Sağlıkta bilim adamı suça teşvik ediliyor

TAM Gün Yasası adı altında uygulanan bir seri yaptırımın asıl amacı nedir?

Haberin Devamı

Öğretim üyeleriyle halkın karşı karşıya geldiği bir kavgadır. Peki kimin işine yarıyor dersiniz?
Prof. Dr. Vecdet Öz’ün bu konuda eleştiri ve önerileri var. Yıldırım Akbulut’un Sağlık Bakanlığı döneminde ‘Tam Gün Yasası’nı hazırlayan ekipten olan Vecdet Öz “Eğer bu uygulamanın yararlı ve verimli olması istenmiş olsaydı, altyapısı oluşturuldu. Apar topar yürürlüğe konulmak istenen AKP versiyonu Tam Gün çözüm üretmekten çok at ve arpayı kavga ettirmekten başka bir şey değildir. AKP’nin bu çatışma zemininde üniversiteden ayrılanların yerine getirdiği yeni adamlarıyla kadrolaşma yaparken aynı zamanda kamuoyunda puan kazanmıştır. Tam Gün Yasası’nın tek getirisi AKP’ye oy kazandırmak ve üniversitelerde tıp kadrolaşmasını sağlamak olmuştur ve tartışma sürdükçe bu durum böyle olmaya devam edecektir” diyor ve yasanın yararlı olabilmesi için alt yapısının şu kriterler üzerine oturtulması gerektiğini söylüyor.
NE GEREKİYOR
- Öncelikle kamuya ait hastanelerin fiziki koşulları dünya standartlarında olmalıdır. Kullanılan cihazlar modernize edilmiş ve sarf malzemeleri uluslararası standartlarda olmalıdır.
- Doktor ayrımı gözetmeden tüm sağlık çalışanları mesleki pozisyonlarına göre dünya standartlarında ücretlendirilmeli ve hasta gelirlerinden performanslarına göre prim alabilmelidir.
- Hastane sayısı ve personel oranı nüfusa göre uluslararası standartlarda planlanmalıdır.
- Tıp gibi kutsal ve saygın bir mesleğin onurunu korumak için hasta-doktor-para ilişkisi ortadan kaldırılmalıdır. Bu ilişkinin ortadan kaldırılması için genel sağlık sigortası zorunlu hale gelmelidir.
- Sağlık primi ödeme zorluğu içinde olanların primi devlet tarafından karşılanmalıdır.
- Öğretim üyesi statüsünde olan hekimlere hasta gelirlerinin yanı sıra eğitim ve bilisel araştırma sayılarına göre ilave ücret verilmelidir.
- Tıp ve hukuk dışında çalışan diğer fakülte öğretim üyelerinin de gelirlerini artıracak fakülte-sanayi ve serbest piyasa bilim işbirliğinin sağlanması gerekmektedir. Dünyada üniversiteler eğitim hizmeti vererek, bilimsel araştırma yaparak ve araştırma neticelerini piyasadaki her tür üretime satarak gelir temin ederler; bu gelirlerin tamamı devlet kesintisine uğramadan üniversite işletmesine ve öğretim üyesi ile personeline bırakılır, devlet ise bu paylaşımın adil olmasını düzenler ve ilim adamının onurunu korur.
Türkiye’deki uygulama ise tam tersine ilim adamını aç bırakarak suça teşvik eder, toplumla karşı karşıya getirip onurunu kırar, üniversitelerin tüm gelirlerine el koyar ve çalışana adeta göz hakkı verir ve topladığı paraları rant düzeneğine aktarır.”
Sağlık Bakanlığı, bu görüşlere dikkate alır mı?

Haberin Devamı

GAZETECİ-yazar, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Silivri’de 1000’inci gününü dolduruyor. Pazar günü İzmir’de bir miting yapılıyor. Hafta başından itibaren de, CHP’li belediyelerin tek tek Başbakan hakkında tazminat davası açacağı bildiriliyor.

Haberin Devamı

Hem cehalet, hem ihanet

15-16’ncı Dönem CHP Erzincan Milletvekili Nurettin Karsu ‘Dersim katliamını kim yaptı?” başlıklı araştırmasında özetle şöyle diyor:
“Bir ‘Dersim Sürgünü’ olarak söylüyorum: Dersim’le Atatürk’ü sorgulamak, eğer cehalet değilse, ihanettir!..
Evet; çektiğimiz acılardan sonra, Dersim katliamını, yapanlardan değil, Atatürk’le sorgulamak eğer cehalet değilse, ihanettir!..
Nurettin KARSU
(15.-16. Dönem CHP Erzincan Milletvekili)

Sovyet kaynakları Dersim için ne diyor

KÖŞEMİZDE Dersim ile ilgili görüşlere karşılık Silivri 2 No’lu Cezaevi’nde yatan Mehmet Perinçek, bir mektup gönderdi. Perinçek, şöyle diyor:
“Ben de Sovyet Devlet Arşivleri’nde yaptığım çalışmalar sonucunda ‘Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt İsyanları’ (Kaynak Yayınları) başlıklı bir kitap hazırladım. Bu kitapta Dersim İsyanı’yla ilgili raporlar da bulunuyor.
Sovyet devletinin ve Komünist Enternasyonel’in bu raporlara yansıyan resmi görüşünü şu şekilde özetleyebiliriz:
Dersim İsyanı, gerici Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarının bir devamıdır. İsyan, Cumhuriyet rejimiyle feodal kalıntılar arasındaki çatışmanın başka bir yansımasıdır. Dersim’de kanun tanımayan çağdışı bir rejim sürmektedir. Devletin içinde başka bir devlet gibidir. Bu sebeplerle bölge, ulusal ekonomiyle de bütünleşememektedir. Kemalist iktidar, Ortaçağ’dan kalma bu yapıyı ortadan kaldırmak için harekete geçmiş, bunun üzerine kendi hükümranlıklarının son bulacağını gören gerici aşiret reisleri, bölge halkının belirli konulardaki hoşnutsuzluklarından da faydalanarak geniş çaplı bir isyan başlatmıştır. İsyanda Hatay meselesinden dolayı Türkiye’ye sorun yaşayan Fransa da rol oynamıştır. Türk hükümetinin aldığı tedbirler bazı aşırılıklar olmakla birlikte meşru ve haklıdır.
Özetleyeceğim bu tespitler ne Kemalist iktidara, ne de bana aittir. Dönemin sol-sosyalist hareketinin merkezi Sovyet Devleti’nin ve Komintern’in resmi görüşüdür.
Bu vesileyle cezaevinde tamamladığım ve birkaç gün önce çıkan kitabımı takdim ediyorum.”
(Mehmet Perinçek, sözünü ettiği kitabı da göndermiş... Toplam 551 sayfalık kitabın, 9 sayfası ‘Kaynakça’, 28 sayfası da ‘Dizin’ oluşturuyor. Kitap, üniversiteler, siyasetçiler ve araştırmacılara büyük bir kaynak oluşturuyor.)

Haberin Devamı

Türk turizminin yarısını TUI ve Rewe kapıyor

TURİZM dendiğinde konu Türkiye’ye kaç kişi geldiği, gelenlerin sayısının ne kadar artıp ya da azaldığı gibi sığ bir açıdan ele alınıyor. Oysa turizm kendisi ile birlikte 54 sektörü etkileyen bir özelliği sahiptir. Antalya’da bu dönemde turizmle ilgili kendi alanında ilk olan bir kongre toplanıyor. Bu kongreyi, turizm ile ilgili olarak 20 yıldır yayıncılık ve fuar organizasyonu yapan Ekin Grubu Araştırma Birimi’nin Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) ile birlikte yayınladığı ‘Resort’ Dergisi gerçekleştirecek. 3 Aralık’ta Antalya Talya’da toplanacak olan kongreye, bakanlar Ertuğrul Günay ve Egemen Bağış’ın dışında Avrupa’nın en büyük iki grubu olan TUI Başkanı Michale Frenzel ve Rewe CEO’su Sören Hartmann katılacaklar. TUI Avrupa turizm pazarındaki payı %23, Rewe’nin %18. Yani ikisi Avrupa pazarının yarısını temsil ediyor. Alman Turizm Araştırmaları Merkezi’nin Türkiye-İtalya-İspanya ülkeleri için hazırladığı karşılaştırmalı rekabet üstünlükleri raporu da ilk kez bu kongrede açıklanacak.

Yazarın Tüm Yazıları