Robbie Williams Türk kızıyla evlendi ha? Güldürmeyin...

Robbie, Türk kızı aldı diye bayram edeceğiz neredeyse.
En çok da buna gülüyorum, Ayda Field’ın ‘Türk kızı’ sayılmasına...
Kız tek kelime Türkçe bilmiyor, Türkçe söylediği tek bir kelime var: ‘Baba’...
Ayda’nın babası Haldun Evecan, 1978’de İngiltere’de evleniyor, 1979’da Ayda dünyaya geliyor.
4-5 yıl sonra Haldun Bey, kızını karısını İngiltere’de bırakarak Türkiye’ye dönüyor ve kendine yeni bir hayat kuruyor.
Burada yeniden evleniyor, Türk eşinden iki kızı daha oluyor.
Peki bu arada Ayda ne oluyor?..
İngiliz annesinin yanında bir İngiliz olarak büyüyor.
Babası Türkiye’ye geldi diyor ama ben Ayda’nın hayatında Türkiye’yi gördüğünden bile şüpheliyim.
Hatta baba-kızın ayrıldıktan sonra görüştüklerinden bile...
Öyle olsa Haldun Bey bugüne kadar İngiltere’de bir kızı olduğunu eşinden dostundan saklar mıydı?..
Ne zaman ki Robbie Williams’la evleneceği ortaya çıktı, Haldun Bey kızını sahiplenmeye başladı.
Hatta sağı solu arayıp kızımın mayolu fotoğraflarını neden basıyorsunuz diye kızdı.
Baba-kız görüşüyor olsa, sağlıklı bir ilişkileri olsa, Ayda babasını düğününe davet etmez miydi?..
Şimdi Haldun Bey kalkmış, Robbie Williams için ‘damadım’ diyor...
İsterlerse burada da düğün yaparım diyor.
Keşke olsa, Haldun Bey adına sevinirim.
Ama bu tipik bir ailesini terk etmiş baba hikayesidir. Yıllar sonra kız büyüyüp ünlü olunca baba ortaya çıkar.
O sırada kızın Türklük’le ilgisi kalmamıştır ama olsun, hepimiz “Robie Williams, Türk kızıyla evlendi” diye seviniriz...

Kilo meselesi

THY de kilolu hostes konusunda benimle aynı fikirde; zorunlu izne çıkardı onları.
Kadın yazarlar da beni eleştiriyor.
Ömür Gedik, İdil Çeliker saydırmışlar:
Manken görmek istiyorsan defileye git...
Kadınları aşağılamaktır bu...
Hosteslik mesleği erkeğin gözünü okşama demek değildir...
Ülkü Tamer’in tam da buna denk düşen bir sözü var; “Hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten” der şair...
Kadın yazarların durumu da böyle.
Bana kızıyorlar ama konuyu bilmiyorlar.
Arkadaşlar, THY’nin şişman diye izne gönderdiği kabin memurlarından 15’i erkek, 13’ü kadın...
Yani erkekler daha fazla...
Şişmanlıktan mağdur olan varsa daha çok erkekler.
Neden ilk kadınlar geliyor aklınıza...

Özgürlük nerede

Bakire sözcüğünün RTÜK mü yoksa RTÜK korkusu yüzünden kanallar ve yapımcılar tarafından mı bip’lendiğini sormuştum.
En kötüsü budur işte; yaratılan korkuyla otosansürün, sansürün önüne geçmesi.
RTÜK bir şey demiyor ama öyle bir korku salmış ki, sadece bakire değil, eşcinsellikle ilgili bütün diyalogları, Tanrı kelimesini kendi kendilerine yasaklar hale gelmiş kanallar.
Senarist senaryoyu yazmadan...
Yönetmen çekmeden...
Yapımcı kasedi teslim etmeden...
Kanal yayınlamadan...
Otosansür uyguluyor.
Sonra da Türkiye için herkesin istediğini söylediği özgür bir ülke diyoruz ha...

Çocuklara bayramlık

Bayramlık giyinmek de yok olup gidiyor mu?..
Bayramlık elbiseler almak, alamasan da en yenilerini giymek eskiden çok daha önemliydi.
Geçenlerde İstanbul’dan 1950’lere ait siyah beyaz fotoğraflar geçti elime...
Bayram sabahı çekilmiş kareler.
Erkekler takım elbiselerini, fötr şapkalarını giymişler, kadınların üzerinde en güzel elbiseleri...
Kimi fotoğrafın arkasında ‘şeker bayramı’ yazıyor kimisinin ‘cumhuriyet’...
Ama tüm bayramların ortak özelliği insanların özenle hazırlanmış olması.
Şimdilerde bu özen de kalmadı.
Bu yüzden Ariel’in başlattığı kampanyayı çok beğendim, ‘bayramlıklarımızı’ giymeyi yeniden hatırlatıyor bize.
Neşe Erberk’in yüzü olduğu kampanyada, 0-13 yaş arası çocukların küçülen ya da giyilmeyen elbiseleri toplanacak.
Temizlenip düzenlendikten sonra da ihtiyaç sahibi çocuklara iletilecek.
Bayramlık alamayan çocukların da bu bayram giyeceği yeni bir şeyleri olacak.
Çocuklarınızın küçülmüş elbiselerini kenarda köşede saklamayı bırakın...
Bayramlık giyinmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu hatırlayın. (bilgi kusursuztemizlik.com sitesinde)