanbul'a gitmesinden, bir hafta on gün kalmasından çok memnundur. Bölücü hainlerin bazıları onun İstanbul'a gitmesinin engellenmesi durumunda örgütün nasıl darbe yiyeceğini çok iyi bilmektedirler. Devletin onun bu ziyaretlerini engellemesi durumunda onun gibi bir kuryeyi de bir daha katiyen bulamayacaklarını çok iyi bilmektedirler.













Yazarın Tüm Yazıları